Moeller: Rusya savaşmadan kazanmak istiyor

  • dünya
  • 09:14 20 Şubat 2022
  • |
img
HABER MERKEZİ - Ukrayna krizini değerlendiren araştırmacı Joergen Oerstroem Moeller, Rusya’nın savaşa girmeyeceğini ve savaşmadan kazanma planı yaptığını iddia ediyor. 
 
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimi analiz eden araştırmacı Moeller, NATO üyeliği konusunda Rusya’nın 1991 yılından beri ilk defa AB’ye ve ABD’ye geri adım attırdığını belirtiyor. Moeller, Kremlin’in gizli gündeminde Ukrayna’ya girmeden kazanç elde etmek olduğunu ileri sürüyor. 
 
SAVAŞA GİRMEDEN KAZANMAK
 
Ukrayna konusu her geçen gün alevlenmeye devam ediyor. Özellikle Ukrayna silahlı güçlerinin Donbass’ta bazı binalara saldırıda bulunduğuna dair Rusya basınında çok sayıda haber yayımlanıyor. Donetsk’te halkın tahliye edilmeye başlandığı bildiriliyor. Önümüzdeki süreçte yaklaşık 700 bin kişinin Rusya topraklarına tahliye edilmesi bekleniyor. Tüm göstergeler, bir “savaş” alameti gibi duruyor. Yağmur öncesi çakan şimşek misali. Rusya ve Ukrayna arasındaki “quid pro quo (kısasa kısas)”, kuşkusuz birçok araştırmacının ilgisini çekiyor. Bu bağlamda araştırmacı Joergen Oerstroem Moeller tarafından Responsible Statecraft adlı sitede kaleme alınan bir makale farklı bir bakış açısı sunuyor. “Rusya neden Ukrayna’ya saldırmayacak, ama yine de kazançlı çıkacak?” başlıklı makalede Putin yönetiminin göründüğünden daha “kurnaz” olduğunu yazıyor. Kremlin’in gizli gündeminde savaşmak yerine savaşa girmeden kazanç elde etmek olduğunu belirten Moeller, Ukrayna’ya olası operasyonda Çin ve Türkiye’nin rolünün önem arz ettiğini aktarıyor. Bu iki devletin Rusya’nın Orta Asya’da güçlenmesine izin vermemek için Ukrayna’ya olası bir savaşa karşı çıkacaklarını ileri süren Moeller, Rusya’nın iki müttefikinin Rusya ile hem partner olduğunu hem de örtülü olarak onunla rekabet ettiğini dile getiriyor. 
 
SATRANÇ MASASI
 
Putin’in Ankara ve Pekin’in karşı çıktığı, yeşil ışık yakmadığı bir savaşa girmeyeceğini belirten araştırmacı Moeller, Rusya’nın kendini bu kadar izole edecek güçte olmadığını ifade ediyor. Rus ordusunun yüzyıllar boyunca özel bir savaş tekniğine ve manevralara sahip olduğunu düşünen Moeller, ordunun en önemli taktiklerinden birinin aldatma ve yanlış yönlendirmeyle düşmanın dengesini bozmak olduğunu aktarıyor. Araştırmacı Moeller, Putin Rusya’sının her daim ucu açık bir politika ifa ettiğini ve bu temelde üç stratejik amaç taşıdığını belirtiyor. Buna göre birinci amaç, uluslararası satranç masasında ABD’nin hesaba katmak zorunda kalacağı bir güç haline gelmek. Rusya’nın Suriye’de ve Kazakistan’da takındığı politik tutumun, İran’la tesis ettiği müzakerelerin bu stratejiyle uyumlu olduğunu söyleyen Moeller, Kremlin’in dış müdahalelerle uluslararası arenada etkin olmaya çalıştığını belirtiyor. 
 
AVRUPA’YA BASKI
 
Rusya için ikinci stratejik amacın Avrupa’ya baskı uygulamak olduğunu ifade eden araştırmacı Moeller, şunları yazıyor: “Avrupa Birliği, yanlış bir enerji politikası uygulayarak Rusya’nın eline düştü. Hâlbuki yıllar önce karşılıklı bağımlılık oluşturup uzun süreli gaz tedarik antlaşması imzalayabilirdi. AB alıcı, Rusya ise satıcı konumunda olabilirdi. Bunun yerine kararsız tutum sergiledi. Gelinen noktada Rusya, Çin’e döndü. AB’yi bağımlı bir piyasaya çevirdi. Hepsinden öte güvenlik ve dış politika açısından AB üyesi ülkeler arasında tutarsızlık olduğu için mantıklı bir tutum alınmıyor.”
 
AB VE ABD GERİ ADIM ATTI
 
Rusya’nın belirlediği üçüncü stratejik amaca da değinen Moeller, üçüncü amacın Ukrayna’nın işgaliyle ilgili olduğunu söylüyor. Moeller’e göre Kremlin yönetimi, iç kamuoyunda istediği an “Ukrayna’yı işgal edebilir” algısı yaratıyor. Ukrayna’nın kâğıt üzerinde NATO’ya geçtiğini belirten araştırmacı Moeller, resmi olarak üyeliğinin ise şu an askıya alındığını aktarıyor. Rusya’nın 1991’den bu yana ilk defa AB’yi ve ABD’yi geri adım atmak zorunda bıraktığını, savunma pozisyonuna icbar ettiğini yazan Moeller, Ukrayna krizinde sonuç ne olursa olsun Putin’in dünyada “kazanan” olarak görülmek için çabalayacağını ileri sürüyor. 
 
MA / İsmet Konak