Avustralya'daki yangında hayatta kalan hayvanlar açlıktan ölüyor

img

HABER MERKEZİ – Yangınların yoğun olduğu Cestlemaine bölgesinde aktif çalışan çevre bilimci Cam Walker, iklim değişikliğinin yangınları korkunç hale getirdiğini belirtirken, Seddon, hayatta kalan hayvanların açlıktan öldüğünü vurgulayarak, kömür kullanımının azaltılması önerisinde bulundu.

 
Avustralya'da Eylül ayında çıkan yangınlar halen söndürülemedi. Yangınlar sonucu 28 kişi hayatı kaybetti, 1,25 milyar hayvan öldü, 10,3 milyon hektar alan yok oldu.
 
Yangınları kontrol altına alma çalışmalarına katılanlardan biri olan Friends of the Earth kampanya koordinatörü ve çevre bilimci Cam Walker, yangınlara yıldırımlar gibi doğal nedenler, tarım makinaları ve kundakçılığın neden olduğunu söyledi.
 
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KORKUNÇ HALE GETİRDİ’
 
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Walker, Avustralya'nın tamamında korkunç yangınlara şahit olduğunu ve şu anda yangınların en yoğun olduğu Castlemaine bölgesinde çalıştığını söyledi. Walker, “Göründüğü kadarıyla, daha önce de defalarca uyarmış olduğumuz gibi iklim değişikliği bu yangınları şimdiye kadar şahit olduklarımızdan da korkunç bir hale getirdi. Normalde müdahale ettiğimiz yangınlarda tecrübe ettiğimizden çok daha yüksek bir ısı ve çok uzun süren bir kuraklık yaşamaktayız. Şu anda bir milyondan fazla yerel memeli hayvanın öldüğü tahmin ediliyor. En az iki düzine insanın da öldüğünü biliyoruz. 2 bin civarında ev yok oldu. Hem Victoria hem Güney Wales'de olağanüstü hal ilan edildi. Umarım yok olmakta olan yerel hayvanlarımıza ve doğamıza bir faydası olur” dedi.
 
‘HÜKÜMET BİLİM İNSANLARINI DİNLEMEDİ’
 
2006'da hayata geçirilen Potoroo Palace Yerel Hayvanlar Barınağı ve Eğitim Merkezi kurucusu ve başkanı Alexandra Seddon ise sürmekte olan yangının nedenleri, doğal yaşama etkisi ve hükümetin yangınlarla ilgili tutumunu anlattı. 
Seddon, “Bürokratlar ve politikacılar, araştırma ödeneklerini kendileri vermiş bile olsalar bilim insanlarının tavsiyelerini dinlemediler. Bilim insanları defalarca tarım ve odun talaşı için yüzyıllık ormanlarımızın talan edilmesi ile ilgili uyarılarda bulundu. Hükümet bu uygulamaları desteklemeyi ve finanse etmeyi sürdürdü” diye belirtti. 
 
‘FELAKETİN YAŞANACAĞI ÖNGÖRÜLDÜ’
 
Avustralya’da çok yaygın olan kömür santrallerine dikkati çeken Seddon, “Bu bilim insanları aynı zamanda yüzde 100 yenilenebilir enerjinin kolayca elde edilebileceğini ve kömür kullanımını ortadan kaldırılarak iklim değişikliğinin önüne geçilebileceğini de söylediler. Mesela Ross Garnaut 2008'de açıkladığı raporunda, hükümetin ormanları yok etmeye devam ettiği ve kömür madenlerine izin çıkarmaya devam ettiği taktirde tam olarak da şu anda Avustralya'da yaşanan felaketin yaşanacağını öngörmüş, önlemler alınmazsa da yaşanacağının garantisini vermişti" diye konuştu. 
 
‘MADENCİLİK KURAKLIĞA NEDEN OLUYOR’
 
Seddon yangınların söndürülememesi noktasında ise kıtada uzun süredir yaşanan kuraklığa vurgu yaparak, “Bu süreçte hükümetin kuraklığa neden olan madencilik gibi endüstrilere izin vermeye devam etti ve bu endüstri kolları da tüm akiferlerin boşaltılmasına neden oldu” ifadelerinde bulundu.  
 
‘MOZAİK YAKMA ALANLARINDA YANGIN YAYILMADI’
 
Seddon, şöyle devam etti: "Şu anda Avustralya o kadar kurumuş durumda ki, hafif bir rüzgar yangının yayılmasına neden olabiliyor. Parçalar halinde çıkan yangınlar rüzgarla birlikte birbirleriyle birleştiler ve kendi iklimini yaratan dev bir cephe haline geldiler. Yangın, sözde 'Tehlike Azaltma' çalışmaları yapılmış alanları daha da sert bir şekilde vurdu. Yerel halkın yüz yıllarca kullandığı Mozaik yakma (hayvanların kaçmasına müsaade edecek şekilde yamalı serin yanma) tekniğinin kullanıldığı alanlarda ise, yangınlar yayılmadı.” 
 
‘HAYVANLARI GÖTÜREBİLECEĞİMİZ GÜVENLİ BÖLGE KALMADI’
 
Seddon, yangın sonucunda oluşan dumanın 2 haftadır havada asılı kaldığını söyledi. Bu dumanın solunmasının günde 30 sigara içmekle eşdeğer olduğunu ve bazı gündüzlerin geceyi andırdığını ifade eden Seddon, “Gözlerindeki yanmayı önlemek için insanların kayak gözlükleriyle geziyor. İnsanlar göç etmek zorunda kalıyor” dedi.
 
Kendi doğal yaşam parklarının da yangından etkilenen bölgede olduğunu dile getiren Seddon, şunları ifade etti: "İki kez parkımızdaki hayvanlardan mümkün oldukça fazlasını tahliye etmek zorunda kaldık fakat onları götürebileceğimiz güvenli bir bölge kalmadı artık. Yangın dört bir tarafta." 
 
‘YOK OLAN TÜRLER İÇİN GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURULMALI’
 
Hayatta kalan hayvanların açlıktan öldüğünü sözlerine ekleyen Seddon, şunları anlattı: "Sürüngen ve amfibilerin ve ormanlarda yaşayan yerli türlerin hiç şansı yoktu. Şunu söyleyebilirim ki, kurtarılan koalalar da bir kaç hafta içinde 'esaret miyopatisi' nedeniyle ölecekler. Gri başlı uçan tilkilerin beslendiği tüm ağaçlar, kuraklık, yangınlar ve odun kesme makinaları tarafından yok edildi. Şu anda bakmakta olduğumuz 200 uçan tilki var ve görünüşe bakılırsa son kalan da onlar. Soyu tükenme tehlikesi altında. Yangınlar bitse bile yerel hayvanların beslenebilme şansları kalmadı. Bürokratların hayvanların refahına aykırı kanunlar çıkarmak yerine yok olmakta olan bu türler için güvenli üreme alanları oluşturması gerekiyor.”
 
YERLİ ARAZİ YÖNTEMİ KURTARABİLİR
 
Aborjinlerin yüzyıllarca kullandığı “Yerli Arazi Yönetimi” sisteminin bu devasa yangınların önlenmesi için kullanılması gerektiğini kaydeden Seddon, hükümetin serin havalarda Mozaik Yakma uygulaması kullanmasının, geniş alanlarda şiddetli yanma tehlikesini azaltacağını söyledi.
 
Yerli halkın binlerce yıldır Avustralya topraklarına zarar vermeksizin yaşadığını hatırlatan Seddon, artık dünyanın insanlara verdiği bu zenginliğin istismar edilmemesi gerektiğine, madencilik ve plastik kullanımın derhal sonlandırılması gerektiğine vurguladı. 
 
"Lütfen geriye kalan vahşi doğayı, bitki ve hayvanları koruyun" mesajı veren Sadden, "Aborjin'lerin bilgeliğinden faydalanın" dedi.
 
MA / Gözde Çağrı Özköse