İktisatçı Arı: Toplumsal sorunlar çözülmeden ekonomi düzelmez

img

İZMİR - Ekonomik krizi derinleştiren toplumsal sorunlara dikkati çeken iktisatçı Aydın Arı, “Kürt sorununu çözmeden bir yerden bir yere gitmemiz mümkün değil" dedi. 

Derinleşen ekonomik krize bağlı olarak Türk Lirası her gün değer kaybediyor. Son 1 yılda TL dolara karşı yüzde 45 değer kaybederken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) bir önceki aya göre, yüzde 3,51 arttığını, yıllık bazda ise yüzde 21,31'e yükseldiğini açıkladı. Böylelikle yıllık enflasyon, Kasım 2018'den bu yana en yüksek seviyeye yükseldi. Üretici Fiyat Endeksi'ndeki (ÜFE) yıllık artış da yüzde 54,62 ile 2002'den bu yana en yüksek düzeye çıktı. 
 
TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığına dair tartışmalar sürerken, ekonomist ve akademisyenlerin oluşturduğu ENAGrup 12 Kasım'da yıllık enflasyonun yüzde 58.65'e yükseldiğini açıkladı. ENAGrup hesaplamalarına göre Kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nde  (TÜFE) aylık bazda yüzde 9,91 arttı.
 
İKTİDAR NE YAPTIĞINI BİLMİYOR!
 
İktisatçı Aydın Arı, ekonomik krizi ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomik krize karşı hükümetin bir politika değişikliğine gitmediğini belirten Arı, ne yaptığını çok bilmeden karar alan bir mekanizmanın olduğunu söyledi. Arı, “Hazine ve Maliye Bakanı değişti. Gerekçesini belki de bilemeyeceğiz. Yerine ekonomi eğitimi olmayan birisi geldi. Merkez Bankası’na faizleri düşürmeye dönük talimat gidiyor. Bu faizlerin düşürülmesi elbette döviz girişini azaltıyor. Dövizin yükselmesine TL’nin değer kaybetmesine neden oluyor" diye konuştu. 
 
TÜİK VERİLERİ
 
Faiz düşüşünün enflasyona daha da yol açacağını söyleyen Arı, Türkiye’de fiyatların nasıl belirlendiğine ilişkin ciddi problemlerin olduğunu ifade ederek, “Enflasyonu ölçmek kolay değil. Hangi malların fiyatlarının artışını saptadığımız önemli. TÜİK hesaplamalarını sürekli değiştiriyor. Güvenilir yöntemleri kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Kurum olarak bir problem olduğu için bu kurumun ürettiği çıktıların güvenirliğine ilişkin ciddi problemler var. Bir buçuk yıl içinde Merkez Bankası başkanı kadar TÜİK başkanı da değişti. Devlet adına veri toplayan bir kurumun doğru veri üretmediği iddiaları her zaman vardı. Ancak şimdi ciddi metodolojik sapmalar, yanlışlıklar ve majör hatalar var. Dün 5 TL olan herhangi bir ürünün bugün neden 7 buçuk TL olduğunu Türkiye’de anlamak o kadar kolay değil. Enflasyon her zaman toplumun farklı sınıflarını ve katmanlarını faklı biçimde etkiliyor” dedi. 
 
NEO-LİBERAL POLİTİKA 
 
“Türkiye’nin uygun ekonomi ve üretim politikası yok” diyen Arı, tarım, hayvancılık ve balıkçılığın bitme noktasına geldiğini dikkat çekerek, döviz kurlarındaki artışların temel sebeplerinden bir tanesinin de bu olduğunu kaydetti. Arı, “Çünkü her bir birim yabancı mal satın almak için gittikçe daha fazla üretilen yerli mal vermek zorunda kalıyoruz. Bunun kendisi bile Türkiye’de bir üretim probleminin göstergesi. Türkiye’de özellikle 80’li yıllarda uygulanan neo-liberal ekonomik dönemin devamı olarak bu sorunları yaşıyoruz. Şimdiye kadar olan açıkları hep kamusal malları satarak kapatmaya çalıştık. 80’lerden beri uygulanan neo-liberal politikaların ana eksenlerinden bir tanesi de budur. Müşterek olana el koymak ve bunu özele teslim etmek. Dolayısıyla bunların hepsi yürürlükte. Kamu varlıklarının özelleştirilmesi kısmen bir takım bütçe açıklarını karşılayabiliyor ama o kadar büyük rakamlara da ulaşmıyor. Günümüzde de var olan hükümetin, bütün ülkenin refahını artıracak bir tarım ve sanayileşme politikası izlediğini söylemek imkansız. Kendi nüfusunu besleyecek bir üretimi ve uygun toplumsal iş bölümü yok” şeklinde konuştu.
 
HÜKÜMET SORUMLU
 
Arı, ülkede ekonominin de cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetildiğini belirterek, şunları söyledi: “Her şeyden Cumhurbaşkanı sorumlu. Şu kurum başarılı oldu veya başarısız oldu diye suçlamak da artık anlamsız. Hazine ve Maliye Bakanı istifa etti, TÜİK Başkanı değişti gibi problemlerin hepsi Cumhurbaşkanının kararıyla oluyor. Bir önceki hükümette bir takım problemler olunca ‘şu kurum yanlış politikalar uyguladı’ diyerek hükümetin bu sorumluluktan kurtulduğunu görüyorduk. Ancak şu an biliyoruz ki her şeyden hükümet sorumlu. Her zaman böyleydi ve o perdelerin kalkması iyi oldu. Yani Merkez Bankası’nın tek başına faiz indirme kararı almadığını çok iyi biliyoruz.”
 
KÜRT SORUNU
 
Ülkede köklü toplumsal sorunlar çözülmeden ekonominin düzelmeyeceğine dikkat çeken Arı, “Kürt sorununu çözmeden bir yerden bir yere gitmemiz mümkün değil. Ekolojik problemler, toplumsal sorunlar üst üste biniyor. Türkiye’de kamu kaynakları çok ciddi bir şekilde kamunun elinden alınıp sermaye sınıfına aktarılıyor. Bunları çözmeden ekonomi sorununu çözmek mümkün değil” dedi.
 
MA / Özlem Yayan