Şeytan Küçesi’nde kepenkler siftahsız kapanıyor

img

URFA - Ekonomik krizin etkisini hissettirdiği Siverek’in Şeytan Küçesi’nde, esnaf siftahsız kepenk kapatıyor. Küçe esnafı Samet Çelik, "Ekonominin tek suçlusu, isim veremiyoruz ama O’dur” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Mart ayı enflasyon rakamlarına göre, geçen ay Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) 5,46 artarken, enflasyon yıllık bazda yüzde 61,14'e yükseldi. Açıklanan resmi rakamlara göre, enflasyon yüzde 61,14 ile son 20 yılın en yüksek seviyesinde. Üretici fiyat endeksi (ÜFE) ise Mart'ta aylık yüzde 9,19 artarken, yıllık olarak yüzde 114,97'ye çıktı. Ekonomik kriz, yükselen enflasyon, işsizlik ve zamlarla derinleşirken, bundan en fazla etkilenen kesimlerin başında ise esnaflar geliyor. Urfa’nın Siverek ilçesinin en eski çarşısı Şeytan Küçesi esnafı da alım gücünün düşmesi ve enflasyondan olumsuz etkileniyor. Eskiden ilçede insan akışının en fazla olduğu çarşının “küçeleri”nde esnaflar dükkanlarının önüne koydukları sandalyelerde oturuyor, saatlerce müşteri gelmesini bekliyor. Kimi esnaflar uzun yıllardır yaptıkları gibi sabah erken saatlerde açtıkları dükkanlarını siftahsız kapatmak zorunda kalıyor. Birkaç yıl öncesine kadar kiralık işyeri bulmanın zor olduğu çarşıda, birçok dükkanın kepenkleri bir daha açılmamak üzere kapatılmış durumda. 
 
Çarşıda giyim sektöründe yaklaşık 30 yıldır hizmet veren Mehmet Emin Yazgı (42), çocukluk yıllarından babasının yanında işe başlayarak, çarşıda büyüyen esnaflardan biri. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösteren Yazgı, “Enflasyon yüzde 60 değil, yüzde 300. Ben bir pantolonu 37 TL’ye alıp, burada 50 TL’ye satıyordum. Aynı pantolonu şu an ben 110 TL’ye alıyorum. Alım gücü düştü. Müşteri eskiden iki pantolon, gömlek, tişört alırdı. Aynı müşteri şimdi bir pantolon, bir tişörtü zor alıyor. Bazen almak istiyor ama parası yetmiyor, ‘daha sonra alırım’ deyince bu bizim zorumuza gidiyor. Üzülüyoruz. Biz satma derdinden değiliz, insanlar alabilsin istiyoruz. Almak istiyor, ihtiyacı var ama alamıyor” diye konuştu. 
 
SORUNUN ÇÖZÜMÜ ÜRETİM
 
Yükselen enflasyonun mutfaklara da yansıdığını belirten Yazgı, devamında şunları söyledi: “Geçen sene 50 TL’ye her şeyimizi alabiliyorduk. Geçen hafta 200 TL’ye aynı ihtiyaçlarımızı alamadık. Sorunun çözümü üretimden geçer. Kendi ihtiyacını kendin karşılayacaksın, dışa bağımlı olmayacaksın. Söz ile herkes kendinin güçlü olduğunu söyler ama icraata bakıldığında kimin güçlü olduğu belli olur. Siyaset, propaganda ile olmaz, zor durumda kimin güçlü olduğu belli olur. Güçlü olan ülkelerde enflasyon oranları belli" dedi. 
 
ŞALVAR 500 TL OLDU
 
Şeytan Küçesi’nde saçlarını ağartan esnaflardan biri de, 44 yıldır çarşıda çalışan herkesin tanıdığı adıyla Terzi Ahmet. “Ekonomi çürümüş” diyen Terzi Ahmet, “Esnaf aç. İş, güç yok. Kumaşın metresi 100 TL’den bir anda 300-400 TL’ye çıktı. Eskiden bir şalvarı 150 TL’ye satıyorduk, şimdi aynı şalvar 500 TL olmuş. Toptancıya kumaş için her gittiğimizde 'zamlandı' diyor. Sadece bizim sektörde değil, diğer sektörlerde de benzer bir durum var. Mazot aldı, başını gitti. Fakir bir aile nasıl et alsın, 120 TL olmuş. Her alanda bir yükselme söz konusu. İnsanlar bir su, elektrik faturasını ödeyemez duruma geldi” diye konuştu. 
 
HALK PERİŞAN
 
Birkaç yıl öncesine kadar çarşının durumunun iyi olduğunu söyleyen Terzi Ahmet, “Halkın durumunun kötü olduğu koşullarda esnafın durumu iyi olmaz. Artık Allah'tan başka umudumuz yok. Herkes sorumluluğu bir başkasına atarak kendisini haklı çıkarmaya çalışıyor ama biz hiç kimseyi haklı görmüyoruz. Eskiden bu çarşı cıvıl cıvıl idi. İş, güç vardı, insanların alım gücü vardı. İnsanlar ihtiyaçları var, fiyat soruyor, fiyatı duyunca ‘gerek yok’ diyor. Her şey çok pahalı, kimse bir şey alamıyor. Buna bir an önce bir çözüm bulmalı, halk perişan olmuş. İnsanlar evine ekmek götüremezse, toplumda huzur olmaz” ifadelerini kullandı.
 
DESTEDEN TEKLİ SATIŞA GEÇİŞ
 
Babasının 25 yıldır işlettiği kırtasiye dükkanında 15 yıldır çalışan Samet Çelik (23), açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını kaydetti. “Ekonomi çürük halde” diyen Çelik, “Bir yıl önce 20 TL’ye sattığınız A4 kağıdı paketini şu an 80 TL’ye satıyoruz. Şu an bir poşeti doldurmanın maliyeti en az 300 TL. Müşteriler bir şey alamıyorlar. Bizde ürün bulmakta zorlanıyoruz. Eskiden bir deste kalem alan müşterilerimiz şu an 2-3 adet alıyor. Biz deste ile sattığımız kalemleri şu an tekli satıyoruz. 12 TL olan bir deste kalem paketi, şu an 40 TL oldu” ifadelerini kullandı.
 
İş yerlerinde gider ve gelirin birbirini dengelemediğini ifade eden Çelik, “Dükkanda çalışan 2 tane makine var. Yıl başından önce elektrik faturası 250 TL geliyordu. Geçen ay aynı makineler gelen elektrik faturası 700 TL. Alım gücü düştüğü için gelir azaldı, gider ise yükseliyor. Ürünlere zam yapmamız gerek, ancak müşteri alamadığı için neredeyse bazı ürünleri zararına satıyoruz. Bir de kira faktörü var” dedi. Enflasyonun pazar-çarşıda da kendini iyice hissettirdiğini dile getiren Çelik, devamında şunları söyledi: “Ben annem ile birlikte pazar alışverişine giderim. Bir yıl önce 50 TL ile pazar arabamız dolardı, aynı araba 200 TL ile şimdi dolmuyor. Urfa’da biber 40 TL olmuş. Tane tane almaya başladık. Bu ekonomi sorunun çözümü, bu işten anlayan bir kişiyi başa getirmek. Şu an ekonominin tek suçlusu isim veremiyoruz ama O'dur o. Ekonomi siyasi istikrar ile düzelir.” 
 
MA / Emrullah Acar