Mor Dayanışma’dan feminist mücadele deneyimleri sempozyumu 2024-01-14 18:20:47 İSTANBUL - Mor Dayanışma öncülüğünde düzenlenen "Patriyarkal Kapitalizm Krizinde Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri" başlıklı sempozyumda, kadın mücadelesinin önemine vurgu yapıldı.  Mor Dayanışma, İstanbul Kadıköy'de bulunan Müze Gazhane'de "Patriyarkal Kapitalizm Krizinde Enternasyonal Feminist Mücadele Deneyimleri" sempozyumu düzenledi. Sempozyuma, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), Kampüs Cadıları ve emek alanından kadınlar konuşmacı olarak katılırken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Adalet Kaya ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Mersin Milletvekili Perihan Koca’nın yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Sinevizyon gösterimiyle başlayan sempozyumda, “Dünyada Feminist Mücadele Deneyimleri” ve “Türkiye’de Feminist Mücadele Deneyimleri” ana başlıklarıyla Kürt kadın hareketinin dünü ve bugünü üzerine, üniversiteli genç kadın örgütlenme deneyimleri, sendikal mücadelede feminist örgütlenme deneyimleri, evlerden atölyelere feminist mücadele deneyimlerine dair sunumlar yapıldı.   Sempozyumun birinci oturumunda Polonya, Fransa, İtalya, Lübnan ve İran’dan gelen kadın aktivistler, dünya feminist mücadele deneyimleri aktardı.   ‘LÜBNAN’DA KADINLAR İKİNCİ SINIF’   Sempozyumda ilk olarak Lübnanlı Gazeteci ve yazar Diana Moukalled, Lübnan başta olmak üzere tüm Ortadoğu’da kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiğini belirtti. Lübnan’da yasaların erkek egemen zihniyetle oluşturulduğunu ve kadınlara karşı işlenen suçlarda cezasızlık politikasının sürdürüldüğünü ifade eden Moukalled, erkek egemen zihniyetin dünyanın her yerinde aynı olduğunu dile getirdi. Moukalled, ülkesi olan Lübnan’da kadınların halen ikinci sınıf olarak görüldüğünü vurgulayarak, Lübnan’da 2016 yılında yapılan seçimlerde kadın temsiliyetinin yüzde on olduğunu anımsattı.    ‘JIN JîYAN AZADÎ BİZE YOL GÖSTERDİ’   İran'dan gelen Lawyer Founder Of Non Govermental Safe House aktivisti Fatima Babakhan, “Jin jiyan azadî” sloganıyla sözlerine başladı. Babakhan, çok zor ve mücadele dolu bir yılı geride bıraktıklarını ifade etti. İran’da kadınların en çok etnik ve dini inancından dolayı şiddete uğradığını aktaran Babakhan, kadınların buna karşı aktif bir mücadele yürüttüğünü vurguladı. İran’da Jina Amini’nin “ahlak polisi” tarafından katledilmesinin ardından İran’lı kadınların sosyal taleplerinin değiştiğini belirten Babakhan, Jina Ami’nin katledilmesi ve onun şahsında başlayan direnişin İran’da büyük bir değişme yol açtığını vurguladı. Babakhan “‘Jin jiyan azadî’ direnişi bize çok şey kattı. Ortadoğu’daki kadın hareketine de önemli etkileri var. Diğer kadın hareketleriyle bir araya geldiğimizde hepimizin yaşadığı sorunlar aynı bu yüzden din, dil ve ırk ayrımı olmaksızın eşitlik istiyoruz” dedi.   MÜLTECİ KADINLAR VE EMEK SÖMÜRÜSÜ   İtalya’dan sempozyuma katılan Potere El Popol Ni Uno Menos Lucia Amorossi, İtalya'da kadınların toplumsal cinsiyet ve kürtaj yasaklarına karşı verdiği mücadele deneyimlerine dikkat çekti. Özellikle son yıllarda İtalya’da kadın istihdamına dair ciddi sıkıntıların yaşandığını işaret eden Amorossi, kadın emeğinin sömürüldüğünü kaydetti.  “Ayrımcılık olmayan bir iş hayatı istiyoruz” diyen Amorossi, İtalya'da Güney Afrika başta olmak üzere başka ülkelerden gelen mülteci kadınların büyük bir emek sömürüsüne maruz kaldığını ifade etti. Amorossi, göçmen kadınların bütün ülkelerde çifte sömürüye maruz kaldığını dile getirdi.   ‘KOLEKTİF FEMİNİZM’   Fransa'dan katılım gösteren Assemblee Feminist Monreuil ve Coordination aktivisti Arya Meroni söz alarak, tabandaki örgütlenme ve kolektif feminizme işaret ederek, “Kolektif feminizm, toplumun sadece kadın haklarında dair bir mücadele yürütmüyor. Aynı zamanda ülke yaşanan birçok toplumsal mücadeleyle birlikte hareket ediyor. Bu anlamda diğer feminist hareketlerden daha farklı. 2018 yılında sarı yeleklilerle birlikle alanlardaydı, 2019 yılında emeklilik yaşına dair yapılan eylemlerde yer aldı. Çünkü güvencesiz yaşamın en çok kadınları etkilediğini biliyoruz. Bu anlamda bizim ülkemizde de mülteci sorunu var ve maalesef burada bulunan birçok mülteci aslında potansiyel ‘terörist’ olarak görülüyor. Bu yüzden yaşanan tüm sorunları kolektif feminist mücadeleyle aşılacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.   İkinci oturumda ise Mor Dayanışmadan Cemile Baklacı, “Evlerden atölyelere feminist yerel örgütlenmelere” dair bilgilendirmelerde bulundu.   ‘KADIN KATİLLERİNDEN HESAP SORACAĞIZ’   Daha sonra söz alan TÖP Sözcüler Kurulu üyesi ve DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde başlayan açlık grevlerine destek vermek için 42 gündür devam eden Adalet Nöbeti eylemlerine katılan annelerinin ‘Biji berxwedana zindana’,  ‘jin jiyan Azadi’ ve cezaevlerine direnen kadın direnişçilerin selam ve isyanıyla geldim bu kürsüye” dedi. Koca, Mersin’de 1998 yılında evinin önünde kaçırıldıktan sonra Hizbullah tarafından katledilen gazeteci  Konca Kuriş’in kızının Mısra Kuriş’in  mesajını okudu. Kuriş’i katledenlerin mecliste olduğunu belirten Koca, kadın katillerinden hesap soracaklarının altını çizdi.     ABDULLAH ÖCALAN’A YÖNELİK TECRİT   DEM Parti Amed Milletvekili ve TJA aktivisti Adalet Kaya, Kürt kadın hareketinin kronolojisine dair bilgiler verdi. Kürtlerin yüz yıldır devletin sistematik şiddetine maruz kaldığını belirten Kaya, asimilasyon politikalarından dolayı Kürt kadınlarının feminist kimliklerinden önce Kürt kimlikleriyle tanıştıklarını söyledi. Kürt kadın hareketi ve Türkiye kadın hareketinin birçok noktada ortaklaşmasının önemli olduğunu vurgulayan Kaya, “Bu günlerde bizim için en önemli sorun barış sorudur. Bu anlamda Türkiye ve Kurdistan’daki kadınların kurduğu ‘Barış İçin Kadın Girişimi’ değerliydi. Savaşın yeniden yoğunlaştığı bu süreçte yeniden bir barış talebini yükseltmek gerekiyor. Bunun için 34 aydır hukuksuz bir şekilde İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan  PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamalarının kalması gerekir. Yaşanan savaştan kaynaklı her gün asker cenazeleri geliyor. Devletin deyimiyle ‘imha edildi’ dedikleri kişiler de bizim çocuklarımızdır. Bu savaşın son bulması ve Ortadoğu'ya barış getirecek tek aktörü Abdullah Öcalan’dır” ifadelerine yer verdi.   ‘YAŞAMDAN YANA OLACAĞIZ’   Son olarak söz alan KBG’den Selin Top, ortak zeminde kuruluşlarından itibaren düzenledikleri eylem ve etkinleri anlattı. Top,  “KBG olarak AKP'nin neo faşist, dinci, aileci politikalarına karşı LGBTİ+'lardan, kadınlardan, yaşamdan yana olacağız” diye belirtti.   Sempozyum, soru cevap şeklinde son buldu.