İzmir'den ekonomik kriz yorumu: Yaşayan ölüleriz

img

İZMİR - İktidar kanadından yapılan tasarruf tavsiyelerine tepki gösteren İzmirliler, “Saraydakiler saltanat sürürken, halk sefalet içerisinde, bizler yaşayan ölüleriz" dedi. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, tüketici fiyatları Ekim ayında aylık bazda yüzde 2,39 artarken, yıllık enflasyon yüzde 19,58'den yüzde 19,89'a yükseldi. Enflasyonun artmasıyla birlikte ülke, her yeni güne zamlarla başlar oldu. Ekonomik kriz ve zamlarla alım gücü iyiden iyiye tükenen halk, artık ay sonunu getiremiyor.
 
İzmir’deki yurttaşlar, yoksulun daha yoksul, zenginin ise daha da zenginleştiğini belirterek, durumun gittikçe kötüye gittiğini belirtti. 
 
SARAYIN SALTANATI 
 
Daha önce arabalarla alışveriş yaptıkları pazardan artık eli boş döndüklerini söyleyen Funda Özdemir, “Bir de elektrik, su, doğalgaz faturaları var. Yani her yönüyle hayat bize zehir olmuş durumda. Tek isteğimiz eşit gelir dağılımı olsun. Saraydakiler saltanat sürürken, halk sefalet içerisinde yaşıyor. Bizi yönetenler asgari ücreti bir aylığına alıp geçinsinler bakalım nasıl geçiniyorlar. Asgari ücreti bir yemek parasına veren insanlar, bizlere ‘tasarruf edin, porsiyonları küçültün’ diye akıl veriyorlar. Bu ülkede insanlar geçinemiyor" diye tepki gösterdi.  
 
HAYAT ŞARTLARI ZORLUYOR
 
Evde tek başına geçinemediği için ev arkadaşı almak zorunda kaldığını belirten Cansu Ekmen, “Buna rağmen yine de ev giderlerini karşılayamıyoruz. Ay sonunda kredi kartından harcama yapmak zorunda kalıyorum. Bir şekilde bütçem eksiye düşüyor. Sadece markette değil pazarda da aynı durum var. Doğru düzgün sebze, meyve ve et tüketemiyoruz” ifadelerini kullandı.  
 
İktidarın ekonomik krizin faturasını halktan çıkardığına dikkati çeken Ekmen, “Sürekli ekmek, peynir, zeytin fiyatları değişirken, asgari ücrete yılda bir kere zam yapılıyor. Halkın emeği ve vergilerinden kazanç sağlayan bir sistem mevcut. İktidar halkın sırtına yüklenerek, içinde bulunduğu krizden kurtulmanın yolunu arıyor” dedi.
 
TANEYLE ALIŞVERİŞ DEVRİ
 
Ülkede sebze ve meyvenin bol olmasına rağmen sayarak almak zorunda kaldıklarını dile getiren Sevi Gökmen, ertesi gün ne yiyeceklerini düşünür hale geldiklerini söyledi.  Gökmen,“Nerde ucuz ürün varsa gidip oradan almaya çalışıyorum. Eskiye oranla şu an hiçbir şey alamıyorum. 100 TL ile markete gidiyorum iki ürün alınca cebinde para kalmıyor zaten. Meyve ya da sebze alalım desek 10 TL’den aşağı meyve bulamıyoruz. Korkarak alışveriş yapıyoruz” diye anlattı.
 
GELECEK KAYGISI 
 
Hükümetin ekonomiye dair çizdiği pembe tablonun hiç inandırıcı olmadığını belirten Remzi Karabulut da, geçinemediklerini, ay sonunu dahi getiremediklerini vurguladı. "Bu gidişle daha da dibe batacağımızı düşünüyorum” diyen Karabulut, “Bir çocuğum var okuyor ve seneye üniversiteye gidecek. Kara kara düşünüyoruz. Liseyi zar zor idare ettik şimdi üniversiteye gitse ne yapacağız? Bin 500 TL kira veriyoruz. Bunun üzerine mutfak alışverişi, faturalar, çocuğun okul masrafları, günlük ihtiyaçlarımızdır topladığınız zaman ay sonu elimizde hiçbir şey kalmıyor. Bazen yetiştiremiyor, borçlu kalıyoruz. Fakir olan daha fakir, zengin olan daha da zengin oluyor. Bulunduğumuz sistemde benim gelecek ile ilgili kaygım varsa çocuğumun hayli hayli vardır" diye belirtti. 
 
YAŞAYAN ÖLÜLER!
 
11 yıldır emekli olan Ayhan Dadaş ise sürekli yapılan zamlardan şikayet ederek, şöyle devam etti: "Emekliliğimden bu yana cebime doğru düzgün para girdiğini hatırlamıyorum. Hep bankalara, devlete borçluyuz. Şimdi her şeye zam yapılıyor. Önceden 5 torba kömür alıyorduk şimdi onu bile alamıyoruz. Doğalgaz kullanmaya kalksak ona da sürekli zam yapıyorlar. Mutfak alışverişlerinden birini alabiliyorsak diğerini alamıyoruz. Çoğu zamanda boğazımızdan kesiyoruz. Bir kilo peynir alıyorsun kilosu 70 TL olmuş. Bu şekilde geçim olur mu? Bundan sonra daha fazla zam geleceğini düşünüyoruz. Bizler yaşayan ölüleriz." 
 
MA / Özlem Yayan