Savcı mütalaasını tekrarladı: Çekilme kararı iptal edilsin 2022-06-07 17:00:25   ANKARA - İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davalara ilişkin ikinci grup başvurulara dair görülen duruşmada, savcı açıkladığı mütalaasında çekilme kararının iptalini istedi.    AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik 20 Mart 2021 tarihinde verilen çekilme kararına karşı açılan 200’e yakın davalara dair ikinci grup başvuruların duruşması Danıştay’da görüldü.   Duruşma verilen aranın ardından Şırnak ve Zonguldak baroları adına avukatları söz aldı. Şiddet davalarına bakan avukatların da şiddete maruz kaldığını vurgulayan avukatlar, sözleşmenin kendilerini de koruduğunu vurguladı.   'YARGIÇLAR DA ARTIK DAVACI'   Yargıçlar Sendikası adına söz alan Ayşe Sarısu Pehlivan, “Hem kadın üyelerimizin haklarını korumak, hem de tüm kadınlar için bu davayı açmış bulunuyoruz. 2002 yılından beri mevcut siyasi iktidarın yönetiminde olan bir Türkiye’de yaşıyoruz. Politik değil, hukuki bir karar verin” dedi. Avukat Ömer Faruk Eminalioğlu da, “Yargıçlar olarak biz de artık ‘davacıyız’ diyor. İdari işlemi hukuk içinde değerlendirmek mümkün değil. Eğer bu davada atılan adıma noktayı koymazsanız devamı gelecek. Çünkü sözleşme, Anayasa kapsamındadır” diye belirtti.    'CÜBBEMİZDE DÜĞME VE CEP YOK'   Malatya Barosu adına söz alan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez “Artık sözün bittiği yerdeyiz. Hepimiz biliyoruz; evrensel hukuk kurallarını birlikte okuduk, birlikte o sıralarda oturduk. Cübbelerimiz farklı da olsa hepimizin ortak yönü cübbelerde düğme ve cebin olmamasıdır. Hukukçular olarak bu açılan davaların iptal kararıyla sona erebileceğini çok iyi biliyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz. Peki ya hukuk, hukukun da bittiği yerde miyiz? Hukukun da bittiği yerde olmadığımızı siz yargıçlar gösterecek. Bugün burada sadece korku ve umuttan bahsedeceğim. Korku çok insani bir duygu ancak bilinçli ve sistematik olarak kullanıldığında cesareti kırar, susturur ve biat ettirir” dedi.   'UMUDU YÜKSELTECEK KARAR BEKLİYORUZ'   Korkuyu ortadan kaldıracak olanın ise umut olduğunu vurgulayan Suiçmez, “Umut en büyük güçtür cesareti artırır. O nedenle alanda mücadele eden biz kadın hakları savunucuları gücün karşısında, siyasi iktidarın karşısında her zaman her yerde ‘korkmuyoruz susmuyoruz biat etmiyoruz’ dedik etmemeye de devam edeceğiz. Biz avukatlar, umut olmak için buradayız. Danıştay savcısı korkmadı, bu noktada sizin de ‘artık bu ülkede hukukun üstünlüğü, demokrasi yok’ diyerek ülkeden ayrılmaya çalışan tüm gençlerin umudu olmanızı bekliyoruz” ifadelerinde bulundu.    'ŞİDDET AZALMADI'    Ardından yine Malatya Barosu adına avukat Aslı Arıhan söz aldı. Arıhan, “Bir tarihi yazılıyor. Karar bir gecede verildi ve bu karar toplumsal çöküntü yarattı. Şiddet azalmadı sadece adli mercilere yansımıyor. Artık toplumsal olarak şiddet vakalarının yaşanmamasını istiyoruz. Özellikle kadınların tek söylemi bu ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.     ŞİDDETLE MÜCADELEYİ AKSATMADIĞINI SAVUNDU   Dava açan kurumların ardından, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Milletlerarası Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, Cumhurbaşkanlığı kararını savundu. Topal, sözleşmeden çekilme kararıyla şiddetle mücadelenin aksatılmadığını savunarak, “Yasalarımız yürürlüktedir. Bunun altını çizmek istiyorum" dedi. Kararın hukuka uygun olduğunu söyleyerek özellikle fesih kelimesini kullanma nedenlerini sözleşmenin orijinal metni sebebiyle olduğunu belirten Topal, fesih kararının, kendisinin milletlerarası anlaşmalar konusunda uzman olduğunu vurgulayarak hukuka uygun olduğunu savundu. Bir sözleşmenin sona erme neden ve yollarını usul hukuku dersi minvalinde açıklamaya başlayan Topal, konunun ileri derece teknik olduğunu ve yorum yapmak için özellikle bilgi sahibi olmak gerektiğini ifade etti.   Topal’ın savunması sırasında salondan tepkiler yükseldi.    '6251 SÖZLEŞMEYİ İÇ HUKUKA AKTARMAMIŞTIR'   Savunmasına devam eden Topal, Meclis’in milletlerarası sözleşmelerle ilgili yetkisinin onaylamaktan ibaret olduğunu ileri sürerek, “Davacıların iddiaları hiçbir şekilde yerinde değildir. Anayasa’nın 90’ıncı maddesinin usule göre yürürlüğe konulmuş anlaşmalar kanun hükmündedir, doğrudur. Ancak uygun bulma kanunu yanlış yorumlanıyor” diye belirtti. 6251 sayılı kanunun İstanbul Sözleşmesi’ni tek başına yürürlüğe koymadığını savunan Topal, “Bu kanun sözleşmeyi iç hukuka da aktarmamıştır. Milletlerarası anlaşmalar Meclis’in iç hukukta kabul ettiği bir kanun değildir. 6284 ve sözleşmenin feshedilmesi arasındaki ilişki, kanunda sözleşmeye atıf yapılan maddenin değiştirilip değiştirilmemesi fesih kararını hiçbir şekilde değiştirmeyecek. Aynı şekilde fesih kararı da 6284 sayılı kanunu hiçbir şekilde etkilemiyor, yürürlükte ve uygulanıyor”   Topal’ın ardından davacı kurumların avukatları söz aldı. Söz alan Doç. Dr. Özge yüce, Topal’ın sözleşmeden çekilme kararının nasıl alındığını ama neden alındığını anlatmadığını vurguladı. Avukat Hülya Gülbahar da, “Burada biz hukuk bilmiyormuşuz gibi hakaretlere maruz kaldık. Bizlere cevap verirken idare hep bu tarafa bakarak konuştu bu sözlerin hepsini aynen kendisine iade ediyoruz. Bizden hukuku bilmiyoruz gibi bahsediyor Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi.   SAVCI MÜTALAASI   Savunmaların ardından savcı Aytaç Kurt mütalaasını açıkladı. Savcı, sözleşmeden çekilme kararına ilişkin, “Dava konusu işlemin iptalinin gerektiğini düşünüyorum” dedi. Savcı mütalaası kadınlar tarafından uzun bir süre alkışlandı. Savcı mütalaasına karşı söz alan davacı avukatları, sadece usul yönünden değil, kamu yararı gözetilerek esas yönünden de çekilme kararının iptalini istedi.   Mahkeme başkanı kararı daha sonra açıklayacaklarını belirterek duruşmayı sonlandırdı.   14 VE 28 HAZİRAN’DA GÖRÜLECEK DAVALAR   Danıştay’ın kararını 14 ve 23 Haziran’da görülecek duruşmaların ardından vermesi bekleniyor. 14 Haziran’da Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sedef Erken, İzmir, Trabzon, Mersin, Giresun, Eskişehir, Burdur, Adana, Manisa, Uşak, Bolu, Hatay Barosu ile Tarım Orkam Sen/KESK ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başvurularına dair duruşmalar görülecek. 28 Haziran’da ise, Kocaeli, Kayseri, Batman, Samsun, Amasya, Antalya, Muğla, Ordu, Yalova, Bursa Van Barosu ile Ankara Diş Hekimleri Odası ve TMMOB’un açtığı davalara dair duruşma görülecek.