Sezonluk çalışan deri işçileri: Geçim sıkıntısı çekiyoruz 2018-12-25 09:09:06     İSTANBUL – Sezonluk ve sigortasız çalışan deri işçileri, ekonomik krizden kaynaklı geçim sıkıntısı çektiklerini dile getirdi.    İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinde deri işi yapan esnaflar ağırlaşan ekonomik krizden dertli. Kepenklerin tek tek indiği ilçede, açık kalabilen dükkanlar ise iş yapamaz durumda. Krizin en ağır faturasını ise sezonluk ve sigortasız çalışan işçiler ödüyor. Uzun yıllardan bu yana deri işinde çalışan işçiler, son krizden nasıl etkilendiklerini anlattı.    32 yıldır deri işçiliği yapan Bedri Rokwa, küçük yaştan itibaren okulu bırakıp bu işe başlamak zorunda kalan işçilerden. Deri kesme ustası olan Rokwa, işteki en büyük sorunun da sigortasız çalışma ve sezonluk iş olmasından kaynaklı olduğunu söyledi. Rokwa, yaşadıkları zorluklara ilişkin “Sezonluk iş olduğu için istikrarı yok. Yeri geliyor 8 ila 12 saat arasında çalıştığımız oluyor. İşin durumuna bağlı. Vücudumuz alıştı artık. Yorucu. Özellikle de akşam eve gittiğinizde daha iyi hissediliyor. Sabit bir ücretimiz yok. Parça başı çalışıyoruz. Ne keser ve ne kadar iş yapılırsa onun üzerinden para alıyoruz” dedi.   ‘EK İŞ YAPMAK ZORUNDA KALIYORUM’   Rokwa, yaşanan ekonomik krizden bu sektörde çalışan bir işçi olarak nasıl etkilendiğini de, “Biz yaşam standardı olarak çok zorlanıyoruz. Çünkü dışa bağımlı olduğumuz için oradaki en büyük hareketlenme kötü veya iyi direk bize yansıyor. Bunun acısını biz zor geçinerek yaşıyoruz. Kiracıyım. İki çocuk okutuyorum. Bu ülkede okumak paralı olduğu için bana çok ağır geliyor. Yetişemiyorum. Ek işler yapmak zorunda kalıyorum. Hafta sonları gidip kahvede garsonluk yapmak zorunda kalıyorum. Bütün haftamı çalışarak doldurmak zorundayım ki ailemi geçindirebileyim” sözleriyle anlattı.    ‘DERİ PİYASASI KRİZ ENDEKSLİ SORUNLAR YAŞIYOR’   Deri piyasasının kriz endeksli bazı sıkıntılar yaşadığını belirten 34 yıllık deri işçisi Kemal Gündüz de, “En büyük sorun da ihracat üzerine olduğu için sezonluk olması. 1987 -97 yıllarına kadar biz 12 ay çalışıyorduk. Onu yapamıyoruz şimdi. Krizden dolayı 6-7 ay ancak çalışıyoruz. Sezonumuz bittiği zaman gidip başka bir işte çalışıyorum. Bu şekilde kendimizi idare ediyoruz. Sürekli bir yerde çalışmadığın için de sigortasızsın. Bu şekilde nasıl bir hayat sürdüreceğiz ben de bilmiyorum” diye konuştu.    ‘GEREKİRSE 4 İŞE EL ATIYORUM’     Çalışma saatlerinin kendisini zorladığını sözlerine ekleyen Gündüz, “Hayat zorluğu var, çocuklar okuyor. Yetişemiyoruz. Asgari ücret aldığınız zaman nasıl geçineceksin? Bir evde en az 2-3 kişi çalışabilsin ki geçinebilsin. Bir tek ben çalışıyorum. 1600 TL kiraya mı, suya mı, elektriğe mi vereceğim? Mecbur 2-3 işe koşturmam lazım ki geçinebileyim. Boşlukta da ek iş yapıyorum. Taksicilik yaptığım oluyor. 6 aylık süreç insana yetmiyor. Kazancım belli. Benim masrafım var, ev bakma derdim var. Gerekirse 4 işe el atmaya çalışıyorum” diye belirtti.   ‘HEP KRİZLERE DENK GELDİM’   Gündüz, krizin yaşanmadığı yönünde yapılan açıklamalara tepki göstererek, şunları dile getirdi: “Televizyonlara baktığımız zaman ‘ihracat artmış bu kadar olmuş’ diyorlar ama öyle bir şey yok. Piyasayı dolaşsınlar bakayım ticaret yapan insanlar ne durumda veya işçi kesimi ne durumdadır? Bunu soran yok. Bunlar hepsi yalan. Ben 3 kere dükkan açıp kapattım. Hep krizlere denk geldim. Zeytinburnu’nda birçok dükkan kapandı ve birçok işveren evde oturuyor. İş bulamıyor. Kimisi mal veriyor ama bu sefer de para dönüşümü olmuyor.”    ‘TEK SORUNUMUZ GEÇİM DERDİ’   Emeğimin karşılığını alamadığının altını çizen Gündüz, şöyle devam etti: “Benim burada yaptığım işimin emeği aylık olarak en az 3-4 bin TL etmesi lazım. Ama en fazla bin 600-2 bin TL'yi geçmiyor. Ben bin TL kira veriyorum. Dönüp dolaşıp geçim derdine düşüyoruz. Tek sorunumuz geçim derdi.”    ‘KIT KANAAT GEÇİNİYORUZ’   Çalışma koşullarının zorluklarından bahseden bir diğer işçi Üzeyir Altaş da, deride kullanılan kimyasalların kokusunun sağlıklarını etkilediğini ifade etti. “Kırk kanaat geçiniyoruz” sözleriyle devam eden Altaş, şunları söyledi: “5 çocuğum var. Zorluklar onları da etkiliyor. Gece 11-12’ye kadar çalışıyoruz. Farklı işler de yapabiliyoruz. İstanbul gibi bir yerde geçim derdi çok zor. Kriz direk bizim mutfağımıza yansıyor. Kimseye muhtaç olmamak adına elimizden geleni yapıyoruz. Çalışma saatlerimiz belli değil. Siparişe göre geç saatlere kadar da çalışabiliyoruz. Dinlenmek çok zor. Tatil yapma lüksümüz yok. İstanbul gibi bir yerde kafamızı da dahi dağıtamıyoruz ve fiziksel olarak çok yoruluyoruz.”    “Şuan da hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor. Ben de onlardan biriyim” diyen Altaş, devamla şunları söyledi: “Aldığımız maaş bize yetmiyor. Ama mecburen yettirmek zorundayız. Kriz bizi etkiliyor ister istemez. Her gün her şeye zam geliyor. Bu sadece alt kesime işçiye yansıyan bir şey. Üst kesime olan bir şey yok. Eskiden dolar üzerinden maaş alıyorduk ama şimdi TL’ye çevirdiler. Kur yükseldiği için zararını ise alt kesime ödetiyorlar.”   ‘SÜREKLİ BORÇLANIYORUZ’   Dikimhane bölümünde makineci olarak çalışan Mehmet Ali Demirbağ da, deri işine 25 senedir çalışan işçilerden. Deri sektöründe yaşanan değişime ilişkin konuşan Demirbağ, yaşadıkları sıkıntıları ise şu sözlerle dile getirdi: “Çok şey değişti. Öncesi daha güzeldi. Şimdi şartlar daha da zorlaştı. Mesela sürekli işçi kesiminin çöküşü var. Eskiden kazanılıyordu ama şimdi maaşlar çok düşük. Asgari ücret ve maaş hiç artmıyor. Hep işçi sömürülüyor. Benim 4 çocuğum var ve evim de kira. Aldığım maaş okul harçlıklarına zar zor yetişiyor. 6 kişilik bir aileyiz ve aldığımız bin 600 TL. Bununla nasıl geçineceğiz ki? Devlet her şeye karar veriyor. Asgari ücret konuşuluyor ve kimi 2 bin 200 diyor. En fazla olacağı 2 bin TL. Zaten sezonluk işçiyiz. 6 ay çalışıyoruz 6 ay da farklı işler yapıyoruz. Sigortasız çalışıyoruz. En kötüsü de bu. Sağlık konusunda çok zorlanıyoruz. İşçi kesimi çok sıkıntıda. Küçücük atölyede çalışıyoruz. Sürekli borçlanıyoruz. Kredi kartlarına yükleniyoruz. Değişik sektörler denedik ama yaş sıkıntısından dolayı çalışamıyoruz. Hafta sonları da çalışabiliyoruz. Tatil diye bir şey yok. Belli bir saatimiz yok. Maaşımızı düzenli alamadığımız da oluyor.”   ‘İŞ ARAYACAK DURUMDAYIM’   Uzun yıllar deri sektöründe hem işveren hem de işçi olarak çalışmış Abdulselam Ece de, iflas etmesi ardından Rusya’ya gidip çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Deri piyasasında eskiyle yeni arasında dağlar kadar fark olduğuna dikkat çeken Ece, “Eskiden para kazanıp birikim yapıyorduk. Şimdi elimizdekiler de gitti. Eskiden yanımda 20-30 işçi çalışırdı. Şimdi ben iş arayacak duruma düşmüşüm. 10-15 yıl önce kardeşlerimle birlikte çalışıyordum. ‘Bu sene bir ev alalım, bir sene araba alalım, bir sene yatırım yapalım’ diyorduk. Bu ülkeyi pis yönetmekten dolayı hiçbir şey kalmadı. Bizi ekmeğe muhtaç ettiler. 2-3 dairem vardı ama hepsini sattım. Borçlarımı ödedim. Altımdaki arabam hacizlik, 2 aile bir evde yaşıyoruz. Neredeyse ülkeyi terk edecek duruma gelmişiz. Başka yerde iş bulmaya çalışıyoruz. Yaşanan değişimin kendisini her şey göz önünde ve ortada. Bu ülke hiçbir zaman işçiye sahip çıkmadı” diye konuştu.    ‘SORUMLULAR BAŞTAKİ HIRSIZLAR’   Yaşananların en büyük nedenini de yönetememekten kaynaklı krize bağlayan Ece, sözlerini şöyle tamamladı: “Devlete vergi ödedim ve en lüks arabalara da bindim. Dolardan dolayı hepsini kaybettik. Yurtdışında TL geçerli değil. Ben Rusya’da işe girdim. Orada da devalüasyon oldu, dolar krizi oldu. 30’dan 80’e kadar çıktı ama hiçbir şeye zam olmadı. Ne eve ne araba ya ne de ekmeğe zam gelmedi. Burada dolar yükseldi, her şeye zam geldi. Sonra düştü ama zam üstüne zam gelmeye devam ediyor. Sorumlular baştaki hırsızlardır. Onlara da hakkımı helal etmiyorum.”    ‘ÜLKEYE BARIŞ GELİRSE KRİZ DE KALMAZ’   Deri sektöründe yaşanan değişimin krizden kaynaklı olduğunu vurgulayan Nurettin Doğan ise, şunları söyledi: “Kriz hepimizi etkiledi. Geçen sene 80 TL olarak ödediğim elektrik faturası şimdi bana 190 TL olarak geliyor. Daha tasarruflu kullanıyoruz sözde. Zar zor geçiniyoruz. Suç baştakilerin. Baştakiler dürüst olmadığı için olan bize oluyor. Ülkeye barış gelirse her şey düzelir, kriz de kalmaz.”    MA / Necla Demir