Tarlada yok yok: Düşük ücret, sömürü, ayırım, eşitsizlik...

img

AYDIN - Kuşadası’nda çoğunluğu Kürt illerinden gelen tarım işçileri, yazın kavurucu sıcakları, kışın ise yağmurun altında sabahtan akşama kadar yaptıkları işin bedeli olarak sadece 70 TL alıyor. Yaşadıkları zorlukları anlatan işçiler, özellikle eşitsizliğe dikkat çekti. 

Mevsimlik işçi olarak çalışmak üzere Ağrı, Van, Mardin ve Diyarbakır gibi kentlerden Ege Bölgesi'ne gelenler, ailece buradaki tarla ve bahçelerde çalışarak geçimlerini sağlıyor. Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı Çınar Köyü’ndeki tarlalarda çalışanların büyük bir bölümü de yine Kürt illerinden gelmiş. 
 
Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte kahvaltı yapmadan çalıştıkları tarla ve bahçelerin yolunu tutan işçiler, gün batımına kadar çalışmak zorunda. Yazın 40 dereceyi bulan sıcaklıklarda, kışın ise soğuk, yağmur ve çamur içerisinde çalışan işçilerin, çektikleri çile ve verdikleri emeklerinin karşılığı günlük 70 TL. 
 
Düşük ücret alan işçilerin yine hiçbir sosyal güvencesi de yok. Akşama kadar çalışmak zorunda kalmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayet eden işçiler, diğer tarafta ülkede yaşanan ekonomik kriz dolayısıyla mazot ve diğer girdilerin zamlanması sonucu işverenlerin işçi çalıştırmakta zorlanması dolayısıyla işsiz kalma korkusu içerisinde.
 
'EKMEK PARAMIZ BURADA'
 
Akrabalarıyla birlikte Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinden çalışmaya gelen 62 yaşındaki Hacer Bozma, 30 yıldır mevsimlik tarım işçiliği yaptığını anlattı. Ekonomik krizden dolayı yaşına rağmen çalışmak zorunda olduğunu söyleyen Bozma, aldıkları 70 TL yevmiyenin 5 ila 10 lirasını dayıbaşına verdiklerini belirtti. Bozma, çalışma şartlarının zorluğunu “Yazın güneşin altında, kışın soğukta çalışmak zorundayız çünkü ekmek paramız burada. Sigorta, sağlık güvencesi yok. Bu zamana kadar hiçbir şekilde emeğimin karşılığını almadım ki şimdi alabileyim” sözleriyle dile getirdi. 
 
'İŞSİZ KALMAKTAN KORKUYORUM'
 
Hamdiye Bağan (40) ise, üzüm toplarken çektikleri zorlukları şu sözlerle anlattı: “Üzüm toplamak zahmetli bir iştir. Sabahtan akşama kadar güneşin altında üzümleri tek tek makasla kesip kasalara koyuyoruz. Topladığımız üzümler daha sonra şarap, pekmez ve pestil için kullanılıyor. Yevmiyemiz az ama çocuklarım var okuyorlar, onlara bakmak zorundayım.” 
 
Ekonomik kriz ve mazota gelen zamlardan dolayı işverenlerin de artık mevsimlik işçi çalıştırmakta zorlandığını belirten Bağan, duyduğu kaygıyı “İşsiz kalmaktan korkuyorum. Buradan aldığım para ile ev kirası da ödüyorum. Çalışmazsak aç kalırız” sözleriyle dile getirdi.
 
'EŞİTSİZLİK VAR'
 
Daha çok kadınların topladığı üzümleri sepetlerle traktöre taşıma ise erkeklerde. Onlardan biri olan Cem Atsız (24) mevsimlik tarım işçiliğinde bile eşitsizlik olmasından şikayetçi. Atsız, “Konya’dan, Malatya’dan gelen çekicilerle aynı maaşı almıyoruz. Onlar sigortalı ve daha yüksek maaşa çalışıyor, biz ise yevmiye ile çalışıyoruz” dedi.
 
Yine aldıkları ücretten dayıbaşılarına kesilen paya tepki gösteren Atsız, “Pazar, elektrik ve su parası veriyoruz. Verdiğimiz kira parası kadar parayı da yine dayıbaşına veriyoruz. Zaten bu kriz devam ederse seneye çalışamayacağız”  diye yakındı. 
 
SAĞLIK SİGORTASI YOK 
 
60 yaşındaki Sakine Tarhan da, ilerlemiş yaşı dolayısıyla çektiği diz ağrıları ve diğer birçok hastalığına rağmen tarla ve bahçelerde çalışmak zorunda olanlardan. 20-30 kişi bir traktöre sıkıştırılarak tarlalara götürüldüklerini söyleyen Tarhan, dayıbaşından kendilerini taşımak için iki araba alınmasının istediklerinde ‘beğenmiyorsanız gelmeyin’ yanıtı aldıklarını paylaştı. “Gelmesek olmuyor çalışacak kimse yok. Bu yaşta hala mandalina, üzüm topluyorum” diyen Tarhan, sağlık sigortalarının bile olmamasından yakındı.
 
OKUL YERİNE TARLAYA
 
Ailesi ile birlikte Muş’un Malazgirt ilçesinden buraya gelen 15 yaşındaki B.A. da, ekonomik nedenlerden dolayı okulunu bırakmak zorunda kalmış. 3 senedir tarlalarda çalışan B.A’nın aldığı ücret diğerlerinden 10 TL eksik. Bunun 5 lirasını dayıbaşına veren B.A., dayıbaşıların emeklerini sömürdüğünü ifade ediyor.
 
MA / Esra Solin Dal