DİSK mitinginde işçiler kefen giyip tabut taşıdı

img

İZMİR - DİSK’in İzmir’de düzenlediği mitinge katılan binlerce işçi, hayat pahalılığı, ekonomik kriz ve zamları giydikleri kefen, taşıdıkları tabut ile protesto etti. 

 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilciliği, ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve zamlara karşı Konak Cumhuriyet Meydanı'nda miting düzenledi. Alsancak ve Konak tarafından 3 koldan yürüyüş düzenleyerek alana gelen işçiler “Metal işçileri isyanda bıçak kemikte geçinemiyoruz”, “Özgürlük mücadelesinden emekli olunmaz”, “Geçinemiyoruz , vergide adalet gelirde adalet istiyoruz” ve “Herkese iş ekmek güvenli gelecek” yazılı pankartları ile alana geldi. Miting sırasında sık sık “Şalter inecek bu is bitecek”, “Genel grev genel direniş”, “Hükümet istifa” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Bir grup işçi ise alana kefen giyerek üzerinde “Zamma, zulme son” yazılı tabutla girdi.
 
Mitinge DİSK’e bağlı sendikaların yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Kani Beko, HDP, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi üye ve yöneticilerinin yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. Binleri bulan ve coşkulu geçen mitingde işçiler iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek genel gev çağrısı yaptı.
 
SAVAŞA DİKKAT ÇEKİLDİ
 
Mitingde ilk olarak söz alan Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Genel-İş) Genel Başkanı Remzi Çalışkan, dünya halkları ve emekçilerinin Kovid-19 ile savaşırken, şimdi de emperyalist çıkarlar uğruna yürütülen bir savaş ve onun yarattığı küresel kriz ile karşı karşıya olduklarını belirtti. Bu savaşta, en çok zararı emekçi halkların, yoksulların, kadınların ve çocukların gördüğünü aktaran Çalışkan, “Dünya genelinde, kamusal sağlık sisteminin güçlendirilmesi gerekirken, ülkeler silahlanma bütçelerini arttırıyor. Ukrayna’da yaşanan işgal ve savaş, milyonlarca insanı etkiliyor. Savaşlar insanı yok ediyor. Ekolojiyi yok ediyor, doğayı yok ediyor. Savaşlar ayrımcılığı, eşitsizliği ve nefreti derinleştiriyor. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz. Savaşa hayır, barış hemen şimdi diyoruz" dedi.  
 
'TÜRKİYE YIKIMIN İÇİNDE’
 
Türkiye'nin ekonomik ve siyasal olarak bir yıkımın içinde olduğunu sözlerine ekleyen Çalışkan, “'Faiz sebep, enflasyon sonuç' gibi söylemlerle ekonominin yönetilemediğini yaşadığımız yüksek enflasyonla acı bir şekilde gördük. Bu enflasyonla insanca yaşamak, geçinebilmek mümkün değil. Çarşıyı, pazarı, işçi sınıfı için yangın yerine çevirdiler. Temel gıda maddelerine her gün zam. Ekmeğe zam. Ayçiçek yağına zam. Son bir yılda, domates yüzde 170 zam gördü. Milletin tenceresi, emekçilerin tenceresi artık kaynamaz oldu. Benzine zam üstüne zam geliyor. Elektrik ve doğalgaza yapılan, fahiş zamlar, katlanılır gibi değil. İktidarın bugüne kadar sürdürdüğü, özelleştirmeci ve dışa bağımlı enerji politikaların yanlışlığını ve yapılan hataların ceremesini emekçiler çekiyor" diye konuştu.
 
‘SORUMLULUK ALAN YOK’
 
Ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Türkiye’de tek adam rejimine geçildiğini ve her şeyin sorumlusunun tek kişi olduğunu kaydetti. Buna rağmen iktidarın sorumluluk almadığının altını çizen Çerkezoğlu, "Ama gelin görün ki zamların, hayat pahalılığının, soyguna dönüşen faturaların sorumluluğunu alan yok. Zamlar yağarken, enflasyon tırmanırken, işçilere, emekçilere, emeklilere, dar gelirlilere hayat zehir edilirken ortada sorumlu yok. Sendikal haklar çiğneniyor, sorumlu yok. Taşerona kadro vereceğiz dediler, ayrımcılık yaptılar, taşeron düzeninden beter bir düzen getirdiler. Belediye işçilerinin kadro hakkını gasp ettiler: Yine sorumlusu yok. Memlekette işsizlik öyle bir boyuta gelmiş ki artık milyonlar iş aramaktan umudunu kesmiş, bunun da sorumlusu yok" diye belirtti.
 
TALEPLER SIRALANDI
 
Bu düzenin karşısına “Bu böyle gitmez” diyerek çıkacaklarını dile getiren Çerkezoğlu, emekçilerin taleplerini şöyle sıraladı:
 
“*Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır.
 
*Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir.
 
*Asgari ücretin üzerindeki vergi dilimi yüzde 10’a çekilmeli, dâr ve faiz gelirlerinin vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir.
 
*Esnaf kuryelik/kendi hesabına çalışma/özel istihdam bürosu/taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
 
*İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımın önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır.”
 
Konuşmaların ardından miting emekçilerin halayları ile sona erdi.