Siyanüre lale kılıfı: Toplum sağlığı açısından facia barındırıyor

img
DERSİM - İliç'te siyanür sızıntısının olduğu yerlerde lale ekildiğini belirten Dersim İKK Sekreteri Uğur Beycan, "Toplum sağlığı, çevre ve doğa açısından baktığınız zaman facia durumu barındıran bir faaliyet var” dedi. 
 
Erzincan'ın İliç ilçesi Çöpler köyünde, Kanada merkezli SSR Mining ile Çalık Grubu'na bağlı Lidya Madencilik ortaklığında yapılan ve 2008'de “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” raporu alan altın madeni, yaklaşık 14 yıldır aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. İlçede geniş bir alanda kazı ve şantiyesi bulunan şirket, 2019 ve 2021'de aldığı ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışıyla maden ocaklarını genişletip, yaklaşık bin 746 hektara çıkardı. Söz konusu şirket en son geçtiğimiz yıl bir kez daha kapasite artışı için başvuruda bulunmuş, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından “Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu” raporu aldı. Kararın iptaline ilişkin 2020 yılında yaptığı başvuru sonuçlanmayan Türk Maden ve Mühendisler Odaları Birliği’nin (TMMOB), 7 Temmuz’da bir kez daha siyanür sızıntısının olduğu bölgede incelemelerde bulundu. 
 
TMMOB heyeti içerisinde yer alan Dersim İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Uğur Beycan, yaptıkları incelemelere anlatarak, maden çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
"ÇED olumlu" kararının iptaline ilişkin 2020 yılında yaptıkları başvuru üzerine bölgeye gittiklerini söyleyen Beycan, atık havuzunu ve kapasite genişliğinin yapılacağı alanı görebilecekleri bir yerde gözlemlerde bulunduklarını belirtti. Beycan, "Atık depolama havuzundaki kapasite artırımından kaynaklı havuzun üzerinden yeni bir kademe olduğunu gördük. Muhtemelen ÇED raporu verilmeden önce bunun hazırlığı yapılmış. Jeotekstiller serilerek dolgu yapılmış, ikinci bir kademe var. Böylelikle örneğin, dolgu havuzunun kapasitesi bir milyon megapondsa iki milyona megaponda çıkarılma durumu var" diye konuştu. 
 
SIZINTIYA LALE KILIFI
 
Madencilik faaliyetinin yürütüldüğü ve siyanür sızıntısının olduğu alanda lalelerin ekildiği bilgisini edindiklerini söyleyen Beycan,"Amaç, ‘Sızıntı oldu ama burada çiçek, bitki yetiştiriliyor’ izlenimi vermek. Çünkü solüsyon altın madeni ile birlikte sızdığı için madencilik faaliyetleri yürütenler de o solüsyonu topraktan ayıklamaktan ziyade, onu almak isterler" diye belirtti. 
 
FAY HATLARININ KESİŞTİĞİ NOKTA
 
Siyanürlü solüsyonun aktığı bölgede ikinci katil fay hattı olarak bilinen Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndan birinin madencilik fay hattının 5 kilometre mesafede olduğunu belirten Beycan, maden sahasının jeolojik olarak da tehlike barındırdığını belirtti. Beycan, ayrıca bölgede 240-250 yılda bir enerjisini boşaltan Yedisu Fay Hattı’nın da olduğunu söyleyerek, “Yaklaşık 250-260 yıldır orada büyük bir deprem kayda geçmemiş. Bu şu demek Yedisu üzerinde o fayı yükleyen bir kaç fay var. Yedisu fay hattının kırılması an meselesidir. Yine burası Türkiye'nin en büyük fay hatlarının kesiştiği noktalara çok yakın” dedi. 
 
ÖLÜMLÜ VE SAKAT DOĞUMLAR
 
İliç'te sömürge madenciliğinin sürdürüldüğünü söyleyen Beycan, bu nedenle uluslararası mevzuatlara uyulmadığına dikkat çekti. Beycan, şunları söyledi, "Mevcut duruma çok büyük tepki gösteriliyor. Meraların yok olması durumu var. Oradaki doğum oranları hakkında aldığımız bilgilerde; sakat ve ölümlü doğumlar olduğu belirtildi. Bunlar teyide muhtaç bilgiler ama kaçınılmazdır. Çünkü siyanür çok ağır bir durumdur. Onun topraktan temizlenmesi zor. Havuzun arkasında bir vadi var. Vadide muhtemelen bir yer altı su kaynağı var. Bu o havzayı besleyen bir kaynak mı onu da bilmiyoruz. Detaylı araştırma yapamıyoruz. Oradan sızıntının havzaya karışması demek, Fırat Havzası ve oradan Basra Körfezine kadar etkilenme durumu söz konusu. Toplum sağlığı, çevre ve doğa açısından baktığınız zaman facia durumu barındıran bir faaliyet var.” 
 
‘DERHAL DURDURULMALI’
 
Maden arama adı altındaki faaliyetin derhal durdurulması ve kapatılmasıyla ilgili TMMOB’un başlattığı hukuki sürecin devam edeceğini kaydeden Beycan, "Bu durumla ilgili kamuoyu yarattık. İlgili, ilgisiz bütün kamu kurumlarını reflekse davet ettik. Bu güçle birlikte, umarız bir sonuç olacaktır" dedi. Beycan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İliç üzerinden bir kamuoyu gelişti ama bunu bugün faaliyet yürüten tüm STK'lara yaymak lazım. Temennimiz belki bu yöntemle sonuç alınır. Çok ivedi bir şekilde sahanın kapatılması, faaliyetlerin durdurularak alanın rehabilite edilmesi gerekir.”
 
MA / Müjdat Can