WAN - ÖHD Wan Şube Eşbaşkanı Mehtap Işık, İmralı tecridinin hukuki bir dayanağının olmadığına işaret ederek, tecritle mesleki faaliyetlerinin de engellendiğini vurguladı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki kesintisiz tecrit uygulanmasının sonlandırılması talebiyle 35 barodan bin 330 avukat, Öcalan’la görüşmek için Ocak ayında Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Yapılan başvurunun akıbetinin sorulması için bu kez 74 üye avukatın imzasıyla 14 Haziran’da Wan Barosu’na başvuru yapıldı.
Başvuruculardan ÖHD Wan Şube Eşbaşkanı Mehtap Işık, Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar’dan 39 aydır hiçbir şekilde haber alınamadığını söyleyerek, Öcalan ve diğer 3 tutsağın sağlığından endişe duyduklarını ifade etti.
İmralı’daki tecride karşı dünya kamuoyunun duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Işık, “Dünyadaki hak ve hukuk örgütlerinin de buna dair bir çalışmasının olması gerektiğini düşünüyoruz. CPT'nin ziyareti sonrası Sayın Öcalan’a dair bir açıklama yapmaması ve bilgi vermemesiyle görevi kötüye kullandığını düşünüyoruz. Çünkü 39 aydır Sayın Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alamıyoruz” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Abdullah Öcalan için verdiği “umut hakkı” kararına değinen Işık, “AİHM’in bir tutuklunun ömür boyu cezaevinde kalmasının doğru olmadığı yönünde bir kararı var. Bu konuda yasal çerçevesi de belirlenmiş. Türkiye’de maalesef kişiye bağlı bir hukuk var. Bunun sonuçları ne olur kestiremiyoruz” diye belirtti.
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Abdullah Öcalan üzerinde devam eden mutlak iletişimsizlik halinin hukuki bir dayanağının olmadığını ifade eden Işık, “Adalet Bakanlığı ve barolara çağrıda bulunuyoruz, meslek faaliyetlerimizi yerine getirmek engelleniyor. Bir mahpusun aile ve avukat görüşünün sağlanması avukatlık yasası ve infaz kanununda yer alıyor. Bu nedenle müvekkilimizle görüşmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.