BM’den Suriye raporu: Türkiye ve bağlı gruplar savaş suçu işledi

img
CENEVRE - BM Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nu tarafından hazırlanan raporda, Türkiye ve bağlı grupların Kuzey Suriye ve Afrin’de “savaş suçları” işlediği kaydedildi. Raporda, İdlib’den kaçan sivillerin zorlu koşullarda yaşadığı ve mevcut krizin insani felakete doğru gittiği belirtildi.
 
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu, Suriye ile ilgili 11 Temmuz 2019 ile 10 Ocak 2020 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan raporunu açıkladı. Raporda, insan hakları ihlallerinin artmaya devam ettiği ve mevcut silahlı çatışmaların sona ermesinin çok uzak bir ihtimal olarak görüldüğü tespitine yer verildi. 
 
Komisyon, 9 yıl sonra Suriyeli kadınlar, çocuklar ve erkeklerin eşi görülmemiş düzeyde acılarla karşı karşıya kaldığına dikkat çekti. 
 
Daha önce yerlerinden edilen binlerce kişinin Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) yönetimi altında, İdlib ve Batı Halep Valiliği'ndeki sürekli daralan alanlarda yaşadığını, bu bölgelerin ise hükümet yanlısı güçlerce sürekli olarak hedef alındığı belirtilen raporda, hükümet yanlısı güçlerin havadan ve karadan düzenlediği operasyon sonucu sivil yerleşim alanlarındaki bütün altyapının yok edildiği ifade edildi. 
 
‘KRİZ İNSANİ FELAKETE DÖNÜŞÜYOR’
 
Raporda, yine Suriye’nin Kuzey-Batı bölgesinden büyük bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşan 948 bin kişinin yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığı ve sert kış aylarında barınaklarda yaşam mücadelesi verdiği vurgulandı. Bu duruma dair “Şu anda 3 milyondan fazla insanın mahsur kaldığı İdlib'deki kriz, ailelerin sürekli kaçtığı ve çocukların donarak öldüğü insani bir felakete dönüşüyor” denildi.
 
ÇOCUKLAR ZORLA SAVAŞA ALINIYOR
 
Raporda, “Terör örgütü HTŞ’nin, kontrol ettiği bölgelerde kendisine muhalefet eden insanları keyfi olarak tutukluyor, zaten kuşatılmış olan bu bölgedeki bu insanlar üzerinde baskı kuruyor. Çocukları zorla çalıştırıyor ve savaşa katılmaya zorluyor” ifadeleriyle Türkiye’nin HTŞ ile beraber kontrol ettiği alanlardaki baskılara dikkat çekilip, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile farklı cihatçı gruplar tarafından oluşturulan Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Suriye’nin Kuzey Doğu bölgesinde düzenlediği operasyonlarda yaşanan insan hakları ihlallerine yer verildi. 
 
KUZEY VE DOĞU SURİYE’YE SALDIRILAR
 
ABD’nin geri çekilmesi ardından Türkiye’nin 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları hatırlatılan raporda, şu ifadelere yer verildi: “Bölgede çok sayıda nefret suçları, yağma, insanların mülklerine zorla el koyma gibi çok sayıda savaş suçu işlendi. 10 ile 11 Ekim tarihleri arasında sadece 24 saat içinde yüz binden fazla insan yerinden edildi. Türkiye’nin bombalamaları sonucu bölgedeki bütün alt yapı yok edildi. Özellikle su pompalamak için gerekli olan bütün elektrik hatları kesildi. Resul Ayn’da olduğu gibi bazı sağlık merkezleri hedef alındı. Örneğin 12 Ekim’de saldırılardan kaçan sivil konvoylar hedef alındı ve en az 11 insan öldü, 74 insan ise yaralandı. Benzer şekilde Afrin’de de insanların mülklerine el konuluyor, insan kaçırma ve işkenceler yapılıyor. Komisyon olarak yaşananların bir savaş suçu olduğuna inanıyoruz.”
 
Raporla ilgili bugün ortak açıklama açıklama yapan Komisyon Başkanı Paulo Pinheiro ile Soruşturma Komisyonu üyeleri Karen Koning AbuZayd ve Hanny Megally, Kuzey Doğu Suriye ile Afrin’de yaşanan ihlallere işaret etti.
 
İYİ NİYET ÇAĞRISI 
 
Bölgede yaşanan ihlallerin giderek arttığını söyleyen Pinheiro, “Çatışmanın tüm taraflarını bu trajik çatışmaya bir son vermek ve derhal ihtiyaç duyan tüm insanlara ulaştırılmaya çalışılan yardıma izin vermek için bütün tarafları iyi niyetle diyalog kurmaya çağırıyorum” dedi.
 
‘KÜRT KADINLARI KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR’
 
Afrin’de başta Kürt Êzidî kadınlar olmak üzere diğer etnik ve dini cemaatlere üye kadınların sürekli olarak cinsel tacize maruz kaldığına belirten Megally da, Hevrin Xelef örneğinde olduğu gibi özellikle politik veya sivil alanda aktif kadınlara yönelik silahlı grupların saldırıları nedeniyle özellikle Kürt kadınlarının kendini güvende hissetmediğini ifade etti. Megally, bu saldırıların derhal son bulması çağrısında bulundu. 
 
Çatışma bölgelerinde bulunan sivillere gıda, ilaç gibi acil yardımların gidebilmesi için bütün tarafların gerekli çabayı sarf etmesi ve bu alanda çalışan aktörlerin söz konusu bölgelere erişimini kolaylaştırması çağrısında bulunan Abu Zayd, taraflara uluslararası sözleşmeleri hatırlattı. 
 
23 sayfalık raporda, ayrıca sivillerin korunmasını geliştirmek için hükümet, çatışmanın diğer tarafları ve uluslararası toplum için bir dizi öneri de yer alıyor. Komisyon raporunu 10 Mart'ta İnsan Hakları Konseyi'ne sunacak.