EŞİK'ten Meclis’e: Gözümüz üzerinizde 2021-05-29 12:35:04   ANKARA - Meclis'te tekrar gündeme getirilen çocuk istismarı faillerine af meselesine dair açıklama yapan EŞİK, “Atılacak her bir yanlış adımın insani, siyasi ve hatta hukuki bir sorumluluğu var. Hayatlarımız ve haklarımız için gözümüz üzerinizde" dedi.    Meclis’te, “Kadına Yönelik Şiddetin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu”nda sunum yapan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, 15 yaşındaki çocukların nikahının “insan hakkı" olduğunu savundu. Aynı gün Meclis Adalet Komisyonu’ndaki Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Değişikliği Teklifi görüşmelerinde, AK Parti Milletvekili Abdullah Güler; 2020 yılında  TCK 103’den (çocukların cinsel istismarı) 645 hükümlünün bulunduğunu, bunların şu anda yasal olarak evli olduğunu, aile birliğini kurduğunu, bu ailelerin korunması için de ceza ertelemesinin olabileceğini söyledi. Bu öneriye CHP, HDP Milletvekilleri tepki gösterdi.   Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Meclis'te görüşülen infaz yasası değişikliğine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 2016 tarihinde Meclis’e getirilen ve tepkiler üzerine geri çekilen, cinsel istismar suçunu düzenleyen TCK 103 maddesi ile ilgili af girişiminin yeniden gündemde olduğuna dikkat çekildi.    CEZA ERTELEMESİ   AKP İstanbul Milletvekili Abdullah Güler'in Meclis Adalet Komisyonu’ndaki söylemlerine de yer verilen açıklamada, "Cezaevlerinde TCK 103 çerçevesinde 2020 yılı rakamıyla 645 hükümlünün bulunduğunu, bunların şu anda yasal olarak evli olduğunu, aile birliğini kurduğunu, bu ailelerin korunması için ceza ertelemesi konusu içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Adalet Komisyonu’nda yer alan muhalefet partilerine mensup vekillerin çocuk istismarı söz konusu ise hiçbir ailede 'rızaya'  dayalı birliktelik olduğunun iddia edilemeyeceği yönündeki itirazları üzerine konunun kanun teklifine eklenmesinden vazgeçildi" diye belirtildi.     AMAÇ EVLİLİK YAŞINI İNDİRMEK   Aileyi koruma adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan bu girişimlerin, asıl niyetinin yasal evlilik yaşının 12'ye kadar indirilmesinin önünü açmak olduğu vurgulanan açıklamada, infaz yasasının kanunlaşması durumunda oluşabilecek olumsuz etkenler şöyle sıralandı:   “*Türk Ceza Kanunu’ndaki 15 yaş altı çocuklarla hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Türk Medeni Kanunu’ndaki 17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor, uygulanamıyor. Gençler, aileler bu yasalar yokmuş gibi yaşamaya devam ediyor.   *İstismar failleri işledikleri suçtan mahkum olsalar bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah yaptırdıkları takdirde cezadan kurtulabileceklerini düşünebiliyorlar.   *Bazı yargı mensupları da af propagandalarından etkilenerek giderek daha çok beraat kararı veriyor.   *Toplum da gelenek, görenek diyerek ve af söylemlerinin de teşvikiyle çocuk evliliği adı altındaki çocuk cinsel istismarını ihbar yükümlülüğünü savsaklıyor.   *Af söylentisi çeşitli kişi ve kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden oluyor.”   Türkiye toplumunun yüzde 92'sinin 18 yaş altında evlilikleri onaylamadığının belirtildiği açıklamada, çocuk evliliklerinin yasak olduğu ülkeler paylaşıldı. O ülkeler şunlar; "Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin, Hindistan, Suudi Arabistan, Çad gibi ülkelerde evlilik yaşı 18’dir. Endonezya, Malezya, Filipinler, Papua Yeni Gine, Kamerun gibi ülkelerde 21’dir. Ekvator Ginesi’nde evlilik yaşı 23’tür."    GÖZÜMÜZ ÜZERİNİZDE   Meclis'in yakından takip edildiğinin de belirtildiği açıklamada, “Türkiye'nin 7 bölgesi ve 81 ilinden kadınlarla, milletvekillerini birebir izlemeye aldık. İktidar bloğu milletvekilleri de dahil olmak üzere, tüm milletvekillerini yakından izleyeceğiz. Tüm partilere ve vekillere hatırlatıyoruz; sadece kadınlar ve kız çocukları için değil, tüm Türkiye'nin geleceği için tarihsel önemde günlerden geçiyoruz. Atılacak her bir yanlış adımın insani, siyasi ve hatta hukuki bir sorumluluğu var. Hayatlarımız ve haklarımız için gözümüz üzerinizde" diye belirtildi.