83 yaşındaki Saliha Dayıoğlu’dan kadınlara: Asla boyun eğmeyin 2020-11-23 09:45:32   MUĞLA- Toplumsal baskılar nedeniyle 33 yıllık evliliği boyunca maruz bırakıldığı şiddete sessiz kalan ve şimdi 83 yaşında olan Saliha Dayıoğlu, kadınlara “Hiçbir şey için geç olduğunu düşünmesinler ve bir yerden başlasınlar. Asla boyun eğmesinler” çağrısında bulundu.    Toplumun her alanında kadına biçilen cinsiyet rolleri “kader” olarak kabullendirilmeye çalışıldı. Kadın mücadelesinin geldiği aşamada ise zorla kabul ettirilmeye çalışılan bu kalıplar birer birer yıkılarak direnişin kapısı aralandı. Ekonomiden siyasete siyasetten sokağa sokaktan yaşamın her alanına kadınlar, erkek zihniyete karşı kendilerine alanlar yarattı. Bu kadınlardan biri de Muğla’nın Ula ilçesinde çocuklarıyla birlikte yaşayan ve 33 yıllık evliliği boyunca eşi tarafından şiddete maruz kalan Saliha Dayıoğlu (83).     Sivas’ın Zara ilçesinin Gömüşçevre köyünde doğan ve küçük yaşta annesini kaybeden Dayıoğlu, ekonomik nedenlerden ötürü ailesiyle taşındığı İstanbul’da 20 yaşında tanımadığı biriyle zorla evlendirildi. Evliliğinin daha ilk günlerinde şiddet gören Dayıoğlu, maruz kaldığı şiddet karşısında yıllarca büründüğü sessizlik nedeniyle duyduğu pişmanlığı şöyle anlattı: “Kayınvalidem tarafından doktora götürüldüm. Doktor ‘darbe almışsın sen ne oldu’ diye sordu. Bende ‘kapı çarptı’ deyip öyle geçiştirdim. Keşke hiç geçiştirmeseydim çünkü doğruyu söylemediğim için eşim 25 yıl önce ölünceye kadar şiddet uygulamaktan hiç vazgeçmedi.”    ‘TOPLUMSAL ROLLER KÖRÜKLÜYOR’   Feodal toplum içinde şiddeti dillendirmenin “ayıp” olarak karşılandığını ifade eden Dayıoğlu, ülkede kadına dönük şiddete karşı hiçbir bir tedbirin alınmadığını söyledi. "Bazen şiddet gördüğümde nedenini daha bilmezdim" sözleriyle maruz kaldığı şiddeti anlatan Dayıoğlu, şu cümlelerle yaşadıklarını dile getirdi: "Bir gün eşim işe giderken kapının önünde ayakkabısının bağını bağlıyordu. Kapı ve pencere açık, cereyan yaptığı için kapı kapandı. ‘Benim arkamdan nasıl kapıyı hızla kapattırsın’ diyerek şiddet uyguladı. Erkeğin ev içinde bu kadar rahat şiddet uyguluyor olması toplumun erkeği yüceltip kadını küçük görmesiyle ilgili bir şey. Çünkü erkekte de, ‘ben bunu dövsem nasılsa bir yere gidemez’ anlayışı var. Eşim de öyleydi.”    ‘KENDİMCE DİRENDİM’   Sistematik şiddetin ardından evi terk eden eşinin ardından iki çocuğuna bakan Dayıoğlu, yıllarca el emeğiyle biriktirdiği birikimiyle küçük bir iş yeri açtı. 16 yıl boyunca işlettiği küçük atölyeden elde ettiği kazançla hem evini geçindirdi hem de çocuklarını okuttu. Aylarca hatta yıllarca ortalıkta görünmeyen eşinin esince eve geldiğinde şiddet uygulamaya devam ettiğini kaydeden Dayıoğlu, toplumsal baskından dolayı boşanamadığını belirterek, şöyle ekledi: “Elim dikişe yatkındı. Uzun yıllar çalıştıktan sonra birikimimle küçük bir tekstil atölyesi açtım. Artık kendime ait bir atölyem vardı. Kızım ve oğlum da okuldan arta kalan zamanlarda bana yardım ediyordu. Yaklaşık 16 yıl kadar atölye işlettim. Yaşım ilerleyince oğluma devrettim. 20 günlük evliyken dikiş dikmeye başladım. 15 sene boyunca gelin duvağı dikerek eşimden hiç para almadım. Hep kendi emeğimle yaşadım. Kendimce direniyordum ama yıllarca şiddet görmekten kurtulmadım. Her zaman gitmek istedim ama gördüğüm şiddetten dolayı içimde hep korku ve güvensizlik vardı. En çok da ‘insanlar ne der’ düşüncesi yüzünden boşanamıyordum. Erkekler evdeki iktidarını sağlamak ve kadını kendi hâkimiyeti altına almak için ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddetin her türlüsünü uyguluyor ve toplum bunu normal karşılıyor."    ‘SESSİZ KALINMAMALI’   Şiddete karşı sessiz kalınmamasını isteyen Dayıoğlu, kadınlara şu çağrıda bulundu: "Şimdiki aklım olsa bir saniye bile durmazdım izimi kaybettirirdim. Çok üzülüyorum geçen zamana, hem o kişinin varlığına, yokluğuna katlanıyorsun hem de üstüne şiddet görüyorsun. Hiçbir kadın bunu kabul etmemeli. Kimse şiddete boyun eğmemeli. Bide kadınlara tavsiyem; hiç bir şey için geç olduğunu düşünmesinler, bir yerden başlasınlar yeter ki kendine güvensinler ve asla yapılan haksızlıklara müsamaha göstermesin boyun eğmesinler."   MA / Esra Solin Dal