Hatice Göz’den kadınlara mektup: Bu duvarları yıkarız 2018-10-26 16:02:12   İSTANBUL –Kampüs Cadıları üyesi Hatice Göz, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda, “Kadın özgürlük mücadelesinin önüne çekilmek istenen bu duvarları yıkarız” diyerek, dayanışma gösteren kadınlara teşekkür etti.     Ankara’daki evinden 11 Eylül’de gözaltına alınıp, sonrasında tutuklanan Kampüs Cadıları üyesi Hatice Göz, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden kendisiyle dayanışma gösteren kadınlara mektup gönderdi. Kampüs Cadıları tarafından paylaşılan mektubunda Göz, kadınları kıskacı altına alan ekonomik krizi, kadına yönelik şiddeti, çocuk istismarı ve feminist mücadeleyi hatırlattı.   Gösterdikleri dayanışma için tüm kadınlara teşekkür eden Göz, mektubunda şunları kaydetti:   'EKONOMİK KRİZ, ERKEKLİK KRİZİNİNİ DE KÖRÜKLÜYOR'   “Umut ve dirençle merhaba sevgili kadınlar. Son günlerde daha yakıcı biçimde hissettiğimiz kapitalist kriz giderek derinleşiyor. Yakın zamanda ve demokratik, barışçıl yollarla çözülecek gibi de durmuyor. Türkiye de, bu krizi en sert yaşayan ülkelerin başında geliyor. Bir yandan krizden çıkmaya çalışırken, öbür yandan yeni bir rejim kurmaya çalışan iktidar, bunu başarabilmek için sopasını her gün daha da kalınlaştırıyor. O sopayı da en çok kadınlara gösteriyor. Kadınların yaşamını doğrudan etkileyen bu kriz, erkeklik krizini doğurup altını körüklüyor. Sürekli artan taciz, tecavüz, şiddet ve çocuk istismarı; erkek iktidarın söylemleriyle besleniyor. Ancak tam da bu krizlerin içerisinden bir dalga yükseliyor: Kadınların isyan dalgası. Bizler, erkekliğin dört bir yanımızı sardığı yaşam alanlarımızdan, kampüslerden, işyerlerinden, mutfaklardan taşarak özgürlük mücadelesine girişen kadınlar, her geçen gün daha da güçleniyoruz. Bize güç veren elbette ki, üzerimizden ayrıcalık kazananları korkutuyor. Kadın kimliğinin siyasallaştığı, örgütlülüğün arttığı noktada şiddete, baskıya başvurmaları tesadüf değil. Kadınlardan çalıp erkeklere veren sistemin ta kendisi.   'BU DUVARLARI AŞARIZ'   Bugün kampüslerde, meydanlarda, mahallelerde kız kardeşlerimle değil, duvarlar ardında oluşum da bunlarla ilgili. Bireysel olarak benim değil, kadın özgürlük mücadelesinin önüne çekilmek istenen bu duvarlar.    Oysa bilmiyorlar ki bu duvarlar, istediği saatte dilediği kıyafetle dışarı çıkmak, kendi kararlarını vermek, ev işlerinden fırsat bulup da soluklanmak ya da ‘Ben başaracağım’ demek isteyen önüne dikilen duvarlardan daha yüksek değil. Biz bu duvarları aşarız yani. Bin yıllardır bizi ezenleri ve onların erkek egemen hukuk sistemlerini de erkek adaletlerinin de tanıyoruz. Özgecan’dan, Dilay’dan, Alara’dan, Nevin, Yasemin ve Çilem’den tanıyoruz. Bu adaletin ve sistemin kimden yana işlediğini de biliyoruz. Kız kardeşlerim, yol arkadaşlarım; feminist mücadelemiz, onu geçmişten bu güne getirenlerden sonra, şimdi bizlerin ellerinde yükseliyor ve korkusuzca erkek egemenliğinin gözlerinin içine bakıyor.   'ÖZGÜRLÜĞÜ ALANA KADAR...   Kadınlarımız özgür ve eşit, çocukların istismar edilmeden adilce büyüdükleri bir yaşam için kuşandığımız mücadele cüretimizi, tarihten alıyoruz ve bugün tüm dünyada sokakları hiç boş bırakmayan kadınlardır. Cadılar’dan, Amazonlar’dan ‘canına tak dediği yerde’ özsavunma uygulayan kadınlardan, Ortadoğu’da erkekliğin en keskin haliyle savaşanlardan, Rosa’dan, Kader’den ve Şirin’den alıyoruz. Bizi ayrı ayrı ezmeye çalışanlara inat, birbirimize sarılıyoruz. Çünkü aynı zincirlerle boğuluyoruz, biliyoruz. Özgürlüğü alana kadar da bu cüreti elimizden bırakmayacağız.    Sevgili kadınlar, sizleri, mücadelenin ve kadınların bana katmış olduğu umut ve irade ile selamlıyorum. Bir an önce aranızda olmayı diliyorum. İçinde özgürlük ateşi taşıyan tüm kadınlara yürekten sevgi ve saygılarımla. Yaşasın feminist mücadelemiz. Kız Kardeşiniz Hatice.”