Büyük İşçi Direnişi 53’üncü yılında: Mücadele büyütülmeli

img
İSTANBUL - Büyük İşçi Direnişi’nde yer alan Ekrem Kandemir, “İşçi sınıfı mücadelesi sendikalaşarak bütünselleşmeli” dedi. 
 
Adalet Partisi (AP) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 1970 yılında 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu'nda değişiklik yapılması için hazırladığı yasa taslakları, komisyonda birleştirilerek tek taslak halinde Meclis’ten geçirildi. Sendika örgütlerinin görüşü alınmadan Meclis’ten geçirilen yasa, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın onamasıyla 11 Haziran 1970’de yürürlüğe girdi.
 
Sendikal örgütlenme ve grev hakkını kısıtlayan yasaya karşı direnişe geçen işçiler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu öncülüğünde 15, 16 Haziran’da İstanbul merkezli birçok kentte yürüyüş başlattı. İstanbul başta olmak üzere Ankara, Bursa, Adana ve İzmir'de gerçekleştirilen direniş yürüyüşlerine dönük polis saldırılarında, 4 işçi ve bir polis yaşamını yitirdi. 
 
Türkiye tarihinin en büyük işçi direnişleri arasında yer alan ve 53’üncü yılına giren 15, 16 Haziran ‘Büyük İşçi Direnişi’ni tanığı Ekrem Kandemir, işçi sınıfı mücadelesinin sendikalaşarak bütünleşmesi gerektiğini vurguladı. 
 
15-16 HAZİRAN’IN PERDE ARKASI
 
27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra oluşturulan 1961 Anayasası’nda işçi sınıfına tanınan birtakım haklar olduğunu ifade eden Ekrem Kandemir, haklardan bazılarının 274, 275 sayılı sendika yasaları olduğunu belirtti. O tarihlerde örgüt olarak sadece Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) olduğunu söyleyen Kandemir, daha sonra Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kuruluşuyla işçi sınıfının örgütlenmesinin hız kazandığını belirtti. Kandemir, “Biraz zaman geçtikten sonra işçi sınıfının gerekli taleplerini karşılamamak için elinden gelen her şeyi yapan TÜRK-İŞ bölünmeye başladı. O esnada beş sendika TÜRK-İŞ’ten ayrıldı. Bunlar ayrılınca TİP içerisinde yer alan sendika kökenli milletvekilleri DİSK’in kurulmasına karar verdiler. Böylece 13 Şubat 1967’de DİSK kuruldu. O dönem var olan gençlik hareketi, devrimci ve sol sosyalist hareketler DİSK etrafında birleşti. DİSK, 274, 275 sayılı sendikalar yasası sayesinde örgütlenmeye hız verdi. Ve 1970’e gelindiğinde bu çalışmalar Türkiye'de işveren sermayesinin korkulu rüyası haline geldi” diye belirtti.
 
Ekrem Kandemir
 
BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜN ÖRGÜTLENMESİ
 
274, 275 sayılı sendikalar yasasında değişikliğin gündeme gelmesiyle DİSK’in birçok kentte toplantılar gerçekleştirdiğini kaydeden Kandemir, hazırlanan bildiriyle işçilerin eylemlere katılması çağrısı yapıldı. Kandemir, bildirilerin DİSK’in örgütlü olduğu kentlerde okutulduğunu ifade ederek, “13, 14 Haziran’da başlamak üzere işyerlerinde kısa kısa yürüyüşler prova ettik. Çünkü bu yürüyüş Türkiye'de bir ilkti. 15 Haziran’a gelindiğinde yürüyüş boyları uzatıldı, 16 Haziran’da İstanbul Anadolu, Rumeli ve Avrupa yakası şeklinde 3 bölgeye ayrıldı. Biz Rumeli bölgesi olarak Otosanayi’de toplandık. Sabah 09.00’da toplandık ve 13.00’da yürüyüş başladı. Yürüyüş kortejlerinde kadınlar ön tarafta, erkekler ise arka tarafta yer aldı. Otosaniyi’de başlayan yürüyüş, Levent’e kadar sürdü” diye anlattı.
 
YÜRÜYÜŞE POLİS SALDIRISI 
 
Levent’te askerlerin barikat kurduğunu, havaya ateş açmasının ardından çekildiğini ve polisin işçilere saldırdığını söyleyen Kandemir, “Polisler saldırırken, bizde orada bulunan molozları onlara atmaya başladık. Bu saatlerce sürdü. Bulunduğumuz bölge, işçilerin ailelerinin olduğu bölgeydi. O esnada ailelerimizde Levent’e yığılmaya başladı. Daha sonra gelen halkın silahlı olduğunu gördük. Onlar da polise karşı silah kullandı” şeklinde konuştu.
 
Çatışmaların saat 15.00’a kadar sürdüğünü, saldırılara rağmen yürüyüşün Zincirlikuyu’ya kadar sürdüğünü belirten Kandemir, saldırılarda 3’ü ağır 30 kişinin yaralandığını anlattı. 
 
DİRENİŞ SONUÇ VERDİ, YASA GERİ ÇEKİLDİ 
 
Aynı gün saat 17.00 sıralarında DİSK’in kurucusu ve ilk Genel Başkanı Kemal Türkler’in radyoda “İşçi sınıfımız üretimden gelen gücünü kullanarak, başarıya ulaşmıştır. Lütfen herkes işyerlerine dönsün” çağrısı yaptığını aktaran Kandemir, “Aradan 2 gün geçtikten sonra yetkililere, işçiler hakkında soruşturma açılmayacak, bir hafta moral izni verilecek, işçilerin herhangi bir şekilde maaşları kesilmeyecek, bütün primleri çalışmış gibi uygulanacak şeklinde taleplerimizi ilettik ve kabul edildi. 15, 16 Haziran böyle onurlu bir mücadeleyle, kazanılmış haklarını geri alarak başarıya ulaşmış oldu. Yasayı da geri çekmek zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı.
 
‘İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİ BÜYÜTÜLMELİ’
 
İşçi sınıfı mücadelesinin büyütülmesi gerektiğini vurgulayan Kandemir, şunları söyledi: “İşçi sınıfı mücadelesi sendikalaşarak bütünselleşmeli. Bugünkü işçi sınıfı, demokratik kitle örgütleri ve öğrenci destekleriyle birlikte mücadeleyi yaygınlaştırarak, eylemleri sürekli kılarak haklarını almalılar. Özellikle sendika liderleri seçilirken, çok bilinçli ve yetenekli kişileri seçmek gerekiyor. Bu bilinç ve bilgi birçok arkadaşımızda mevcuttur. Bunlar ön plana çıkıp her türlü örgütlenmeyi yapmalılar. Kadroları ne kadar iyi olursa, mücadele o kadar bilinçli ve kazanımla sonuçlanır.”
 
MA / Ömer İbrahimoğlu