Dört kız çocuğuyla yeni bir yaşam kurdu 2020-11-19 09:02:11 VAN - Çocuk yaşta evlendirilen Remziye Akbal, erkek çocuk doğurmadığı gerekçesiyle uğradığı şiddete karşı boşanarak dört kız çocuğuyla yeni bir yaşam kurdu. İmkânsızlıklara rağmen ayakta kalma mücadelesi veren Akbal, kadınlara da sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.  Cinsiyetçilik, her yüzyılda her coğrafyada yaşanan en önemli sorunlardan biri. Cinsiyet ayrımcılığı doğuştan itibaren ailede başlarken, az gelişmişinden ve en gelişmişine kadar tüm ülkelerde kadınlar erkek çocuk doğurmak zorunda. Ne kadar çok erkek çocuk doğurursa ailede ve toplumda o kadar kabul ve saygı görür. Çünkü ataerkil toplumda, erkek çocuk soyun devamı, bir tür yaşam güvencesi olarak görülür. Erkek çocuk doğurmadığı için şiddet ve dışlanma olayları ise günümüzde az da olsa kimi bölgelerde hala sürerken, maruz kalınan fiziki ve psikolojik şiddet çoğu kez intihara kadar sürükleyebiliyor.    Van’ın Edremit İlçesi’ne bağlı Fırat Mahallesi’nde yaşayan Remziye Akbal’ın (30), hikâyesi toplumdaki bu sessiz çığlığa ayna tutuyor.   ‘SESSİZ KALMAYIN’   Henüz 16 yaşındayken evlendirilen ve 10 yıl süren bu evlilikte dört kız çocuğu olan Akbal, erkek çocuk doğurmadığı için şiddet ve baskıya maruz kalarak, terk edildi. Dördüncü çocuğuna hamileyken artan şiddete artık dayanamayan Akbal, 4 yıl önce yeni bir hayat kurdu. Boşandıktan sonra Siirt’ten Van’a taşınan Akbal, dört kızıyla zor koşullarda da olsa yeni bir yaşam kurmanın mutluluğunu yaşıyor. Soğuk, rutubet ve hijyen koşullarından yoksun koşullarda ayakta kalma mücadelesi veren Akbal, kadınlara maruz kaldıkları şiddete sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.    ‘KIZ ÇOCUK DOĞURDUĞUM İÇİN’   Şiddetin dördüncü çocuğuna hamileyken başladığını belirten Akbal, kendisine karşı tavırların değiştiğini ifade ederek, “Eşim bizimle ilgilenmiyor, ihtiyaçlarımızı karşılamıyor ve eve uğramıyordu. 4 çocuğumdan sonra benimle boşanmak istedi. Önceleri kabul etmedim ve çocuklarımı bırakmak istemediğimi söyledim. Daha sonra bana şiddet uygulamaya başladı. Yine bir şekilde dayanmaya çalıştım. Son çocuğuma 8 aylık hamileyken bana karşı şiddeti de artmaya başladı. Maruz kaldığım şiddetten dolayı erken doğum yaptım. Bebeğim gördüğüm şiddetten dolayı sezaryenle alındı. Doğumdan sonra kaldığımız ev de çok soğuktu. Üç çocuğum ve bebeğimle o soğukta kalıyorduk. Soğuktan dolayı bebeğime süt bile veremiyordum. Çocuklarımla beraber çok zor zamanlar geçirdik. Eşim zaten bizle ilgilenmiyor, kız çocuk doğurduğum için şiddete maruz kalıyordum” dedi.    NAFAKA ÖDENMİYOR   Akbal, boşandıktan sonra eski eşinin çocuklarını görmeye gelmediğini ve nafakayı da ödemediğini belirterek, boşanma sürecini şöyle anlattı: “Bir gün bana ‘Sizden bıktım. Çalışmaya gidiyorum’ dedi. Sonra öğrendim kendine yeni bir hayat kurmuş. Sürekli ona ulaşmaya çalışıyordum, arıyordum ancak cevap vermiyordu. Yaptığı borçlardan dolayı evime bankadan ve alacaklılarından birileri geliyordu. Bir şekilde ulaştım kendisine. Çok ağır hakaretlerde bulunarak telefonu kapattı. Kendisinden boşanmak istediğimi, böyle devam etmeyeceğini söyledim. Ondan sonra da boşandım. Bazen yiyecek ekmek bile bulamıyordum. Bir süre çalıştım ancak çocuklarım küçüktü ve tek kalmamaları için bıraktım. Şuan geçimimizi yapamıyorum. Çocuklarım okula gidiyor onların ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorum. Etraftaki insanlar bir şekilde bana yardımcı oluyorlar.”   ‘MUHTAÇ OLMADAN DA YAŞANIYOR’   Kadınlara uğradıkları şiddet karşısında susmamalarını ve kendilerini ezdirmemeleri çağrısında bulunan Akbal, şöyle dedi: “Evliliğimin son iki yılını şiddet görerek geçirdim. O zamanki aklım olsaydı bir dakika bile durmazdım. Onun gibi yapsaydım kendime bir yol çizerdim ama ben olmasam çocuklarım ne yapardı? Çocuklarım gece yanıma gelip ‘iyi ki sen gitmedin’ diyorlar. Ya insanlar evlenmesin ya da bu çocukların hayatını ziyan etmesinler. Öleceğimi de bilsem yine bir şekilde çocuklarıma sahip çıkarım. Üç yıl önce boşandım ve dört yıldır tek başıma çocuklarıma bakıyorum. Bir erkeğe muhtaç olmadan da çocuklarıma bakabiliyorum. Daha önceki hayatıma rağmen şuan kavgasız, gürültüsüz bir hayat yaşıyorum. Evliyken bu kadar rahat değildim. Eskiden bir ekmek yediğim zaman akşam gelip o ekmeğin hesabını soruyordu. Bu nedenle kadınlar kendi ayakları üzerinde dursun. Çünkü kadınlar her şeyi başarabilir.”   MA / Özlem Yayan-Melek Şahin