İkizdere'de bilirkişi raporuna rağmen dava reddedildi

img
RİZE - İkizdere'de yapımına devam edilen taş ocağına karşı açılan davada Rize İdare Mahkemesi, bilirkişi raporunda ekolojik dengenin yok olacağı uyarısına rağmen davayı reddetti. 
 
Rize'nin İkizdere ilçesinde Cengiz İnşaat tarafından yapımına devam edilen taş ocağına karşı yöre halkının açtığı yürütmeyi durdurma davası reddedildi. Rize İdare Mahkemesi’ndeki davada taş ocağının bölgeye zarar vermediği iddia edildi. 
 
Bölgede yapılan keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporundan bahsedilen mahkeme kararında, "Davaya konu olan taş ocağında yapılacak patlatmalardan kaynaklı yer titreşim değerlerinin “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”ne göre yerleşim yerlerinde standartlarda belirtilen sınırın (5 mm/s) üstünde olmadığı ve bu yerleşim yerlerine hasar vermesinin söz konusu olmayacağı, en yakın yere göre hava şoku değerinin 130,08 dB olarak hesaplandığı, bu sonuca göre bazalt taş ocağına en yakın yer olan Cevizlik Köyü en yakın konutunun hava şoku değerinin 140 dB’lik sınır değerin altında olduğu ve hava şoku açısından da sorun oluşturmayacağı anlaşılmıştır. Yapılan birden fazla taş fırlama hesaplamalarına göre elde edilen savrulma mesafeleri söz konusu bazalt ocağına olan mesafeleri dikkate alındığında; en yakın mesafede yer alan Cevizlik Köyü en yakın konut, Rize-İspir Yolu (Karayolu) ve Tünel girişinin direkt ve/veya dolaylı etkilenebileceği, bu nedenle taş savrulması açısından davaya konu olan bazalt ocağının bu yerlere zarar verebileceği ve ‘Orman Rehabilitasyon Projesi hazırlatılacağı’ ifadeleri dışında madencilik açısından rehabilitasyon aşamalarının da teknik/bilimsel anlamda alan özelinde irdelenemediği anlaşılmıştır" ifadeleri yer aldı.  
 
'HEYELAN RİSKİ YOK'
 
Bölgede heyelan riskinin bulunmadığı belirtilen mahkeme kararında, "Dava konusu PTD incelendiğinde tarım alanları ve arıcılık lokasyonları özelinde yayılan tozlanma etkilerinin dikkate alınmadığı, bu alanlar özelinde bir araştırma ve değerlendirmenin yapılmadığı görüldü. Ocaktan çıkarılacak malzeme İyidere Lojistik Merkezi ve Limanı projesi ve bölgedeki yol yapım çalışmalarında kullanılacak olup bu alanın ocak sahasına olan mesafesi hakkında PTD’de herhangi  bilgiye rastlanılmadığı, bunun yanı sıra 1 saatlik zaman diliminde ocaktan çıkan malzemeyi taşıma için 20 adet kamyonun yetersiz kalacağı, kamyon sayısının artması ile birlikte Rize-İspir karayolunda meydana gelebilecek trafik yoğunluğunun hesaplanması ve buna göre çalışma yapılarak önlemler alınması en az ocağın işletilmesi kadar önem arz etmekte olup PTD’nin bu konuda ciddi eksiklikler içerdiği görüldü. Söz konusu proje alanında proje faaliyetleri sırasında yağmur suyu, taşkın gibi nedenlerle oluşabilecek yüzey sularının ve yer altı sularının kirlenmesini önlemek amaçlı drenaj yollarının palyelemelerle ve üst toprak-hafriyat depolama alanlarıyla birlikte nasıl yapılacağı, bu kanalların lokasyon olarak projelendirilmesinin ve boyutlandırılmasının da PTD’da yer alması gerektiği, bu yönüyle de PTD’nın eksiklikler içerdiği anlaşıldı" denildi. 
 
EREZYON RİSKİ 
 
Bazalt cevherinin geniş bir alana yayıldığı ve yer tespitinin yapılmadığı aktarılan kararda, "Proje alanın toprak yapısının kahverengi orman toprağı vasfında olduğu, proje alanının eğim derecesi ve toprak yapısı itibari ile toprak muhafaza karakteri taşıdığından alanın büyük kısmında erozyon riski tehlikesi bulunduğu, arazinin eğiminden dolayı alan üzerinde mevcut olan bitki örtüsünün kaldırılması durumunda erozyon oluşma riskinin de ayrıca artacağı, dava konusu alanda ilgili projenin gerçekleştirilmesi durumunda erozyonun olumsuz çevresel etkilerinin oluşacağı, arazi üzerinde hâlihazırda açılmış olan, uygun geometrik standartlara da uymayan yol şevleri yüzünden alanda ve alanın üst kısımlarında kayma-akmaların şimdiden meydana geldiğinin gözlemlendiği, arazi eğiminden dolayı ve alan üzerinde olan bitki örtüsünün kaldırılmasından dolayı erozyon oluşma riskinin gittikçe artacağı, dava konusu alanda ilgili projenin devam etmesi durumunda erozyonun olumsuz çevresel etkilerinin oluşacağı tespiti yapıldı. Alan içerisinde bitki örtüsü ve yaban hayatı yönünden tehlike altında veya korunması gereken tür bulunmadığı, ancak yapılması planlanan proje alanı çevresinde yaban hayvanlarının yaşam ortamlarının olduğu, projenin gerçekleşmesi durumunda tozuma ve gürültüden dolayı yaban hayvanlarının ortamdan uzaklaşabileceği görüldü. Tesis alanı içerisinde ve etki mesafesinde muhafaza karakterinde orman alanlarının yer almadığı, PTD’de yer alanların dışında kızılçam gibi PTD’da yer almayan 20’nin üzerinde yapraklı ağaç türünün de bulunduğu yöre halkının yaşam alanı ve geçim kaynağı konumundaki proje alanı içerisindeki orman alanını tahrip edeceği ve bu durumun yöre halkı açısından yaşam alanları yönüyle kabul edilemez olacağı, erozyon riski tehlikesi olmasının, ormancılık çalışmaları üzerine olumsuz etki-etkilerinin olacağı anlaşıldı" diye belirtildi. 
 
'EKOLOJİK DENGE YOK OLABİLİR'
 
Bilirkişi raporunda projenin devam etmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olacağı kaydedilen kararda, "Çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alanı temsilden uzak ve literatür bilgilerine dayalı hazırlandığı ve proje özelinde uygun ve yeterli olmadığı, riskleri öngörmediği ve alternatif tedbirleri içermediği, proje alanında yürütülecek faaliyetin işletme kapasitesi, kullanılacak teknik donanım ve yöntem gözetildiğinde "Cevizlik Bazalt Ocağı Projesi” ile ilgili olarak verilen Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 21.01.2021 tarihli ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının teknik olarak yeterli ve uygun olmadığı görüş ve tespitlerine yer verilmiştir" ifadeleri yer aldı. Fakat bilirkişi raporundaki tüm bu olumsuzlukları sıralayan mahkeme, davanın reddine karar verdi.