İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocuklar için can simidi

  • kadın
  • 09:11 23 Temmuz 2020
  • |
img
ADANA - Kadın ve çocuklar için “can simidi” olarak tanımladıkları İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını isteyen kadınlar, hakları ve yaşamları için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. 
 
Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinsel saldırı ve intihar haberleri ülke gündeminin merkezinde. AKP ve MHP’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin hukuksal anlamda en ileri düzenlemelerden biri olarak kabul edilen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek isteyip, bu konuda hazırlık yaptığı bir ortamda, Şırnak ve Batman’da kamuoyunu sarsan uzman çavuşların karıştığı tecavüz ve cinsel saldırı olaylarının ardından Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in vahşice katledilmesi, kadınlar için bardağı taşıran son damla oldu.  
 
Hemcinslerini hedef alan erkek şiddetine yönelik tepkilerini göstermek üzere sokaklara çıkan kadınlar, bu kez polis şiddeti ile karşılaştı. 
 
Adana'daki kadın örgütleri, kadın cinayetlerinin arttığı, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek istenmesine dair konuştu.
 
'YAŞAM GÜVENCESİ'
 
Tevgera Jinên Azad (TJA-Özgür Kadın Hareketi) aktivisti Suphiye Bayav, devletin kadın ve çocukların haklarını tanımamak için İstanbul Sözleşmesi'ne saldırdığını dile getirdi. Kadın ve erkek eşitliği üzerinde durup, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların “yaşam güvencesi” olduğunun söyleyen Bayav, devletin kadınların yaşam güvencelerini yok etmek için sözleşmeye saldırdığını ifade etti. Bayav, kadınlar olarak hakları ve yaşamları için seslerini yükseltip, mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
 
'GERİ ADIM ATTIRABİLİRİZ'
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Kadın Meclisi Üyesi Seher Kılıç da, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda İstanbul Sözleşmesi'nin uluslararası bir metin olup, hem kadına hem de  aile içi şiddeti önlemeye dönük olduğunu vurguladı. 
 
Kadına yönelik şiddetin bir ‘yaşam hakkı ihlali’ olduğunun altını çizen Kılıç, Türkiye'nin bu sözleşmeden çekilmek istemesinin temel sebebinin devletin kadın ve erkek eşitliğine dair bakış açısından kaynaklandığını dile getirdi. Kılıç, "Türkiye toplumunda geleneksel rollerin ön planda tutulması ve bu eğilimin kadın ile erkek, aile ve toplumdaki rol sorumluluklarına ilişkin önyargılarla mücadelelerde engel teşkil etmektedir. Devlet, mağdurları koruyamıyor. Koruyucu tedbir kararları etkili bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli hassasiyet gösterilmiyor. Bu, sözleşmenin etkin kullanılmasına engel” dedi.
 
İstanbul Sözleşmesi konusunda iktidara “Alanlarda olup, dayanışma ve mücadeleyi yükseltirsek geri adım attırırız" diyen Kılıç, hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.
 
NEDEN İZLENEN DEVLET POLİTİKALARI
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Kadın Meclisi Üyesi Aysel Kılıç ise, kadına yönelik cinsel saldırı, şiddet ve öldürme vakalarının devletin politikalarından ötürü arttırdığını ifade etti. Kadın cinayetlerini önlemeyip, meşrulaştıran devletin kadınların en temel haklarını gasp etmeye çalıştığını söyleyen Kılıç, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek istenmesine karşısında durmaya devam edeceklerini kaydetti.
 
KADIN VE ÇOCUKLAR İÇİN CAN SİMİDİ
 
"İstanbul Sözleşmesi günümüzde kadınlara artan ciddi baskı, şiddet, istismar ve katliam sarmalında adeta bir can simidi işlevi taşıyor" diyen Mor Dayanışma Üyesi Pelin Çiçek, de Türkiye'de siyasi iktidarın toplumu gericileştirme ve değerleri çürütme politikalarını hayata geçirip, başta kadınların kazanılmış haklarına saldırarak türlü politikalarla şiddeti arttırdığını dile getirdi. 
 
Çiçek, "Siyasi iktidar faşizmi kurumsallaştırma yolunda toplumu muhafazakarlaştırmak, kutuplaşmayı yükseltmek istiyor. Örgütlü bir halk hareketlenmesinin önüne böyle geçmeye çalışıyor. İstanbul Sözleşmeyi cinsiyet eşitliğini temellendiren bir sözleşmedir bu nedenle buradan geri adım atmak isteniyor. Kadınlar Türkiye’nin birçok yerinde İstanbul Sözleşmesi'ne yapılan saldırılara karşı eylemler, kampanyalar başlattı. Haklarını yıllardır mücadele ederek, dişiyle tırnağıyla kazanan kadınlar bu hak gaspına izin vermeyecekler. Tüm bu saldırı ortamının olduğu dönemde kadınların daha çok örgütlenmesi ve kadın dayanışmasını yükseltmesi için çağrı yapıyoruz" dedi.