Eylemdeki aile hekimlerinin talepleri neler?

img

AMED - Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki değişikliklerin geri çekilmesini istediklerini belirten hekim Rıdvan Çelik, “Talebimiz yerine getirilene kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz” dedi. 

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile 14 yıl önce sağlık ocakları yerine aile hekimliği sistemine geçildi ve birinci basamak sağlık hizmetinin neredeyse tamamı aile hekimliğine aktarıldı. Aile hekimleri hem kendilerine kayıtlı yaklaşık 3 bin hastaya bakarken hem de çalıştığı sağlık merkezinin finansal giderleriyle ilgilenmek zorunda kalıyor. Sağlık Bakanlığı aile hekimlerine hem nüfusa dayalı maaş ödemesi hem de merkezin idamesiyle ilgili bir cari gider ödemesi yapıyor. Bakanlığın yaptığı cari ödemelerden hekimler, bina kirası, tıbbi sekreter, personel maaşları, faturalar, malzeme giderleri, bakım ve tadilat masraflarını da karşılıyor. Hekimler artan maliyetlerle birlikte Aile Sağlığı Merkezlerine (ASM) ayrılan ödeneğin yetmediğini belirtiyor. 
 
ASM’de yaşanan sorunların giderilmesi talep edilirken, Sağlık Bakanlığı tarafından hekimlerin “eziyet yönetmeliği” olarak nitelendirdiği "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" 1 Kasım’da yürürlüğe girdi. 
 
Hekimler, çalışma ve özlük haklarını düzenleyen yeni yönetmeliğe karşı 5-7 Kasım tarihlerinde de iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle hekimler, seslerini duyurmak için bu sefer de 2-6 Aralık arasında da iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. 
 
YENİ YÖNETMELİKTE NE VAR? 
 
Hekimlerin itiraz ettiği yeni yönetmeliğe göre hekimlerin teşvik alabilmesi için, kendilerine kayıtlı kişilerin yılda en az iki kere ASM'ye gelmesi gerekiyor. Eğer kendisine kayıtlı bir hasta yılda yediden fazla başka bir sağlık kurumuna müracaat ettiyse, aile hekimi teşvikten faydalanamıyor.
 
AĞRI KESİCİYE KOTA
 
Yönetmelikle birlikte aile hekimlerinin antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaç yazmasına kota getiriliyor. Eğer hekim bu ilaçları bulunduğu il ortalamasının üzerinde bir miktarda yazmışsa teşvik alamıyor. Bakanlık bu değişiklikle birlikte, hafif vakalarda ilaç kullanılmasının önüne geçilmesinin hedeflendiği ileri sürüyor. 
 
Mevcut sistemde hekimlerin tavan maaşı 4 bin kayıtlı hasta nüfusu üzerinden belirlenirken, yönetmelikle birlikte bu sayı 3 bin 500 hastaya çekildi. Yönetmeliğe göre teşvik alabilmenin bir başka şartı, Hasta Yönetim Platformu üzerinden kronik hastaların izlenmesi de var. Hekimler, hastaların tansiyon, şeker, obezite başlıklarında düzenli takip yapması gerekecek, aksi halde teşvik alamayacak. Bu durum sözleşme feshine kadar da gidebilecek. 
 
En tartışmalı düzenlemelerden biri de ASM’lerden artık sağlık raporu alınabilecek. Ücret karşılığında alınabilecek bu raporun sağlıkta şiddet vakalarında artışa neden olabileceği kaygıları da beraberinde getiriyor. 
 
‘YÖNETMELİK GERİ ÇEKİLSİN’
 
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin iş güvenliği, mesleki bağımsızlıkların alınması, devam eden şiddet, yoksullaşma gibi problemlere cevap olamadığını ifade eden Aile Hekimi Rıdvan Çelik, yönetmeliğin geri çekilmesini talep etti.  
 
Yönetmeliğin geri çekilmesini talep ettiklerini kaydeden Çelik, “Aile hekimlikleri ehliyet raporları, işe giriş raporları, sağlık durumunu beyan eden raporlar veyahut da Türkiye'deki bakanlıkların, özel tüzel kurumların kendi üyelerine, kendi çalışanlarına istediği raporları veriyor. Bakanlık bu raporların aile sağlığı merkezlerinden karşılamamızı istiyor. Sporcu raporlarının ve özellikle ehliyet raporlarının geniş kapsamlı bilimsel bir yöntemle hastanelerden verilmesi gerektiğini dile getirdik. Fakat aile sağlığı merkezinden ücretli alınabilecek. Bilimsel olmayan ve reddettiğimiz raporlamalarda üstümüze ekstra bir yük ve şiddet olarak döneceğini düşünüyoruz. Yurttaşlarla aramızda herhangi maddi bir çıkar ilişkisi koymak istemiyoruz. Eşit, ulaşılabilir sağlık bir haktır. Sağlığı puan veyahut bir katsayı olarak görmüyoruz. Vatandaşların sağlıklı bir hizmet alması gerektiğini düşünerek iş bıraktık” dedi. 
 
‘AİLE HEKİMİ HAK KAYBINA UĞRUYOR’
 
Yurttaşlara yeni düzenlemeyle yılda iki defa aile hekimine gitme zorunluluğunun getirildiğini aktaran Çelik, “İnsanların bundan haberi yok. Aile hekimleri üzerinden aileler cezalandırılarak yılda iki defa bir tarama zorunluluğu getirildi. Bir kişi yılda yedi kereden fazla bir hastaneye veya özel bir hastaneye gittiğinde aile hekimi yine hak kaybına uğruyor. Aile hekimliğine bağlı nüfusunuz, geçen seneye göre daha fazla hastaneye başvurmuşsa yine aile hekiminiz, hak kaybına uğruyor” şeklinde konuştu.
 
'EYLEMLERİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
 
Birçok kişinin Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS) yoğunluktan kaynaklı randevu alamadığını hatırlatan Çelik, randevu bulamayan hastaların özel hastanelere yöneldiğini belirtti.  Çelik, “Yurttaşlar nitelikli hizmet alabilmek için özel hastanelere gitmek zorunda bırakılmış. Bizler bilimsel bir sistem kurulmasını, kademeli meslek sistemi getirilmesini, bu kademeli sisteminin de vatandaşın yararını ve çalışanların da memnuniyeti gözetilerek yürürlüğe konulmasını talep ediyoruz. Özellikle ikinci ve üçüncü basamak hastanelerdeki sağlık hizmetlerinin özel hastaneler yoluyla, özel hastanelerin olmadığı yerlerde hizmet alımı yoluyla özelleştiğini görüyoruz. Yenidoğan yoğun bakımlardaki ölümlerde de gördük. Özel yenidoğan yoğun bakım sayısının, kamu yoğun bakım yatak sayısında fazla olduğunu görüyoruz. Bu da kamunun sistemden çekilerek, sistemi tamamen piyasaya doğru evirildiğini görüyoruz” diye kaydetti. 
 
Şimdiye kadar hasta ve hekim arasında paranın konuşulmadığını ifade eden Çelik, bir hafta önce getirilen yasa tasarısıyla böyle bir durumun yaşandığının altını çizdi. Çelik, durumun sağlık emekçileriyle yurttaşların karşı karşıya gelmesine neden olacağını belirterek, “Taleplerimiz kabul edilene kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz” dedi.