'Tecrit sonlanmadığı sürece bize Anneler Günü yok'

  • kadın
  • 09:08 9 Mayıs 2021
  • |
img
İSTANBUL - Çocuklarına ait bir mezar taşı dahi bulunmayan anneler, yaşatılan acılara karşı mücadeleyle ayakta duruyor. Bir gül ya da çiçek beklentileri olmayan anneler, “Çocuklarımızın üzerinde devam eden baskı ve tecrit son bulmadığı sürece, bizim için Anneler Günü yok” dedi.
 
Ülkede 40 yıla yakındır sürdürülen savaş ya da faili meçhul cinayetlerde çocuklarını, eşlerini yitiren Kürt anneleri, bu yıl da Anneler Günü'nü buruk karşılıyor. Bunun nedeni ise kimisinin eşleri ya da çocuklarının savaşta yaşamını yitirmesi, kimisinin katledilmesi, kimisinin cezaevlerine konulması, kimisinin ise akıbetini dahi bilinmemesi oluyor. Kendilerine yaşatılan bunca acıya mücadeleyle karşı durabilen annelere verilecek en değerli hediye ise barış ve demokrasi olacak. 
 
ÇOCUĞUNUN KEMİKLERİNİ ARIYOR
 
Garzan Mezarlığı’ndan cenazesi çıkarılarak Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’nda kaldırıma plastik kutular içinde gömülen Nihat Acet’in annesi Leyla Acet, her Mayıs ayında içine bir hüzün çöktüğünü ve bu acının ay bitene dek devam ettiğini söyledi. Çocuğuna kavuşma özlemiyle ayakta duran Acet, “Yıllarımı verdim ve vermeye devam edeceğim. Oğlumun kemiklerini alacağım” dedi. 
 
EN GÜZEL HEDİYE ÇOCUKLARI 
 
İstanbul’da 2017 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konulan ve cezaevi koşullarından kaynaklı Hepatit B hastalığına yakalanan Tenzile Acar’ın annesi Rasmiye Acar, çocuğuna duyduğu özlemle Anneler Günü’nü karşılıyor. Kızı gibi birçok gencin özgür ve adil bir yaşam istedikleri için cezaevinde olduğunu söyleyen Acar, son dönemlerde cezaevlerinde artan baskı ve hak ihlallerinden dolayı kaygılı olduklarını belirtti. Bu Anneler Günü’nde de buruk olduğunu ifade eden Acar, yüreği yanan annelerin Anneler Günü’nü acıyla karşıladığını dile getirerek, "Bizim tek hediyemiz ve umudumuz çocuklarımızın bedenlerine kavuşmak ve onların gülen yüzünü görmek" ifadelerini kullandı. 
 
Kürt sorunundan kaynaklı 40 yıla yakındır sürdürülen savaşın anneleri evlat özlemiyle sınadığını ifade eden Acar, yaşadığı sürece mücadelesinden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Acar, kırgınlığının ise ancak adil bir düzen sağlanınca geçeceğini dile getirdi. 
 
BEKLENTİLERİ BİR MEZAR TAŞI
 
İstanbul Avcılar’daki evinden 19 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, 26 yıldır adalet umuduyla mücadele ediyor. Kürt annelerinin Anneler Günü’nü kutlayamadığını ifade eden Tosun, sevdiklerinin yanında olmadığı bir günün kendisi için anlam ifade etmediğini söyledi. Birçok annenin evladının mezarını dahi göremediğini belirten Tosun, böyle bir tabloda annelerin beklentisinin bir gül, çiçek değil, evlatlarının mezar taşını görme umudu olduğunu vurguladı. Kendisi gibi yüzlerce anne olduğunu belirtip Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalarını hatırlatan Tosun, “Galatasaray Meydanı’nı yasaklamayla hakikat mücadelemizi engelleyemeyecekler” dedi. 
 
BİR YANLARI HEP BURUK
 
Birçok annenin çektiği acıya dayanamayıp yaşamını yitirdiğini, bazılarının büyük hastalıklara yakalandığını, buna rağmen hala evlatlarını ve yakınlarını arama mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Tosun, zor günlerin ucundaki umut ışığıyla yaşama tutunduklarını dile getirdi. Tosun, hiçbir annenin evlat acısı görmemesi dileğini yineleyerek, “Biz acıları tattık. Kimse tatmasın” temennisinde bulunarak, şöyle devam etti: “Bu ülkenin her çukurunda evlatlarımızın kemikleri var. Bastığımız toprağın altında kemiklerimiz var. İnsanlarımız kuyulara atıldı, yakıldı. Biz her annenin çocuğunun yanında olmasını, olmayanların da en azından mezar taşının olmasını istiyoruz. Anneler Günü’nde bize gelen telefonlarda bir yanımız hep buruk kalıyor.” 
 
KÜRTLERİN ANNELER GÜNÜ YOK
 
Hem Barış Annesi hem de Cumartesi Annesi Emine Erbek ise Kürt anneler için Anneler Günü’nün yok hükmünde olduğunu belirterek, acıdan başka bir şey görmediklerini dile getirdi. 1996 yılında babası faili meçhul cinayete kurban giden Erbek, "Çocuklarımız cezaevlerinde bedenlerini açlığa yatırmışken ne bayram artık bizim için bayram ne de gülüşlerimiz artık içten" dedi. Cezaevlerindeki çocuklarını pandemi gerekçesiyle göremediklerini söyleyen Erbek, çocukları ölümle burun burunayken Anneler Günü’nü kutlayamayacaklarını ifade etti. 
 
TECRİT SON BULMADIKÇA...
 
Tüm bayramları baskı ve zulümle karşıladıklarını belirten Erbek, ancak özgürlüğün mümkün olacağı günlerde Anneler Günü’nü kutlayacaklarını söyledi. Katliamlarla dolu bir ülkede güzel bir gün yüzü görmediklerini kaydeden Erbek, kendilerini ayakta tutan tek şeyin verdikleri mücadele olduğunu vurgulayarak, “Her gün anneler sokaklarda katlediliyor ya da araçlarla eziliyor. Tarih bu örneklerle dolu. Anneler Günü nasıl kutlanabilir. Barış gelmeden Anneler Günü bizim için yok. Çocuklarımızın üzerinde devam eden baskı ve tecrit son bulmadığı sürece Anneler Günü bizim için yok. Cezaevlerinin kapıları açılmadan, çocuklarımız özgür olmadan Anneler Günü yok” diye belirtti. 
 
MA / Berfin Karaman