Zarrab 'tanık' sıfatıyla hakim karşısında: Zafer Çağlayan'a 45-50 milyon euro rüşvet verdim

  • dünya
  • 19:25 29 Kasım 2017
  • |
img

HABER MERKEZİ - Eski Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada suçunu kabul eden ve savcılıkla işbirliğine giden Reza Zarrab jüri karşısına çıktı. Zarrab, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdiğini, Eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın da Aktifbank'ta hesap açılması için yardım ettiğini söyledi.

ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan Türkiye ve İran vatandaşı Reza Zarrab, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tek sanık olarak yargılandığı davada 'tanık' sıfatıyla hâkim karşısında. Zarrab'ın ifadesinin en az iki gün sürmesi bekleniyor.
 
Zarrab ifadesine 2016 yılında Florida eyaletinde gözaltına alınması sürecinde yaşananları aktararak başladı.
 
Duruşmayı takip eden Amerikalı gazeteciler, Zarrab'ın anlattıklarını Twitter üzerinden aktardı. Duruşmayı takip eden gazetecilerden Pete Brush, Zarrab'ın, "Neyle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Uzun bir yolculuk sonrası şoktaydım. Doğru cevapları veremedim. Korkuyordum" dediğini aktardı.
 
Brush, Zarrab'ın "İşbirliği sorumluluğu kabul etmenin ve cezaevinden çıkmanın en hızlı yoluydu" dediğini belirtti. 
 
Zarrab daha sonra savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmasının üç koşula bağlı olduğunu söyledi:
 
*Tamamen gerçekleri anlatmak
 
*Savcılıkla işbirliği yapmak
 
*Bundan sonra hiçbir suç işlememek
 
Bir otelde tutulduğu iddialarını da reddeden Zarrab, savcının "Hâlâ tutuklu durumda mısınız?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi.
 
‘RÜŞVET VERDİM’
 
Zarrab ayrıca tutukluyken bir hapishane memuruna rüşvet vermek suçunu da kabul ederek, "Bir memura bana alkol getirmesi ve cep telefonunu kullanmama izin vermesi için rüşvet verdim" dedi.
 
Zarrab, davanın tutuklu sanığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında ise, "Yaptırım kuralları hakkında bankadaki en bilgili kişi. Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu gözükmesi için katkıda bulundu" dedi.
 
‘EGEMEN BAĞIŞ AKTİFBANK'TA HESAP AÇILMASI İÇİN YARDIM ETTİ’
 
Zarrab, davanın tutuklu sanığı Hakan Atilla hakkında ise, "Yaptırım kuralları hakkında bankadaki en bilgili kişi. Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu gözükmesi için katkıda bulundu" dedi.
 
Zarrab, İran yaptırımlarının etrafından dolaşma yapısının neden oluşturulduğunu ise şu sözlerle anlattı: "İranlılar doğalgaz ve petrol satışından elde ettikleri gelirleri kullanamıyordu."
 
Zarrab daha sonra Aktifbank'ta hesap açılması sürecini anlatmaya başladı ve ilk denemesinin başarısız olduğunu ifade etti. Gazeteci Adam Klasfeld, "Savcı bunun nedenini sordu. Zarrab da 'İlk denememde Aktifbank bana İran'la çalışan müşterilerin hesap açmadan önce özel bir izin alması gerektiğini söyledi' dedi" ifadelerini aktardı.
 
Reuters haber ajansı ise Zarrab'ın "Eski AB Bakanı Egemen Bağış Aktifbank'ta hesap açılması için yardım etti" dediğini aktardı.
 
‘ASLAN BENİ GERİ ÇEVİRİNCE ÇAĞLAYAN'A GİTTİM’
 
Zarrab, dönemin Halkbank Genel Müdürü Aslan'ın kendisiyle altın ticaretiyle ilgili olarak çalışmak istemeyince dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'a gittiğini söyledi. Zarrab, "Aslan seni geri çevirdikten sonra neden Zafer Çağlayan'a gittin?" diye soran heyete: "Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomi bakanı oydu." diye yanıt verdi.
 
'ZAFER ÇAĞLAYAN'A 45-50 MİLYON EURO RÜŞVET VERDİM'
 
Zarrab, Halkbank'a yaklaşmaya çalıştıkça dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'a rüşvet verdiğini jüriye söyledi, bunun diğer para birimlerini içermediğini aktardı: "Çağlayan'a 45-50 milyon euro rüşvet ödediğimi düşünüyorum." Zarrab, Çağlayan'a 45-50 milyon euroya ek olarak 7 milyon dolar ve 2.465 milyon Türk Lirası olarak da rüşvet verdiği ifadesinde bulundu.
 
Duruşmanın ikinci oturumunu da izleyen gazeteci Adam Klasfeld'in aktarımına göre Zarrab’ın ifadeleri şöyle: “Çağlayan ödemeleri nakit olarak, kıymetli eşyalarla ve havale yoluyla aldı.”
 
Savcı kanıt olarak Çağlayan'ın kardeşine yapıldığı ileri sürülen 2.4 milyon liralık bir ödemenin banka dekontunu İran ticareti dosyasına eklemek istedi, savunma avukatları itiraz etti. Hakim Berman dekontun kanıt dosyasına eklenmesine izin verdi.
 
‘AMAÇ İRAN'IN ULUSLARARASI BORCUNU ÖDEMEKTİ’
 
Altın ticaretini şema üzerinden anlatan Zarrab, "Ticaret önce İran'ın Türkiye'ye ham petrol ve gaz satmasıyla başlıyor. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş'a, gazınkini Botaş'a yapardı. Onlar da NIOC'ye para borçlu olurdu.” ifadelerini kullandı.
 
Halkbank'a gelen paranın Zarrab'ın ifadesine göre Halkbank'tan çıkışı euro ve Türk Lirası olarak DenizBank'a gelişiyle yapılıyor. Daha sonra Zarrab’ın Türkiye’deki şirketi Royal Group’tan aldığı altının Dubai’deki şirketine gittiği belirtiliyor.
 
Altının satılıp nakde çevrilecek konuma geldiği aktarılıyor. Zarrab, İran’ın altına ihtiyacı olmadığı için ülkenin borçlarını ödemek adına nakde çevrilen bir paraya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
 
Halkbank’taki bir yetkilinin Zarrab’a İran’ın altın ticaretinde son durak olarak gösterilmesi gerektiğini söylediği ifade ediliyor. Burada parmaklar Halkbank'ın eski genel müdür yardımcısı Atilla’yı gösteriyor. Dubai’de yapılan işlemler aracılığıyla İran’ın uluslararası borçlarının ödenmesi amaçlanıyor.
 
Hakim Berman’ın paranın kurtarılması için kaç işlem yapılması gerektiği sorusuna Zarrab, “En az 10 işlem” cevabını veriyor.
 
Zarrab, bütün bu sistemin Halkbank’ta sıkışmış olan İran parasını kurtarmak, böylece İran'ın dünya çapındaki borçlarını ödemek amacıyla tasarlandığını anlatıyor.

ZARRAB: ASLAN İRAN YAPTIRIMLARININ NE OLDUĞUNU BİLİYORDU

Zarrab, İran Ulusal Petrol Şirketi'ne gitmesi gereken bir paranın kendi hesabına gelmesinden ötürü Halkbank yetkililerine sinirlendiğini anlatıyor. Ayrıca Halkbank'ın eski genel müdürü Aslan'ın ve Halkbank'ın yaptırımların ne olduğunu ve hangi işlemlerin yaptırımları deleceğini bildiğini aktarıyor.

'ABD AMBARGO KURALLARINI DEĞİŞTİRİNCE FARKLI ROTA İZLEMEYE BAŞLADIK'

Duruşmada Zarrab şirketi Royal'de kendisinden sonra ikinci yetkili kişi olan Abdullah Happani ile yaptığı bir telefon görüşmesinin kaydını anlatıyor. Zarrab'a göre bu görüşmede daha önceki yıllarda İran'ı altının son durağı olarak yazarken ABD'nin ambargo kurallarının değiştirmesiyle bunu yapamadıklarını konuşuyorlar.

Halkbank'tan Atilla ile yaptığı telefon görüşmesini Happani'ye anlatan Zarrab, İran petrol parasının başka bir finansal kurum üzerinden kendisine gönderilmeye başlandığını belirtiyor. Konuşmada Halkbank'ın kendilerine altının son durağı olarak nereyi göstermeleri gerektiğini söyleyeceğini vurguluyor.

'HALKBANK'TAN BİRKAÇ MİLYAR EURO ÇEKTİM'

Zarrab artık altınlar için fiziksel kurye göndermek zorunda kaldıklarını birine söylediğinden bahsediyor. Dubai'yi destinasyon olarak gösterdiklerinde bir nakliye şirketi kullanıyorlarmış. Zarrab'ın ifadesine göre İran'ı da listelemek zorunda kalıyorlar, ancak bu kuryeler hiçbir zaman İran'a gitmiyordu. Dubai'de altını bırakıp geri dönüyorlardı.

Savcı'nın "Halkbank'tan ne kadar çektin?" sorusuna Zarrab'ın yanıtı ise "Birkaç milyar euro" oluyor.

"Bu para altın almak için mi kullanıldı?" sorusuna Zarrab, "Birkaç milyar euro, İranlılardan altın ticareti kılıfında aldığımız uluslararası talimatları yerine getirmek adına edindiğimiz paraydı" yanıtını veriyor.

DURUŞMA BUGÜN İÇİN SONA ERDİ

Duruşma, başka bir konuya başlamadan bugün için sona erdi. Zarrab ifadesine ABD New York saatiyle yarın sabah 09:15'te devam edecek.