Anneler Günü'nü buruk karşılayacaklara onlar da eklendi 2020-05-08 09:45:35   İSTANBUL – Anneler Günü’nü buruk karşılayacak annelere, bu yıl kemikleri kargo ile ailesine yollanan Agit’in, tedavisine izin verilmeyen kanser hastası Ahmet ile çocuklarının günden güne eriyen bedenlerini izlemek zorunda kalan Mustafa, Helin ve İbrahim’in anneleri de eklendi. Cumartesi ve Barış Anneleri, böylesi bir tablo karşısında bu günü kutlamadıklarını belirtti.   Her yıl mayıs ayının ikinci Pazar günü Anneler Günü olarak kutlanıyor. Bu yıl 10 Mayıs tarihine denk gelen bu günde dünya genelinde çocukları sürprizler hazırlayıp, hediyeler sunacakları anneleri tarafından şefkatle kucaklanacak. Tablonun bu derece renkli olmayacağı ülkelerin başında ise Türkiye, özelliklede de bölge kentleri geliyor. Birçok anne tıpkı geride kalan yıllarda olduğu gibi bu Anneler Gününü de yine buruk karşılıyor.    CUMARTESİ ANNELERİ   Bazılarının adı Cumartesi Anneleri. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) verilerine göre, Türkiye’de 1990-2011 yılları arasında toplam 2 bin 872 faili meçhul cinayet işlendi.   Kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak, katledilenlerin ise faillerinin bulunup hesap sorulması amacıyla yola çıkan Cumartesi Anneleri, 1995 yılından itibaren her hafta oturmaya başladıkları Galatasaray Meydanı'ndan “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” diyerek seslerini duyurma çalıştı. Berfo Ana gibi birçoğu evladının mezar taşına hasret şekilde yaşama veda eden Cumartesi Anneleri’nin son birkaç yıldır özdeşleştikleri Galatasaray Meydanı’na çıkmalarına da izin verilmiyor.   BARIŞ ANNELERİ    Yine ülkede Kürt sorunundan kaynaklı 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışma ortamında çocuklarını kaybeden anneler, 1996 yılında kurdukları Barış Anneleri adlı inisiyatif ile başka annelerin çocuklarını yitirmemesi için mücadele ediyor. Savaşın son bulması için yıllardır Dolmabahçe Sarayı önünde eylem gerçekleştiren Barış Anneleri, kendileri için en güzel hediyenin barış olduğuna inanıyor.   Türkiye ve bölge kentlerinde annelerin maruz kaldığı hukuksuzluklara ise her geçen gün yenileri eklendi. Sadece son 1 ayda tanıklık ettiğimiz bazı olaylar şöyle:    OĞLUNUN KEMİKLERİ KARGOYLA GÖNDERİLDİ   * 10 Nisan’da 2017’de yaşamını yitiren PKK’li Agit İpek’in cenazesi annesi Halise Aksoy’a kargoyla gönderildi. Bir annenin oğlunun kargo kutusundaki kemiklerine sarıldığını gösteren, dünyanın başka hiçbir yerinde karşılaşılmayacak fotoğraf karesi vicdanları derinden yaraladı.    MUSTAFA, HELİN VE İBRAHİM’İN ANNELERİ   * Mustafa Koçak, bir gizli tanığın hakkındaki beyanlarıyla tutuklanıp cezaevine konuldu ve müebbet hapis verildi. Bunun üzerine adil yargılanma talebiyle ölüm orucu başlattı. Eyleminin 297’nci gününde de yaşamını yitirdi. Annesiyle ölmeden önce yaptığı son telefon konuşmasında defalarca “Sizleri çok seviyorum. Nefes alamıyorum” diyen Koçak'a nefes olmak isteyen annesinin sesi ise duyulmadı.    * Sadece müziklerini çalıp, şarkılarını söylemek için ölüm orucuna başlayan Grup Yorum üyelerinden Helin Bölek eyleminin 288’nci, İbrahim Gökçek ise 323 gününde hayata gözlerini yumdu. Bölek ve Gökçek'in anneleri aylarca gözleri önünde bedenleri eriyen çocuklarını izlemek zorunda kaldı.    MEZAR BAŞLARINDA NÖBET TUTANLAR   * Salgın nedeniyle hazırlanıp Meclis’ten geçirilen infaz yasasının kapsamı dışı bırakılan siyasi tutuklular ölüme terk edildi. Bu yüzden binlerce anne salgınla yüz yüze bırakılan cezaevlerindeki çocukları için endişe içerisinde.    * Yine son bir ay içerisinde PKK’lilerin defnedildiği Van, Muş, Diyarbakır, Hakkari ilerindeki bazı mezarlıklar tahrip edildi. Bu yüzden bazı anneler, mezar taşlarına dahi tahammül edilmeyen çocukların mezarları başında nöbet tutmaya başladı.    * Babası, Gülen Cemaati soruşturmaları kapsamında tutuklu olan kemik kanseri 8 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç, annesine yurt dışı çıkış yasağı getirilerek pasaportuna el konulması nedeniyle yurtdışında tedavi edilemediği için hayatını kaybetti. Annesi, oğlunun minik bedenini bir daha sarılamamak üzere toprağa vermek zorunda kaldı.    * Düşüncelerinden dolayı tutuklanan çocukları için yıllardır cezaevlerini arşınlayan annelerin yanı sıra Anneler Günü'nü küçük çocuklarıyla cezaevinde karşılayan tutuklu anneler de özgürlüklerine kavuşmanın özlemini yaşıyor.    Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri, Anneler Günü'ne ilişkin mesaj ve taleplerini şöyle dile getirdi.    ‘ÇOCUKLARIMIN ÖZGÜRLÜĞÜ EN GÜZEL HEDİYE’   İki kızı tutuklu olan Barış Annesi Zeynep Calıhan (58), Anneler Günü’nü hiçbir zaman kutlamadığını söyledi. 2 kızının yaklaşık 10 yıldır tutuklu olmasından kaynaklı kutlamadığını söyleyen Calıhan, çocuklarının özgürce yaşayabildiği bir ülkede Anneler Günü’nü kutlayacağını belirtti. Calıhan, “Bu ülkede çocukların cenazeleri annelerine kargoyla gönderiliyor. Çocukların mezarları yıkılıyor.  Hayata geçirilen infaz yasasıyla çocuklarımız ölüme terk edildi. Şuan sizinle konuşunca bile cezaevinde arayan kızımdan telefon bekliyorum. Salgından kaynaklı tedirginim. Bunların yaşandığı bir ülkede biz nasıl günümüzü kutlayalım? Bu ülkede bizlere verilecek en güzel hediye çocuklarımızın özgürlüğüdür” dedi.    ‘BARIŞ YOKSA ANNELER GÜNÜ DE YOKTUR’   Barış Annesi Perihan Akbulut da, Anneler Günü'nün kendileri için ne anlam ifade ettiğini şu sözlerle dile getirdi: “Öyle bir noktaya geldik ki bu dünyadan nefret ediyorum. Daha dün ölüm orucunda çocukları yaşamını yitiren anneler var. Biz de isteriz ki çocuklarımız bize bir çiçek getirip günümüzü kutlasın. Ama ne yazık ki buna da izin verilmiyor. Bu Anneler Günü’nde birlik olalım. Hediye olarak adalet ve barış isteyelim. Barış yoksa Anneler Günü de yoktur.”    'ANNELİĞİ ELİNDEN ALINMIŞ BİR ANAYIM'   Cumartesi Annesi Hanife Yıldız da, 25 yıl önce gözaltında kaybedilen oğlu Murat Yıldız’dan kaynaklı hiçbir zaman günü kutlamadığını ifade etti.  Yıldız, “Anneliği elinden alınmış bir anayım. Bugünün defterini çoktan kapattılar bana. 25 yıldır tek bir şey duymak istedim. Oğlumun ‘bir gün çıkıp anne ben geldim’ demesini bekledim. Ama ne yazık ki 25 yıldır ne bir ses ne de bir haber geldi. Annelerin çocukları ölmüşse ziyaret edecek bir mezarları vardır. Ben ne bir çiçek alabiliyorum ne de sen gelemedin ama ben geldim diye bir çiçek mezarına koyabiliyorum. Bugünün benim için bir anlamı yoktur. Ama yine de çocuklarıyla birlikte kutlayan tüm annelerin gününü kutluyorum. Teselli olduğum tek şey Cumartesi eylemine katılmaktır. Salgın bittiği gibi meydana çiçek bırakarak, oğluma olan özlemi gidereceğim. Çok da talep edecek, söz söyleyecek bir şeyim yok” diye konuştu.   MA / Semra Turan