Tersanelerde işçiler ölümün kıyısında 2019-09-01 09:05:20   İSTANBUL - Ücretlerin düşük, iş yükünün ise ağır olduğu Tuzla Tersaneleri işçileri "ölümüne" çalıştırılıyor. Tersanelerde etnik kimliğe göre iş bölümünün yapıldığını belirten işçiler, sendikal mücadelenin yokluğundan yakınıyor.    İş cinayetlerinin en fazla yaşandığı sektörlerin başında gelen tersaneler, düşük ücret ve kötü çalışma koşullarıyla yine gündemde. Bir dönemler bir ya da iki işçinin hayatını kaybettiği Tuzla Tersaneleri'nde çalışma koşullarında bir değişikliğin olmadığını söyleyen işçiler, her türlü tehlikeyle karşı karşıya olduklarının altını çizdi.    Ücretlerin düşük, iş yükünün ise ağır olduğunu ifade eden 6 yıllık tersane işçisi Hakan Vahiç, tersanedeki çalışma koşullarını şöyle sıraladı: “Gemi boyaması için kumla eski boyanın sökümü yapılıyor. Gemilerin yakıtına maruz kalıyoruz. İşin ağırlığından dolayı yeterince güvenlik önlemi alınmıyor. Elektrik çarpması, yüksekten düşme, ortamdaki gazlara maruz kalma gibi kazaya tehlikesiyle karşı karşıyayız.”   ÖLÜMLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR   İş kazalarının en fazla yaşandığı sektörlerin başında tersanelerin geldiğini belirten Vahiç, tersanelerde en çok rastlanan kaza türünün "yüksekten düşme" olduğunu aktardı. Ölümle sonuçlanmayan kazlar için sadece rapor tutulduğunu söyleyen Vahiç, ölümlü kazalarda ise olayın üstünün örtüldüğünü vurguladı. Vahiç, “Tersanelerde taşeron sistemi hâkim olduğu için doğrudan ana firma muhatap olmuyor. Ana firma sadece taşeronu üzerinden baskı kuruyor. Taşeron da işçilere baskı kuruyor. ‘Sorun çıkarırsan bundan sonra iş vermem’ diye işçileri tehdit ediyor” şeklinde konuştu.    İŞTEN ATMA TEHDİDİ    İşverenin işçileri sürekli işten atmakla tehdit ettiğini belirten Vahiç, “İşveren bir iş verir, ‘Şuraya çıkacaksın’ der. İşçi de ‘Orası yüksek, güvenlik önlemleri alınmamış, oraya çıkarsam düşme ihtimalim var’ diyor. Sorumlu kişi de ‘Oraya çıkmıyorsan, çıkışını al git’ deyip işten atıyor ya da ‘Mesaiye kalacaksın’ diyor. İşçi ağır koşullarda çalışıyor. Boru taşıma indirmeyle uğraşıyoruz. Bedenen, ruhen yorgun ve bitkin oluyoruz. Bazen sabahlatıyorlar. Buna itiraz edince işten atılmakla tehdit ediliyoruz” ifadelerini kullandı.      ETNİK KİMLİĞE GÖRE İŞ BÖLÜMÜ   Ağır ve tehlikeli iş kolunda çalışmalarına rağmen maaşlarının asgari ücretin biraz üzerinde olduğunu söyleyen Vahiç, aldıkları ücretin yaşamlarını idame etmeye yetmediğini belirtti ve ekledi: “Tersanede işçilik yapan birisi için sosyal hayat diye bir şey yok."    İş bölümünün etnik kimliğe göre yapıldığını, raspa ve kum işinde Karadenizliler, iskele kurulumu gibi ağır işlerde ise Kürt ve Arap işçilerin çalıştırıldığını aktaran Vahiç, ağır işlerde çalışan Kürt ve Arap işçilerin çoğunun mevsimlik çalıştığını, bu nedenle ücretlerinin de düşük olduğunu ifade etti.      SENDİKAL MÜCADELE YOK   Tersanelerde iş güvenliğinin olmadığını anlatan bir başka tersane işçisi Azad Şahin ise, sendikaların ve emek örgütlerinin duyarsızlığını eleştirdi. Düşük ücretten iş güvenliğinin olmamasına kadar birçok sorunla karşı karşıya olduklarını belirten Şahin, bu sorunların ancak sendikal örgütlenmeyle aşılabileceğini ifade etti. Tuzla bölgesin işçi havzası olduğunu dile getiren Şahin,“Tersaneler, fabrikalar, tekstil atölyeleri hepsi burada. Ama acı olan, burada işçileri örgütleyecek, onlara haklarını hatırlatıp mücadele alanına çıkarabilecek bir işçi dostu sendikanın olmayışıdır” diye konuştu.