Kadın değişirse toplum da değişir

img

ANKARA - Ankara’daki Pirinç Han’da eşinin annesiyle açtıkları kafeyi işleten Ezgi Mersin, toplumdaki cinsiyetçiliğe dikkat çekerek, şunları söyledi: “Oturmakla hiçbir şey düzelmiyor. Bir kişi değişse, bu bir çığ gibi büyür.”

Pandemi sürecinde artan baskı ve iş yüklerine rağmen mücadeleyi büyüten kadınlar, bedenlerine, emeklerine ve geleceklerine sahip çıkıyor.  Çalışma hayatından koparılarak evlere hapsedilmek istenildikleri bu süreçte, toplumsal muhalefetin önemli direnç noktası oldular. Çözüm odaklı alternatiflerle yeni alanlar yaratan kadınlara her gün bir yenisi eklendi. 
 
Ezgi Mersin ve Nargül Mersin de, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Pirinç Han’da açtıkları Teras Vintage Plak Kafe ile dayanışmayı üretime dönüştürenlerden. 
 
DOĞUMDAN SONRA AYRILDI 
 
Asıl mesleği çevre mühendisliği olan Ezgi Mersin, doğum yaptıktan sonra işinden ayrılmak zorunda kaldı. Salgın döneminde işten çıkarılan harita mühendisi eşi için işyeri aradığı esnada şuan işletmeciliğini yaptığı kafeyi bulan Mersin, “Eşim babasıyla birlikte önceden de ses sistemleriyle uğraşıyordu. Yer ararken burayı bulduk. Buranın kafe kısmı aslında bizim için bir artı oldu. Şöyle düşündük; biz annemle kafeyi işletiriz; eşim de ses satışına devam eder. Bu şekilde başladı.”
 
UMUT HEP VAR 
 
Açtıkları kafenin paket servise uygun bir yer olmaması nedeniyle salgın yasaklarında zor günler geçirdiklerini vurgulayan Mersin, “Ani bir kararla gelen yasaklarla en çok etkilenen sektörlerden biri olduk. Bu süreçte esnaf komşularımıza, ya da yoldan gelip geçen müşterilere paket servisi yaptık. Yasak olduğu için içeriye müşteri alamadık. Ağustos ayında başladık ama bugüne kadar kör topal idare ettik. Sadece kiramızı çıkartmaya yönelik çalışabildik ama umutluyuz tabii ki çünkü insan yaşadığı sürece umut hep olmak zorunda. Aksi düşünülemez, direniyoruz” dedi.
 
KADIN İSTERSE 
 
At Pazarı olarak bilinen sokakta yıllarca sadece erkeklerin işletmecilik yaptığını söyleyen Mersin, var olan algılarla ilgili şunları söyledi: “Burayı ailemle işletiyorum. Eşim de yanımızda olduğu için bir sıkıntı yaşamadık. Ancak burada sadece iki kadın çalışıyor olsaydı daha zor olurdu. Çünkü toplumda özellikle böyle yerlerde kadın esnaf çok iyi karşılanmıyor. Bana sorarsanız kadınlar her sektörde yer almalıdır. Bir kadın kahvehane de işletebilmeli. Mesela annem ile bana bıraksalar, biz bir kahvehane işletiriz. Birçok erkekten de iyi işletiriz. Ondan da eminim ama maalesef toplum böyle işlemiyor. Kadın isterse her şeyi yapar. Motor ustası da olur, sanayide de çalışır, kahvehanede işletir. Bir erkeğin yapabileceği her şeyi yapar. Yani beden gücüyle de akıl gücüyle de.” 
 
Engellerin kaldırılması durumunda kadınların çok daha iyi işlere imza atacağını ifade eden Mersin, “Kadının önü açılırsa ve engel olunmazsa, erkek egemen bu toplumda çok güzel şeyler yapabilir. Biz onun için çabalıyoruz. Eşim de bu konuda bize destek oluyor. Üçümüz birlikte çalışıyoruz ve birbirimize destek oluyoruz” diye belirtti. 
 
EŞİTLİK İÇİN MÜCADELE 
 
Hem erkeklerin hem de kadınların feminist düşünmesi gerektiğini belirten Mersin, “Biz toplumda eşitiz. Onlar bunu kabul edene kadar kadınlar bunun savaşını verecek, hiçbir erkek benden daha üstün olamaz. Benim de kendime göre becerilerim var; bir erkeğin de kendine göre becerileri var. Biz erkeklerin önünde engel teşkil etmiyorsak onlar da bizim önümüzde engel teşkil etmemeli” ifadelerini kullandı.
 
Kadına yönelik şiddet ve katliamların korkunç bir boyuta ulaştığına dikkat çeken Mersin, “Çözümü nasıl aranıyor, nasıl bulmayı düşünüyorlar bilmiyorum. Bir şeylerin değişmesi lazım ve bunun için herkese iş düşüyor. Sadece kadını öldüren erkek suçlu değil, onu o hale ne getirdi? Bunun temeline inmek lazım. Kökten başlar değişim. 3 yaşındaki oğlumu olabildiğince cinsiyet ayrımından uzak yetiştirmeye çalışıyoruz babası da ben de. ‘Erkek bunu yapar ama kadın bunu yapamaz’ gibi şeylere izin vermeden ev içinde iş bölümünü, buraya geldiğinde burada ki iş bölümünü anlatmaya çalışıyoruz” dedi. 
 
8 MART MESAJI
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair ise Mersin, şu mesajı verdi: “Hiçbir kadına akıl vermek haddime değil ama ben tüm hemcinslerimin ne olursa olsun, hayatta ne yaşarlarsa yaşasınlar güçlü, umutlu, düştüyse kalkmasını, başa döndüyse yeniden başlamasını öneriyorum. Tabii ki kimse çok güçlü durmak zorunda değil ama her şey çok kötü diyerek oturmakla hiçbir şey düzelmiyor. Değişim kişide başlar. Toplumda bir kişi değişse bu bir çığ gibi büyür. O yüzden tüm kadınlara güçlü olmalarını elinden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalışmalarını öneriyorum.”
 
GÖRÜNMEYEN EV EMEĞİ 
 
Kafe açtıkları güne kadar hiç çalışmadığını anlatan Nargüzel Mersin ise, çalışma hayatına atılmasının arkasında ise kızının küçükken “anne neden çalışmıyorsun?” sorgulamasının yattığını söyledi. Ev içerisindeki 40 yıllık emeğinin hiç önemsenmediğini belirten Mersin, “Bütün kadınlar çalışmalı. Zaten evde çalışıyoruz ama onun pek bir kıymeti olmuyor. İnsan bir işte çalışınca daha özgüvenli oluyor” diye belirtti.