'Öğretmenler gününde öğrencilerden ayrı olmak bitmeyen bir acı’

img

İSTANBUL - Türkiye, Dünya Öğretmenler Günü’ne ihraç edilen binlerce öğretmen ile giriyor. İhraç edilen öğretmenlerden Fatma Akkın, "Şimdiye kadar aldığım en güzel hediyeler öğrencilerimin öğretmenler günü ve diğer günlerde hazırladıkları şeyler oldu. Bütün bunlardan mahrum kalmak bitmeyen bir acı" dedi. 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 5 Ekim 1994 yılında ilan edilen Dünya Öğretmenler Günü, birçok ülkede farklı eylem ve etkinliklerle kutlanıyor. Türkiye’nin öğretmenler karnesi ise giderek kararan bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile on binlerce öğretmen ihraç edilirken binlercesi de sürgün edildi. İhraç edilen öğretmenler sosyal güvenlik haklarından mahrum edilerek kamu hizmetinde ve kamu hizmeti sayılacak görevlerde istihdam olanağı elinden alındı. İşini ve ekmeğini geri almak için Bakırköy, Kadıköy, Kartal ve ülkenin çeşitli yerlerinde oturma eylemi yapan öğretmenler; gözaltına alınarak, şiddete maruz bırakıldı, tutuklandı. Esnek ve güvencesiz bir şekilde çalıştırılan öğretmenler de görevden alınma korkusuyla eğitim vermeye devam ediyor.
 
KHK’lerle ihraç edilen binlerce öğretmenden biri de Fatma Akkın. 7 yıllık öğretmen Akkın, 7 Şubat 2017’de çıkarılan KHK ile ihraç edildi. Akkın, işten çıkarılmasının ardından yaşadıklarını anlattı. 
 
‘SÖYLEDİĞİM HER SÖZÜN ARKASINDAYIM’
 
Parasız, bilimsel ve demokratik bir eğitimden yana olduğuna dikkat çeken Akkın, “Savunduğumuz bir yaşam felsefesi vardı. Ve okullarımızda da bunun mücadelesini verdik. Bizi ‘terörist’ diye attılar. Biz hiçbir zaman ‘terörist’ olmadık. Bu ülkede savaşı değil, barışı savunduk. Biz barışı savunurken herkes savaş çığırtkanlığı yaptı. Bunu yapmadığım için kendimle gurur duyuyorum. Yaptığım, söylediğim her sözün arkasındayım” diye konuştu.
Tüm hayallerini öğretmen olma üzerine kurduğunu dile getiren Akkın, okuldan koparılarak işsiz bırakılmanın çok güç olduğunu ifade etti. Mesleğini çok sevdiğini kaydeden Akkın, “İhraç edildikten sonra okula gittiğimde sınıfa giremedim. Bir hafta sonra gidip vedalaşabildim. Sınıftan ayrılmak çok zor oldu benim için. Hala çok özlüyorum” dedi.
 
‘YAŞADIĞIMIZ SİVİL İDAMDI’ 
 
Çalışma haklarının elinden alındığının altını çizen Akkın, kamudan uzaklaştırılmakla kalmayıp, kendi mesleklerini yapabilmenin önüne engeller konulduğunu ifade etti. Akkın, “Özel okullarda da çalışamadık. KHK’yle ihraç edildiğimiz sigortada göründüğü için kendi üzerlerinde baskı olabileceği korkusuyla kimse bizi işe almadı. İktidarın yaptığı, sıradan bir işten atma saldırısı değildi. Bizim yaşadığımız sivil idamdı. Sivil ölüme terk edildik. İktidar bizi yaşayan ölüler ilan etti. Muhalif kimliğimizi böyle cezalandırmaya çalıştı” ifadelerini kullandı. İşten çıkarıldıktan sonra oturma eylemleri yaptıklarını hatırlatan Akkın, kalan zamanlarda ise garsonluk ve anketörlük yaptığını söyledi.
 
‘TÜM YASAL YOLLARI KAPATTILAR’
 
Tüm yasal yolların kendilerine kapandığına vurgu yapan Akkın, sözlerini şöyle sürdürdü: “İdare Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduk. Onlar komisyonu gösterdiler. Komisyon hala incelemeye devam ediyor. Ne kadar süreceği belli değil. Biz de insanlara haksız, hukuksuz yere ihraç edildiğimizi anlatmak için alanlara çıktık. Haftanın üç günü oturma eylemlerine başladık. İmza toplayıp valiliğe gönderdik. Halkımızın bizim yanımızda olduğunu, haksız yere işten atıldığımızı göstermeye çalıştık. Bir buçuk sene sonra eylemlerimiz yasaklandı. Gözaltına alındık. Ama mücadelemiz bitmedi. Farklı türlerle devam ettirmeye çalışıyoruz.”
 
‘MUHALİFLERİ DEVRE DIŞI BIRAKMAYA ÇALIŞTILAR’
 
15 Temmuz darbe girişiminden sonra KHK ile ihraçların en yoğun olduğu alanlardan birinin de eğitim olduğunu kaydeden Akkın, en büyük tecridin eğitim alanında yaşandığına dikkat çekti. 15 Temmuz darbe girişiminin hükümete iki yönlü fırsat sunduğunu dile getiren Akkın, “Birincisi kadrolu çalıştırmak iktidarın üzerinde bir yüktü. Kadrolu çalışmayı azaltarak yerine ücretli öğretmenliği koydu. Öğretmenleri daha yoğun bir şekilde asgari ücretin altında çalıştırdı. Diğer taraftan da ortaya koymak istedikleri dindar ve kindar nesli yetiştirmenin önünde engel olabilecek her türlü aydının sesini bastırabilecek bir araca döndü. Dün, birlikte yol yürüyenler birbirlerini cezalandırırken arada muhalifleri de devre dışı bırakmaya çalıştılar” diye konuştu. 
 
KHK zulmünün her yerde duyulması gerektiğini vurgulayan Akkın, “Belki bugün için bizi öğrenci ve velilerimizden kopardılar; ama biz doğru bildiğimiz sözü söylemekten geri durmayacağız” dedi.
 
‘YENİDEN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLAYACAĞIZ’
 
Yıllarca emek verdikleri mesleklerinin bir gece sorgusuz sualsiz iktidar tarafından elinden alındığına dikkat çeken Akkın, “Bu, tarifi olmayan bir zulüm. Yeri doldurulamayacak bir şey. Geçtiğimiz öğretmenler günlerinde öğrenciler kendi elleriyle küçük resimler, bebekler hazırlayıp getirirlerdi. Benim şimdiye kadar aldığım en güzel hediyeler hep öğrencilerimin öğretmenler günü ve diğer günlerde hazırladıkları oldu. Bütün bunlardan mahrum kalmak, bitmeyen bir acı. Bir gün mutlaka mesleğimize geri döneceğiz. Ve o sınıflara geri döneceğiz. Öğrencilerim yeniden ‘öğretmenim öğretmenler günün kutlu olsun’ diyecekler. Böyle temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
 
Akkın, “Binlerce öğretmenin işten atıldığı, yaşadıkları bu travmaya dayanamayıp yaşamlarına son verdiği bir ülkede öğretmenler gününü kutlamak ne kadar gerçekçi olur? Bu kime yarar? Burada kocaman bir travma var. Herkes bunu görmeli” dedi. 
 
MA / Melike Ceyhan