İngiltereli gazeteciler: Kürt gazeteciler medyanın rengini değiştirdiler

  • dünya
  • 10:19 22 Nisan 2021
  • |
img
ANKARA - Kürt gazetecilerin haberleriyle bölgedeki gelişmeleri öğrendiklerini belirten İngiltere'deki gazeteciler, "Devletin yalanlarını ifşa ederek medyanın rengini değiştirdiler ve halkın gerçek habere ulaşmasını sağladılar" dedi. 
 
Kürt Gazeteciler Günü’ne ilişkin konuşan İngiltere’deki gazeteciler Steve Sweeney, ”Kürt gazeteciler her gün sabah kalkıyor ve o gün tutuklanabileceklerini bilerek işe gidiyorlar” derken, Bethany Rielley ise, Kürt basının 123 yıldır olduğu gibi bundan sonra da korkusuz ve kararlı haberciliğine sürdüreceğini söyledi.
 
Mîqdad Mîdhed Bedirxan tarafından 22 Nisan 1898 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de basılan ilk Kürtçe gazete olan Kürdistan Gazetesi’nin yayın hayatına başlamasının üzerinden 123 yıl geçti. Bu tarih 1973 yılından bu yana ise Kürt Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. İngiltere merkezli Morning Star gazetesi Uluslararası Editörü ve Türkiye ve Kürdistan'da Demokrasi için Gazeteciler Platformu kurucusu Steve Sweeney, Morning Star gazetesi muhabiri Bethany Rielley ve Kürdistan Medya Projesi Platformu Editörü Marcel Cartier, 22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü'ne dair  Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.
 
'DÜNYA KÜRT GAZETECİLERE BORÇLU'
 
İlk Kürt gazetesinin öyküsünün birçok yönden bugünkü Kürt gazeteciliğin simgesi olduğunu belirten Steve Sweeney, "Kürt gazeteciler, pek çok baskıya, kapatmaya, yer değiştirmeye maruz bırakılmıştır. Bu nedenle Kürt gazeteciler, en başından beri sadece habercilik açısından değil, aynı zamanda üretim ve dağıtım açısından da uyum sağlamak ve yenilik yapmak zorunda kaldı. Bugün Kürt medyası da temel özgürlük ve demokrasi hakları mücadelesinin ön saflarında yer almaktadır" dedi. Türkiye'nin dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi olduğunun altını çizen Sweeney, Kürt gazetecilerin, Kürt tarihinin kolektif hafızası olduğunun ve emperyalizme karşı küresel mücadelenin çok önemli bir parçası olduğunun altını çizerek, "Dünya Kürt gazetecilere çok şey borçlu. Yalnızca işlerini yapabilmek ve gerçeği halka ulaştırmak için çok büyük riskler alıyorlar. Dünyadaki tüm gazetecilere örnek teşkil ediyorlar. Onlarla çok yakın ilişki içinde çalışıyor olmaktan ve onlara arkadaşım diyebiliyor olmaktan dolayı gurur duyuyorum" dedi.
 
‘CESARET KAYNAĞI'
 
Kürt gazetecilerin çalışma koşullarına ve üzerlerindeki baskıya rağmen inatla ve ısrarla işlerini yaptıklarını ifade eden Sweeney, "Kürt gazeteciler tanıdığım en cesur insanlar. Dünya, onlar sayesinde Türk devletinin gerçekte ne olduğunu biliyor. Ama dünya aynı zamanda emperyalist güçlerin Kürt halkının soykırımına, Abdullah Öcalan'ın tutuklanmasına, Halkların Demokratik Partisi (HDP) üye, yönetici, milletvekili ve belediye başkanlarının  hapse atılmasına suç ortağı olduğunu da biliyor. Kürt gazeteciler her gün sabah kalkıyor ve o gün tutuklanabileceklerini bilerek işe gidiyorlar. İşlerini korkusuz bir şekilde yapıyorlar.Türk askerlerinin iki Kürt çiftçiyi helikopterden atmasından, geçtiğimiz ay Ankara'da Kürtçe konuştuğu için öldürülen genç adama kadar; İngiltere merkezli bir gazeteci olarak muazzam bir güç, direnç ve cesaret kaynağı olduklarını söyleyebilirim. Kürt halkına yönelik baskı meselesini dünyaya duyuruyorlar ve bu paha biçilmez bir durum” ifadelerinde bulundu.
 
DAYANIŞMAYA DEVAM 
 
Kürt gazeteciliğinin daha da büyüyeceğine inandığını belirten Sweeney, "Kürt basını bir 123 yıl daha ve hatta daha sonrasında da burada olacak. Onların dirençleri bize şunu gösterdi, başlarına ne gelirse gelsin, Kürt basını bunun üstesinden gelecek dirayete ve dirence sahiptir. Bir kalem ve kamera, bir kurşun ve bombadan güçlüdür. Bu yüzden Kürt gazetecilerden bu kadar korkuyor. Öte yandan şunu söylemek zorundayım, batılı meslektaşlarımızın Kürt gazetecilerle yeterince dayanışma içinde olduğunu düşünmüyorum. İngiltere'de bu konuda farkındalık yaratmak için elimizden geleni yapıyoruz, fakat bazı konularda zorlanıyoruz. Kürt basınındaki meslektaşlarımızla ilişkilerimizi derinleştirmeye ve dayanışmamızı güçlendirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘MEDYANIN RENGİNİ DEĞİŞTİRDİLER’
 
Morning Star muhabiri Bethany Reilley  de "Kürt gazeteciler, devletin söylemini ve yalanlarını ifşa eden hayati bir ses sağlıyor ve gazetecinin kendisi ne gibi bir tehlikeye maruz kalırsa kalsın gerçeğin halka ulaşmasını sağlıyor. Kürt gazeteciler dünyaya gazeteciliği öğretiyor. Ana akım ve yandaş medyanın asla cesaret edip yazamayacağı hak ihlallerini, suistimalleri ve devletin karanlıkta bırakmak istediği Kürt halkının direnişlerini yazıyorlar. Kısaca söylemek gerekirse Kürt gazeteciler, devletin söylemini ve yalanlarını ifşa ederek medyanın rengini değiştirdiler ve halkın gerçek habere ulaşmasını sağladılar" dedi.
 
'ONLAR OLMASAYDI BİLMEYECEKTİK'
 
Gazeteciliğin, Kürt muhabirlerin her gün karşılaştığı sürekli taciz, zulüm ve baskı olmaksızın da zor bir meslek olduğunu hatırlatan Rielley, "Ürettikleri haberlerin yalnızca korkusuz değil aynı zamanda olağanüstü olduğuna da inanıyorum. Kürt basını olmasaydı  iki Kürt çiftçiyi helikopterden atan Türk askerlerini, devlet karşıtı protestoları ve hapishanelerde devam eden açlık grevlerini bilemezdik. Büyük kişisel riskler alarak bu konuları profesyonellik ve beceriyle ele almak sadece cesurca değil, aynı zamanda dünyadaki tüm gazetecilerin kendi haberlerinde daha korkusuz olmaları için ilham kaynağı oluyor" ifadesinde bulundu. 
 
Reilley son olarak şunları dile getirdi: "Önümüzdeki yıllarda da Kürt basınının 123 yıldır olduğu gibi korkusuz ve kararlı haberciliğini sürdüreceğine inanıyorum. Bu nedenle uluslararası dayanışma hayati önem taşımaktadır. Türkiye'nin basın özgürlüğünü ayaklar altına aldığı iyi bilinse de, Kürt gazetecilerin özel durumu genellikle göz ardı ediliyor.”
 
‘ENGELLERİ ORTADAN KALDIRIYORLAR’
 
İngiltere’de yeni kurulan Kürdistan Medya Projesi Platformu Editörü Marcel Cartier ise Kürt gazeteciler sayesinde birçok şeyden haberdar olduklarını dile getirdi. Cartier, “İster Türkiye'de ister Suriye'de ister İran'da olsun, resmi kaynaklardan bize gelmeyecek haberleri veriyorlar. Bu yaptıkları işi son derece önemli hale getiriyor. Sömürge ulus devletleri tarafından bize empoze edilen türden engelleri ortadan kaldırıyor. Avrupa'da çalışan gazeteciler olarak şunu söylemeliyim, buradan baktığımızda her biri bir kahraman gibi görünüyor” dedi. 
 
‘DAYANIŞMAYI YÜKSELTMELİYİZ’
 
Kürt gazetecilerine yönelik baskılara da değinen Cartier, “Onların cesareti, biz nispeten çok daha güvenli ülkelerde çalışan gazeteciler için bir ilham kaynağı. Çünkü sürekli takip edilmediği takdirde, Türkiye gibi baskıcı bir ülkede işlerinin ne kadar zor olduğunu unutabiliyor batılı gazeteciler. Bu bağlamda, içinde bulundukları durumda katkısı olan, Avrupa Birliği üyesi devletlerde yaşayan insanlar olarak, Kürt gazetecilerin seslerini duyurmak, yaymak bizlerin görevi. Bu anlamda, Kürt basınını yalnızca haber aldığımız güvenilir bir kaynak olarak görmeyi bırakıp, Kürt gazetecilerle sürekli dirsek temasında olmalı ve dayanışmayı yükseltmeliyiz. Kürt halkına karşı işlenen suçları son sesimizle bağırmalı, yazmalı ve bu suçların nereden geldiğini, neden kaynaklandığını asla unutmamalıyız" ifadelerinde bulundu. 
 
MA / Gözde Çağrı Özköse