Cins kırımına karşı öz savunma örgütlenmeli 2020-09-21 09:03:34   İSTANBUL - Kadınlara yönelik artan saldırıların cins kırımına dönüştüğünü vurgulayan Mor Dayanışma Üyesi Yeşim Güzel, buna karşı öz savunmanın hayati önem taşıdığını, tüm kadınların öz savunmayı örgütlemesi gerektiğini söyledi.    Kadınlara yönelik saldırılar artarken, buna karşı kadınların eylemleri de sürüyor. Saldırıların nedeni, topluma verilmek istenilen mesaj ve bu anlamda hayati önem taşıyan öz savunma mekanizmasını Mor Dayanışma Üyesi Yeşim Güzel ile konuştuk.    Her gün saldırıların arttığı Türkiye’de kadınlar ne yaşıyor?   Kadınların Türkiye'de çok bariz bir şekilde cins kırımına maruz kaldığını görüyoruz. Her gün en az 1 kadının erkekler tarafından katledildiği, hukuksuzluğun normalleştirildiği ve faillerin salıverildiği bu ülkede taciz, tecavüz failleri, katiller “bana bir şey olmaz” diyerek, elini kolunu sallayarak, toplum içerisinde dolaşıyor. Cesareti kimlerden alıyor? Erkek egemen devlet yapıları ve iktidarın izlediği kadın düşmanı politikalardan alıyor. Bir diğeri ise kapitalizmin içerisinden bir türlü çıkamadığı krizler var ve bu krizler derinleştikçe, patriyarka bundan gücünü alarak, bu saldırıları daha da şiddetlendiriyor. Erkek egemen sistem, her dönem olduğu gibi bugün de kadınların emeği ve bedeni üzerindeki tahakkümünü sürdürüyor.     Müthiş bir baskılama var. Ama kadınlar bu korku duvarını bir bir yıkıyor ve özgürlüğü kendi yaşamlarından başlayarak, tüm kadınların hayatlarında da inşa etmeye çalışıyor.     Bu saldırılarla kadınlara nasıl bir mesaj veriliyor?   İktidarın yapmaya çalıştığı şey, bir korku imparatorluğu yaratmak ve kadınları kendi tahayyül ettiği gibi makbul bir kadın yaratma çabası. Nerde kalacağına, kaç çocuk doğuracağına, kahkahayı bile nasıl atacağına kadar müthiş bir baskılama var. Ama kadınlar bu korku duvarını bir bir yıkıyor ve özgürlüğü kendi yaşamlarından başlayarak, tüm kadınların hayatlarında da inşa etmeye çalışıyor. İktidarın kadın düşmanlığı bir bir kadın mücadelesinin duvarına çarpıp sonuçsuz kalıyor.   Hal böyleyken kadın örgütlerinin durumu nedir? Bu kadar kapsamlı saldırılara karşı mevcut eylemler yeterli mi?   Aslında uzunca bir süredir kadın mücadelesi tüm dünyada bir mücadele örneği oluşturuyor. Türkiye'de de durum aynıdır. Kadınlar birlikte güçlü olduğunu eylemlerde gösteriyor. Kürtaj yasağından, Özgecan Aslan'ın ölümüne, Çocuk İstismarı Affı Yasası'na, İstanbul Sözleşmesi için canhıraş birlikte mücadele pratiği sergiliyor. Bugün sokakta, meydanda, iş yerlerinde her alanda en hareketli ve iktidarı sürekli geri adımlara iten kadın hareketinin bir gücü var. Bu gücün karşısında iktidar saldırılarına devam edecek ama biz kadınlar bir aradayız ve bu birlikteliğin kadınlara kazanımı büyük. Kadınların dayanışmaktan ve yan yana durmaktan başka çaresi yok.      Bu karşı koyuşun temel noktalarından biri, bugün itibariyle “öz savunma” diyebiliriz. Bu nedenle tüm kadınların öz savunma etrafından kitlenmesi gerektiğini görebiliyoruz.    Bahsettiğiniz gibi saldırılar karşısında güçlü bir kadın birlikteliği ve ortaklaşması söz konusu. Bundan sonra ki eylemlerde neyin ön plan çıkması gerekir. Kadın örgütlerinin ana gündemi ne olmalı?   Kesinlikle öz savunma belirleyici bir yerde duruyor. Kadınlar için öz savunma çok büyük öneme sahip. Dayatılan tüm şiddet formlarına karşı, kadınların dünya çapında çeşitli yaratıcı yöntem ve örgütlenme biçimleriyle karşı koyduklarını görüyoruz. Bu karşı koyuşun temel noktalarından biri, bugün itibariyle “öz savunma” diyebiliriz. Bu nedenle tüm kadınların öz savunma etrafından kitlenmesi gerektiğini görebiliyoruz.   Önemli bir noktaya dikkat çektiniz. Nedir öz savunma? Nasıl bir öz savunma? Biraz açabilir misiniz...   Şiddetin tüm biçimlerine karşı duruş sergileyen ve ona son verilmesine imkân sağlayan, tüm araç, yöntem ve yaklaşımlara öz savunma diyebiliriz. Feminist bilincin yansıma ve tepkilerinden biridir öz savunma. Toplumsal cinsiyet rollerine bağlı egemen tüm fikriyata karşı etkin bir mücadeledir. Bu savunma biçimi salt fiziksel olmaktan öte, aynı zamanda bireyin ve toplumun öz-saygı çabasıdır. Kadınların “tak etti, artık yeter” dediği noktada öz savunma başlar. Hukuktan eğitime, medyadan kültüre hayatın her alanına yerleşmiş olan erkek egemen bir sistem mevcut, kadınların bu sistemin şiddetinden korunmak için başvurduğu tüm yollar bir şekilde engelleniyor, kadınlarda yöntemi öz savunma yaparak buluyor.   Ancak toplumda öz savunma daha çok şiddete karşı kendini fiziki olarak güçlendirme ve karşı durmak gibi algılanıyor. Katılıyor musunuz?   Hayır, tabi ki değil. Öz savunma sadece şiddete karşı kendini korumakta değildir, yaşamını bütünüyle savunabilmektir. Yaşamak, biz kadınların en doğal hakkı; elbette sonuna dek bu hakkımızı koruyacağız; ama sadece bu yetmez, özgürce, istediğimiz gibi, tüm yeteneklerimizi geliştirerek yaşayabilmek için öz savunmayı geliştirmeliyiz.   Dünya çapında, kadınların öz savunma temelinde örgütlendikleri birçok örgütlenme mevcut. Hayatta kalabilmek adına örgütlü bir öz savunmaya başvuran kadınların kurdukları mekanizmalar var. Hindistan’da, Kuzey Amerika’da. Fakat dünyada ve Türkiye’de kadınlara yönelik saldırılar benzerdir. Kadınlar tüm bu saldırılara karşı sokaklardan vazgeçmiyor, hayatımız ve haklarımız için her yerde savunmamız ortaklaşıyor.      Öz savunma atölyeleri kadınların sokakta rahatça dolaşmalarını, fiziksel bir güç kazanmak için dahi olsa, kadınların yan yana gelmesini ve güven ortamını inşa etmesini sağladı.    Mor Dayanışma olarak öz savunma atölyeleri düzenliyordunuz. Atölyelerin kadınlara yansıması nasıl oldu?   Öz savunma atölyeleri kadınların sokakta rahatça dolaşmalarını, fiziksel bir güç kazanmak için dahi olsa, kadınların yan yana gelmesini ve güven ortamını inşa etmesini sağladı. Tabi ki sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da erkek egemen sistemin üzerimizde kurduğu tüm tahakkümün önce bilinç düzeyinde farkındalığını sonra bunu aşmanın yöntemlerini geliştirmemizi sağladı.   Şuan bir planlamanız var mı?   Pandemi sürecinde fiziksel olarak yan yana gelemesek de online buluşmalar gerçekleştirdik. İktidarın “evde kal” çağrıları kadınları ev içinde güvende tutmuyordu, aksine kadına yönelik şiddetin azaldığını söyleseler de, azalmadığını biliyoruz. Bu yüzden gerek online atölyeler gerek Youtube kanallarımızdan çeşitli çalışmalar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Şimdide bulunduğumuz illerde pandemi koşullarını esas alarak, gerekli önlemlerle açık alanda savunma atölyeleri yapıyoruz.    Kadınlara öz savunma eksenli bir mesajınız var mı?   Kadınlar için öz savunmada ki en önemli nokta örgütlenmektir. Kadınları güçlendiren ve güven inşa eden şey; örgütlenmek, yan yana durmak, dayanışmak ve kime neye karşı mücadele verdiğimizin bilincini hep birlikte var ederek, erkek egemenliğine karşı koymaktır. Bu nedenle her alanda öz savunmayı örgütleyelim.   MA / Semra Turan