Kömür ocaklarının kirlettiği Nêrdûş Deresi yaşamı tehdit ediyor

img
ŞIRNEX - Cûdî Dağı’ndan kaynağını alan Nerdûş Deresi, kömür ocaklarının atık suları nedeniyle tüm canlı yaşamını tehdit ediyor. 
 
Cûdî Dağı eteklerinden kaynağını alan Nerdûş Deresi, Şirnex merkeze bağlı köylerden başlayarak, Silopiya ilçesine kadar olan onlarca köyün içme suyu ihtiyacını karşılıyor. Cûdî Dağı eteklerinde faaliyet yürüten kömür ocaklarının atık suları nedeniyle siyaha bürünen Nêrdûş, canlı yaşamını tehdit ediyor. 
 
Kömür ocağı atık sularının kirlettiği Nêrdûş Deresi’ne karşı bir önlem almayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yeni ocakların açılmasını da onaylıyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna gerek duyulmadan çalışma izni verilen AKP’li Süleyman Bölünmez’in başında olduğu kömür ocakları, yapılan tüm başvurulara rağmen Nêrdûş Deresi’ni kirletmeyi sürdürüyor. 
 
Nerdûş Deresi’nden su ihtiyacını karşılayan köylerden biri olan 50 haneli Şirnex’in Milgaşantiyê köyü, ihtiyaçlarını kimi zaman derede kurdukları dalgıçlar, kimi zaman döşedikleri hortumlarla sağlamaya çalışıyor. İçilemez hala gelen dere suyu nedeniyle hayvanlarda hastalıklar baş gösteriyor, birçok ağaç da kurumaya yüz tutuyor. Dere üzerinde yaşayan çocuklar da serinlemek için girdikleri su nedeniyle hastalanıyor. 
 
İKİ GÜNDE İKİ SAAT SU VERİLİYOR 
 
Milgaşantiyê köyünde yaşayan Fendi Katar (65), evinin önünde besledikleri hayvanların su ihtiyacını karşılamak için doldurduğu leğeni işaret ederek, “Gördüğünüz gibi su adeta çamur, hayvanlarımız bu suyu içiyor. İçtiği sudan dolayı da hastalanıyor” dedi. Köye iki günde sadece iki saat su verildiğini aktaran Katar, şöyle konuştu: “50 haneli bir köy için iki saatlik su kime yetecek? Deposu yüksek olanlar depoya girmeden su kesiliyor. Depoları, kurduğumuz dalgıçla doldurabiliyoruz. Ancak bu sadece bir güne yetiyor. Ekonomi durumumuzda iyi değil, sürekli marketten su alamıyoruz. Suyumuz bittiğinde dalgıçlarla deredeki siyah ve çamurlu suyu hem içiyoruz hem yıkanma ihtiyacımızı karşılıyoruz. Her evde bir hasta var. Bu köyde bu kadar hastalık olması içilen bu dere suyundan kaynaklanıyor.”   
 
Sorunun çözümü için defalarca valiliğe dilekçeyle başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını dile getiren Katar, bir yetkilinin “Bize az oy çıktı” dediğini aktardı. 
 
‘HEM İÇİYORUZ HEM YIKANIYORUZ’ 
 
Su ihtiyaçlarını kirli dereden dalgıçlarla karşıladıklarını ifade eden Mehmet Alış (40), “Bu çamurlu suyu hem içiyoruz hem yıkanıyoruz. Çocuklarımız çamurlu suda yüzüyorlar. Bu su meyve ağaçlarını dahi kurutuyor. Son 10 yılda daha çok kirlenmeye başladı. Bu suyun kirlenmesinin nedeni, kömür ocaklarının tüm atık suları dereye akıtılmasıdır. Her defasında valilik yapacağız diyor, söylemden öteye geçmiyor” diye anlattı. 
 
‘DİLEKÇELERE CEVAP VERİLMİYOR’
 
Kömür ocaklarının yanı sıra bölgedeki tüm atık ve kirli suların dereye akıtıldığını belirten Ricail Açar (65), “Önceki yıllarda kirlilik vardı ancak bu seviyede değildi. Özelikle son 10 yılda gittikçe artı. Bu kirlilik herhangi bir yetkilinin umurunda değil. Çünkü dilekçe veriyoruz, cevap verilmiyor. Seçim döneminde ‘hepimiz biriz, dostuz’ deniliyor. Seçim bitiyor, her şey unutuluyor. Ne vali ne kaymakam bir gün dahi gelip sorunlarımız sormadı” şeklinde konuştu. 
 
‘AĞAÇLAR BİLE KURUYOR’
 
1993 yılından bu yana Milgaşantiyê köyünde yaşayan Ahmet Uzar, “Bu kirli sudan dolayı ağaçlar bile kuruyor. Dilekçe yazdık, ancak kaybediliyor. Bir sonuç çıkmıyor. Artık bu dere daha fazla kirlenmesin. Kirli akan derenin yanında hastane kuruluyor. Bunu hiç mi düşünmüyorlar. Yarın o hastalar nasıl orada kalacak?” diye sordu. 
 
MA / Mehmet Güleş