Özelleştirmelerle şirketler tarım alanına sızdı

img

DERSİM – Dersim’de,  "Yerel Yönetimlerde Üretim ve Kooperatifçilik" başlıklı panelde konuşan TÜMKÖYSEN Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, kurumların özelleştirilmesiyle farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin tarım alanına girdiğini belirterek, bu şirketlere karşı kooperatifleşmek gerektiğini söyledi.

Munzur Kültür ve Doğa Festivali etkinlikleri kapsamında Sanat Sokağı’nda "Yerel Yönetimlerde Üretim ve Kooperatifçilik" başlıklı panel düzenlendi. Konuşmacı olarak Ovacık Doğal Ürünler Kooperatifi'nden Derya Öz, Pülümür Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Hatayi Demir, Kravga Tarımsal Kalkınma Kooperatif Temsilcisi Devrim Şimşek ve Tüm Üretici Köylüler Sendikası (TÜMKÖYSEN) Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak’ın yer aldığı panelin moderatörlüğünü ise, Dersim Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan yaptı.

Yoğun ilgi gösterilen panelde, ilk olarak Pülümür Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Hatayi Demir konuştu.

İHRAÇ EDİLİNCE ARICILIĞA BAŞLADI

KHK ile öğretmenlik görevinden ihraç edilmesi sonrası köyüne dönerek arıcılık yapmaya başladığını söyleyen Demir, toplumsal krizlerin ancak üretim ile aşılabileceğini belirterek, kooperatifleşmenin önemi üzerine durdu.

Türkiye'deki 125 bin kooperatifin olduğunu, ancak bu sayının içerisinde sadece 9 bin kooperatifin aktif olduğunu belirten Demir, “Kooperatifçilik yaparken kendi coğrafyanız ve kültürünüzün yanında dünyayı da iyi bilmek gerekiyor” dedi. Pülümür'de arıcılar olarak kendi coğrafya, dil ve kültürlerine uygun bir kooperatif kurduklarını ifade eden Demir, "Kooperatif, üretici ile tüketicilerin birlikte örgütlenmesidir" diye konuştu. Demir, kooperatiflerin şeffaf, denetlenebilir, demokratik ve karar aşamasında tüm üyelerin katılması gerektiğini de vurguladı.

‘KOOPERATİF, ÜRETİCİ İLE TÜKETİCİLERİN BİRLİKTE ÖRGÜTLENMESİDİR’

Her köyde bir kooperatif olması gerektiğini kaydeden Demir, "Bu kooperatiflerle dayanışma ve ortaklaşma içerisinde olmalıyız. Bu kültürde bu coğrafyaya yabancı bir durum değil. Böyle olursa muhteşem bir kooperatifçilik oluşur" dedi.

‘MÜLK ALLAH'N DEĞİL, MÜLK KAPİTALİSTLERİN OLMUŞ’

Kravga Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Temsilcisi Devrim Şimşek de, kooperatiflerinin bulunduğu olduğu Mersin Mut'da 12 ay boyunca üretim yapılabildiğini belirtti. Üretici ve tüketici arasındaki bağı daha güçlendirmeyi amaçladıklarını kaydeden Şimşek, son 3 yıldır tarım ve hayvancılığın çok kötü bir süreç ile karşı karşıya kaldığını dile getirdi.

İlaçlama ve yanlış kullanım dolayısıyla tarım alanlarının giderek azaldığını söyleyen Şimşek, "Mülk Allah'ın diyorlar ama Mülk Allah'n değil, mülk kapitalistlerin olmuş. Bunun için çok mücadele etmeliyiz ve kooperatifleşmeliyiz" dedi. 

'ÖZELLEŞTİRMELERLE ŞİRKETLER TARIM ALANINA GİRDİ'

TÜMKÖYSEN Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak ise, 30 yıl sonra dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağını ve gıdaya duyulan ihtiyacın daha da artacağını belirterek, “Bugün enerji kaynakları için savaşanlar, yarın gıda, tarım alanları ve su için savaşacak" dedi.

Türkiye’de çıkarılan tohum kanunu ile birlikte yerel tohumların ortadan kaldırılmak istendiğini söyleyen Başkavak, "Türkiye, milli gelirin yüzde birini tarıma ayırsın diye feryat figan ediyoruz. AKP, Türkiye'de tarımı çökertti. Tüm kurumlar özelleştirildi, köylünün kolu kanadı kırıldı" ifadelerini kullandı.

Yine kurumların özelleştirilmesiyle farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin tarım alanına girdiğine dikkat çeken Başkavak, bu şirketlere karşı kooperatifleşmenin önemi üzerinde durdu. Başkavak, yerel yönetimlerin kooperatiflere destek sağlayabileceğini, ancak bu konuda güçlü planlamaların olması gerektiğini vurguladı. Kapitalizmin doğayı talan ettiğini ve insan sömürüsünü en üst seviyeye çıkardığını dile getiren Başkavak, "Kapitalizme mücadelede, kooperatifleşmek bir saç ayağı olabilir" dedi.

'HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI'

Ovacık Doğal Tüketim Kooperatif Temsilcisi Derya Öz de, kooperatifleşmenin önemi üzerinde durup, böylece üretici ile tüketici arasındaki aracıların ortadan kaldırıldığını ifade etti. Ancak Türkiye'deki kooperatifleşmenin yüzde 90'ının batık durumda olduğuna dile getiren Öz, "Yaratılan örgütlenmeler sadece ekonomik olmamalıdır. Kendi yerelinin sorunlarını da çözmelidir. Dersim'de yaşayan her insan, Türkiye'deki insanlara umut olmuştur. Hepimizin yükü ağır ve ama elimizi taşın altına koymalıyız" dedi.