‘Şahsım devleti’nin hataları halka fatura olarak dönüyor

img

İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı'nın sıklıkla değiştirilmesinin kaynağında "Şahsım devleti”nin bulunduğunu ve yeni atamanın da çözüm olamayacağını belirten Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, faturanın halka kesildiğini hatırlattı.

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınıp yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesi sonrası piyasalar, yaşanan güvensizlik nedeniyle altüst oldu. Ağbal’ın görevden alınması sonrası TL dolar karşısında yüzde 10’un üzerinde düşüş yaşadı. Doların TL karşısındaki yükselişinin ardından bankalar döviz ve altın işlemlerini geçici olarak durdurdu. Naci Ağbal önceki başkan Murat Uysal’ın görevden alınması ile başkanlığa getirilirken,  Uysal ise 6 Temmuz 2019’da Murat Çetinkaya’nın görevden alınması üzerine Cumhurbaşkanlığı tarafından başkan yardımcısıyken başkanlığa getirilmişti. 
 
Sık sık yaşanan görevden almalar ve yeni atamalar sorunların çözümüne katkı sunmazken, artan güvensizlik ortamı ise krizi daha da derinleştiriyor.
 
Merkez Bankası başkanlarının görevden alınmaları ve dolardaki artışın etkilerini değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, yaşananların faturasının halka kesildiğini dile getirdi.
 
GÜVENSİZLİK PİYASAYI ALTÜST ETTİ
 
Siyasal ve ekonomik “darbelerin” neden olduğu belirsizlik, güvensizlik ve kaosun tüm piyasaların alt-üst olmasına neden olduğunu belirten Altıntaş,  asıl önemli olanın ise piyasalardaki oynaklığın sürmekte olması, belirsizliğin Borsa İstanbul'da işlemlerin iki kez durmasına neden olması ve borçlanma faizlerinin de yükselmesi olduğuna dikkat çekti. Altıntaş, önceki başkanlar Murat Çetinkaya ve Murat Uysal’ın ardından büyük umutlar ile göreve getirilen Ağbal'ın da azledilmesinden sonra “görevde ne kadar kalacağı belirsiz olan” yeni başkanın da güven vermekten uzak bir portre çizdiğine vurgu yaparak, “Sorunu yaratanların çözümün parçası olamayacağı gerçeğinden hareketle atılacak adımların artık bir karşılığı yok” ifadelerini kullandı.
 
'SORUMLULUK ERDOĞAN'IN'
 
Altıntaş, bağımsızlıklarını yitiren ve “şahsım devletinin” kurumlarına dönüşen TÜİK ve MB'nın, piyasalara güven veren bir konuma gelebilmesinin olanaksız olduğunun altını çizerek, “Sorun tam da buradan kaynaklanıyor ve bir beka sorunu kimliğine büründürüldü” dedi. Asıl sorumluluğun atananlarda değil göreve getirme ve azletme yetkisine sahip “tek adam” yönetiminde olduğu değerlendirmesinde bulunan Altıntaş, böylesi bir yönetim ile bir yere varılamadığının yeniden ortaya çıktığını söyledi.
 
ASIL FACİA
 
Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa eden Berat Albayrak’ın istifa-azledilme kaosunda dillendirdiği "at izi it izine karıştı" sözlerinin dünü de bugünü de anlamaya yardımcı olacağı belirlemesinde bulunan Altıntaş, “Burada Ağbal, hem kendisini atayan ve hem de azledene teşekkür ve şükranlarını sunmaktadır ki, asıl facia da buradadır. İnsan malzememizin kalitesi ve çapı burada ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
 
FATURA HALKA KESİLECEK
 
Altıntaş, yanlış politikaların faturasının her zaman olduğu gibi halkın sırtına bindirileceğini söyleyerek, bu politikaların işsizliği azdıracağını, yaşamı pahalılaştıracağını ve yoksulluğu yaygınlaştırıp derinleştireceğini ifade etti.
 
Yanlış politikaların sonuçlarını en acı bir şekilde sokaktaki yurttaşların yaşadığını ifade eden Altıntaş, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Güven vermeyen bir ekonomide kimse yatırım yapmaz. O yüzden sokağa çıktığınız zaman bu politikaların sonuçlarını görürsünüz. O yüzden herkes gününden mutsuz, gelecekten de umutsuzluğunu dile getiriyor. Yani bu politikaların faturası sokaktaki yurttaşın üzerine yıkılıyor. Her şeye sürekli zam geliyor. Dolar arttığı zaman petrol fiyatları da artıyor. Dolar düştüğü zaman da petrol fiyatları ya düşmüyor ya da artıyor. Bunlar da yurttaşları olumsuz etkiliyor. Onun için sokaktaki yurttaş faturayı ödüyor zaten. Çocukları işsiz kalıyor. Düşünebiliyor musunuz Adıyaman’da temizlik işçisi aranıyor ve bin küsur üniversite öğrencisi sıraya giriyor. İşsiz kalan yurttaş ödüyor bunun bedelini, geliri görece azalan yurttaş ödüyor. ”
 
İTHAL MALLARIN FİYATI ARTACAK
 
Dolardaki artışın dış piyasalar üzerindeki etkisini değerlendiren Altıntaş, artışın iç pazarda üretilen ürünlerin dış pazarda ucuzlamasına ve ihracatın artışına neden olduğunu dile getirdi. Altıntaş, “Yani iç piyasadaki satamadığımız malları ucuzlatarak satıyorsunuz demektir. Öte yandan ithalatınız pahalılaşır. Eğer ithalata dayalı bir ekonominiz var ise ithal girdileri yüksek fiyatta olacağı için ithal mallar pahalılaşır. Ama zorunlu olarak kullanman gerekiyorsa iç fiyatları pahalılandırırken yabancılar için de Türkiye’yi ucuzluk cenneti haline getirir” diye konuştu.
 
EKONOMİYE POLİTİKA ETKİSİZ
 
Altıntaş, krizin politik boyut ve nedenlerini de Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nı hatırlatarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme, HDP’ye yönelik kapatma davası ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülerek gözaltına alınması gibi birkaç gün içinde yaşanan olayların da gösterdiği gibi politik güvensizlik ortamının krizi derinleştirdiğini belirtti.Altıntaş, iktidar tarafından açıklanan ekonomik paketleri de eleştirerek, demokratikleşmenin ekonomik kalkınma üzerindeki etkisine dikkat çekti.
 
ÇÖZÜM DEMOKRASİDE
 
Çözümün, sorunu yaratan “şahsım devletinden” beklememenin artık anlaşılması gerektiğinin altını çizen Altıntaş, “Çözüm için devleti yeniden halkın devletine dönüştürecek, insan haklarına dayalı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine dönüştürmektedir. Bunun için parlamento içi ve dışı muhalefetin, sendika, oda ve demokratik kitle örgütlerinin bir masa çevresinde buluşmalarını ve herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” diye konuştu.
 
MA / İdris Sayılğan