CHP'li belediyelerin işten çıkardığı işçiler hakları için eylemde

img

İSTANBUL - Sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarıldıkları CHP’li Maltepe ve Ataşehir belediyeleri önünde eylemlerini sürdüren işçiler, haklarını alana kadar direnişlerin sürdüreceklerini söyledi. 

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Maltepe Belediyesi’nde çalışan Alkan Okuyucu 1 Ekim’de, Ataşehir Belediyesi’nde çalışan Alişan İpşiroğlu ve Melike Şahin ise 4 Ekim’de işten çıkarıldı. Her iki belediyenin “işe gelmeme” ve “performans yetersizliği” gerekçeleriyle işlerine son verdiği işçilerin iddiası ise, belediye yönetimlerinin yürüttükleri sendikal faaliyetlerden rahatsız oldukları için işlerine son verdiği. 
 
İşten atıldıkları günden bu yana belediyelerin önünde oturma eyleminde olan işçiler, yeniden işlerine geri dönene kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı.
 
‘HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE İŞTEN ATILDIM’
 
Maltepe Belediyesi’nden çıkarılan Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube Yöneticisi Alkan Okuyucu, belediye ile sendikaları arasında 19 Kasım 2019’de toplu sözleşme imzalamasına rağmen, belediyenin maddi olanakların yetersiz olduğu gerekçesiyle sözleşmeyi uygulamadığını belirtti. Bunun üzerine kendilerinin de sözleşmenin uygulanması için iş bırakma eylemleri ve basın açıklaması yaptıklarını dile getiren Okuyucu, 19 Temmuz’da yaptıkları 24 saatlik iş bırakma eyleminden sonra hakkında tutanak tutulduğunu kaydetti.
 
Okuyucu, Toplu Sözleşmemizin sendikal izinler maddesine göre, sendika yöneticisi olduğum için dört yıl boyunca ücretli izinli sayılıyorum. Ama yönetim işe gelmediğimi belirterek 1 Ekim’de beni haksız bir şekilde işten çıkardı” dedi.
 
Sözleşmenin içerisinde 40 saatlik çalışma süresi, çocuk işçiliği, kadın hakları ve engelli çalışanların hakları ile ilgili maddeler olduğunu belirten Okuyucu, “Yaptığımız eylemlerden sonra belediye yönetimi toplu iş sözleşmemizi tamamen yok sayma yoluna gitti. 31 Mart seçiminden sonra yaklaşık 20 arkadaşımız da gerekçesiz şekilde işten çıkarılmıştı. Atılan işçiler geri alınsın, toplu sözleşmemiz uygulansın istiyoruz. Haklarımızı alana kadar burada direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
‘SENDİKAL FAALİYETLERİMDEN RAHATSIZ OLDULAR’
 
Ataşehir Belediyesi’ndeki işlerine son verilen iki işçiden Alişan İpşiroğlu, aynı zamanda Güvenlik Sen Sendikası İşyeri Temsilcisi.
 
Ocak 2018’de sendikal örgütlenme çalışmalarına başladıkları belediyedeki güvenlik görevlilerinin çalışma alanındaki zorluk ve eksiklerini sözlü ve yazılı olarak belediye yönetimine ilettiklerini söyleyen İpşiroğlu, ancak bu durumun hoş karşılanmadığını ifade etti. İpşiroğlu, bu nedenle baskıya maruz kalıp, devamında da işten çıkarıldığını belirtti.
 
‘ÇOCUĞUMA HARÇLIK VERECEK PARAM OLMUYORDU’
 
Çalışanları ‘kışkırttığı’ gerekçesiyle işten çıkarıldığını söyleyen İpşiroğlu, bu duruma şu sözlerle tepki gösterdi: “Evet, insanları örgütlüyorum, sendikal örgütlenme yapıyorum. Ben Ataşehir Belediyesi’nde göreve başlarken düşüncelerimi, fikirlerimi, özgürlüğümü sizin ipoteğiniz altına veriyorum diye bir sözleşme imzalamadım. Devletin vermiş olduğu yasalar çerçevesinde çalışacağıma dair bir sözleşme imzaladım.” 
 
Asgari ücret ile geçinen insanlar olduklarını ifade eden İpşiroğlu, “Gece vardiyasında çalışıyorum. Bazen eve giderken cebimde param olmadığında keşke çocuğum okula gitmiş olsa diyorum. Çünkü o bana günaydın dediğinde cebimde ona verecek param olmuyor. Bunu belediye yöneticileri hissedebilirler mi acaba?” diye sordu. 
 
İpşiroğlu, işlerine geri dönme talebiyle oturma eylemlerini sürdükleri alanın zabıta araçlarının otoparkı haline getirilip, kendilerini destekleyen arkadaşlarının üstü kapalı tehditlerle baskı altına alındığını da belirtti. İpşiroğlu, karşılaştıkları her türlü baskı ve engellemeye rağmen mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
 
‘CİNSİYETÇİLİĞE KARŞI AYAKTAYIZ’
 
4 buçuk yıldır çalıştığı Ataşehir Belediyesi’ndeki işine son verilen Genel İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Melike Şahin de, farklı gerekçeler öne sürülse de sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarıldığını anlattı. 
 
Şahin, işten atılma sürecinde yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Belediyede sendikal bir çalışma başlattık, örgütlülüğü sağlayıp yetki aldık. Sendikalar Kanunu’na göre, işyeri sendika temsilcisinin yeri değiştirilemez ama beni işçiden uzaklaştırmak için çalıştığım birimi değiştirdiler. 1 Temmuz itibariyle toplu sözleşme imzaladık. Sonraki süreçte işçilerin yaşadıkları sorunları dile getirmeye devam ettim. Ancak 4 Ekim tarihinde iş akdimin feshedildiği söylendi. Sonrasında burada bir direnişe başladık.” 
 
İşverenlerin kadınlara saldırmanın daha kolay olduğunu düşündüğünü dile getiren Şahin, “Kadınların çok çabuk pes edeceğini düşünüyorlar. Oysa ki Türkiye’de birçok kadın direnişçi var, Türkan Albayrak, Yüksel direnişçisi Nuriye Gülmen, Acun Karadağ örnekleri var karşımızda. Aslında direnenler hep kadınları olmuştur. Bundan kaynaklı şunu diyoruz, cinsiyetçi kimlikle bakıp, kadına saldıran bu zihniyet karşısında biz dimdik ayakta duracağız. İşimize geri dönene kadar burada direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu.