Adıyaman tütün yetiştiricisi: Bize karışmayın yeter

img

ADIYAMAN - Kotalardan kaynaklı tütün ekmeyi azaltan Adıyamanlı yetiştiriciler, "Kaçak" damgasına tepki gösterirken, iktidara da "Bize karışmayın başka talebimiz yok" diye seslendi.

Adıyaman'da çiftçiler için önemli bir geçim kapısı olan tütün fideleri toprakla buluştu. Kentte geçtiğimiz yıl 161 bin dekar alanda 20 bin ton tütün üretimi yapıldı. Ancak artan girdi maliyetleri ve vergiler nedeniyle bu yıl daha az ekim yapılması bekleniyor. Tütün Eksperleri Derneği (TED) raporlarına göre, 2020 yılında Türkiye 279 milyon dolarlık yerli tütün ihraç ederken, 562 milyon dolarlık Virjinya, Burley cinsi tütün ithal etti. Tütün ve tütün ürünleri ihracatı geçen yıl 922 milyon doları bulurken, ithalatı 1 milyar 220 milyon dolar oldu. Böylece sektörde 300 milyon dolara yakın bir dış ticaret açığı oluştu. 
 
Türkiye'de yerleşik sigara üretim firmalarının yerli tütün kullanım oranı 2003 yılında yüzde 42, 2006 yılında yüzde 35 iken, bu oran 2008 yılında Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TEKEL) sigara biriminin özelleştirilmesinden sonra azalarak, 2020 yılı itibarıyla yüzde 11'e düştü. Türkiye'de sigara sanayisine hakim olan yabancı firmaların ürettiği sigaralarda yerli tütün katkısının bu denli düşürülmesi, yerli üretici sayısını da yıldan yıla düşürdü. Yaklaşık 40 bin ailenin üretim yaptığı, binlerce insanın geçim kaynağı olan tütün üretimindeki azalış, Adıyaman'da daha çok görülüyor. 
 
Bu konudaki resmi rakamlar bilinmemekle birlikte, kentteki yüzlerce üretici artık tütün ekemiyor, 70 bine yakın kişinin ise mevsimlik tarım işçisi olarak başka şehirlere göç ediyor. 
 
EMEĞİN KARŞILIĞI YOK 
 
Adıyaman'ın Çelikhan ilçesine bağlı 5 bin nüfuslu Bulam Beldesi'nde yaşayan ve tütün ekimi yapan Hayriye Çalışkan (33), çocukluğundan bu yana tütün tarlasında çalıştığını dile getirdi. Tek geçim kaynaklarının tütün olduğunu belirten Çalışkan, "Bir tütün emekçisi kadın olarak söylüyorum, kesinlikle emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Tüketici ile aramızda bulunan alıcılar kazanıyor. Dikiminden hasadına kadar her aşamada zorluklar yaşıyoruz" dedi. 
 
TEK GEÇİM KAYNAĞI
 
Giderlerin her yıl daha da arttığını belirtip, bu durumdan yakınan Çalışkan, tütün üretiminin her aşamasının kendine özgü zorlukları olduğunu kaydetti. Çalışkan, "Tek geçim kaynağımız olmasa asla bu işi yapmazdık. Bu arsa bizim ama arsası olmayanlar kiralıyor. Genelde tütün eken, hasadını yapan kadınlar olmasına rağmen piyasada görünen bu işi yapan olarak bilinen erkekler. Bu açıdan da emeğimiz görünmüyor. Kadınların yükü diğer iş kollarında olduğu gibi tütünde daha ağır" şeklinde konuştu.
 
KATKI AZALTILIYOR
 
Tütün ekiminde çalışan emekçilerin bir sosyal hayatları olmadığını dile getiren Çalışkan, sosyalleşmenin kendileri için bir hayalden ibaret olduğunu sözlerine ekledi. Tütün mamullerinde yüksek vergiler söz konusu olduğunun altını çizen Çalışkan, şunları söyledi: "Üreticilerin giderleri yüksek olmasına karşı gelirler her geçen yıl azalıyor. Bölgede binlerce insanın tek geçim kaynağı olan tütün olmasa insanlar geçimlerini sağlayamaz. Çocuklarımızı bu tütünden gelen gelir ile okutuyor, evlendiriyoruz. Yarın bir gün tütünü yasaklasalar bu bölgeden insanlar göç etmek zorunda kalır. Biz kimseye zorla satmıyor, zorla için demiyoruz ama bu kadar insanın emeğiyle oynanmamalı. Her yıl yerli tütün katkısı azaltılıyor." 
 
TÜTÜN EKİMİNE BAŞLADI
 
Hüseyin Uzun (35) ise iki üniversite bitirdikten sonra iş bulamayınca memleketine geri dönüp tütün ekimine başladı. 6 yaşından bu yana tütün tarlasında olduğunu anlatan Uzun, "Tütün eskiden iyiydi, geçimizi sağlayacak kadar kazandırıyordu. Devlet karışmazsa geçimizi yine sağlarız ama tütünde her yıl bir belirsizlik var" dedi. Yerli üreticinin ürettiği tütüne "kaçak" muamelesi yapıldığını söyleyen Uzun, "Her yıl buradan rant devşirmek için seçim dönemlerinde yasayı erteliyorlar. Sürekli üstümüzde bir baskı aracı olarak kullanılıyor, 'yasaklarız' diyorlar. 'Oy vermezseniz, AKP buradan birinci parti olarak çıkmazsa, yasa çıkar' diyerek üstümüzde baskı oluşturuyorlar. Buna karşı direniyoruz" diye konuştu. 
 
SİYASETE ALET ETMEYİN 
 
Tütün üretiminde devlet desteklemesi olmadığına dikkat çeken Uzun, "Tamamen biz üretiyoruz. Bu tütün yurt dışına da satılıyor, ihraç edilerek yabancı parada giriyor ülkeye. Devlete bir zarar vermeden hem kendi geçimizi sağlıyor hem de ekonomiye katkı sağlıyoruz. Ancak vergi veren sigara şirketlerinin baskısı ile devlet bize baskı yapıyor. Vergi getirmeye çalışıyor. Tütün mamullerinde vergi yüzde 64. Bu vergi uygulanırsa sınırlı sayıda yaptığımız bu işten bir kazanç elde edemeyeceğiz. Beklentimiz bize karışmayın başka bir talebimiz yok. Tütünü siyasete alet etmesinler" ifadelerini kullandı.
 
ARTAN GİDERLER 
 
Tütün üretiminde her yıl artan giderlere değinen Uzun, şunları söyledi: "Masraflar her yıl artmasına karşı tütün fiyatı 10 yıldır aynı. Şuan geçen seneye sattığımız fiyata satamıyoruz, ancak mazot, gübre, ilaç parası 3'e katlanmış durumda. Geçen sene topladığımız tütünlerde hala evde duruyor, onu da satamadık. Adıyaman'da binlerce insan dışarıda mevsimlik işçi olarak çalışmak yerine bu tarlalarda çalışıyor. Kendi memleketinin toprağında, evine yakın çalışarak geçimlerini sağlayabiliyorlar. Tütün ekmeyenler içinde bir geçim kaynağı. Biz ekenler bu işten kazanç sağlıyoruz. Hayvancılık yapan insanlar dolaylı olarak kazanç sağlıyor. Onun çöpe atacağı gübresini satın alıyoruz. Bu kadar insanın geçimini sağlayan tütünün siyasi bir koz olarak kullanılması doğru değil. Bize karışmayın biz başımızın çaresine bakarız."  
 
GÜNLÜK 100 TL 
 
Tütün üretenler kadar yevmiye ile çalışanlar da emeklerinin karşılığını alamıyor. Sabah saat 05.00'te tarlanın yolunu tutan emekçilerin, akşam güneş batıncaya kadar tarlada çalışmalarının karşılığı günlük 100 TL oluyor. Yol ve yemek giderleri çıkarıldığında ise geriye 60 TL kalıyor. Bu emekçilerden biri olan Emine Demir (30), "Burada benim gibi binlerce insan tütünle geçiniyor. Aldığımız para insanca geçinmemizde yeterli olmuyor. Aldığımız ücretin neredeyse yarısı yol, yemek ücreti olarak aynı gün gidiyor. Gıda ürünlerinin fiyatı çok pahalı. Faturalar, kira eklenince elde bir şey kalmıyor" diye konuştu.
 
MA / Emrullah Acar