Sema Yüce’nin annesi: Keşke Sema gibi 3 çocuğum daha olsaydı

  • kadın
  • 09:04 17 Haziran 2021
  • |
img

AĞRI - Özgürlük tutkusuyla kadınlara ilham kaynağı olan kızı Sema Yüce’yi anlatan Zennure Yüce, “Keşke Sema gibi 3 çocuğum daha olsaydı da halklarının özgürlüğü için çalışsalardı" dedi. 

Kürt halkına yönelik baskılara karşı 21 Mart 1998 yılında tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamına son veren Sema Yüce’nin ölümünün üzerinden 23 yıl geçti. Birçok kişinin Hozan Serhat’ın “Ararat’ın isyan kızı” şarkısıyla tanıdığı Yüce, aradan geçen yıllara rağmen direnişi ve eylemiyle hafızlardaki yerini koruyor.  
 
NEWROZLA BÜTÜNLEŞEN DİRENİŞ   
 
Yüce, 1971 yılında Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Kargalık (Qerxelixa Jêrê) köyünde dünyaya gelir. Şeyhlik geleneğinin hakim olduğu 6 çocuklu bir ailede büyüyen Yüce, ilkokulu köyde, ortaokulu Tutak'ta, liseyi öğrenimini ise Ağrı’da tamamlar. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü'nü kazanan Yüce, 1991 yılına gelindiğinde Mardin'de PKK’ye katılır. 1992 yılının yaz aylarında bir grup arkadaşı ile birlikte doğduğu Ağrı’ya dönen Yüce, burada bir ihbar sonucu şehir merkezinde gözaltına alınır. 
 
Mahkemede siyasi savunma yapan Yüce, uzun bir sorgulamanın ardından savcılığa çıkarıldıktan sonra tutuklanır ve cezaevine gönderilir. Sonrasında yapılan yargılamada 22 yıl ağır hapis cezası verilen Yüce, önce Nevşehir’e ardından Çanakkale Cezaevi'ne sürgün edilir. Yüce, 21 Mart 1998 Newroz gecesi ise cezaevinde bedenini ateşe verir. Eylemin ardından yaklaşık 80 gün İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kalan Yüce, 17 Haziran’da yaşamını yitirir. 
 
ÖZGÜRLÜK TUTKUSU
 
Yüce, söz konusu tarihten bu yana eylemiyle halen hafızalardaki yerini koruyor. Yüce’nin, yaşamını yitirmeden önce kaleme aldığı mektupta “Çağdaş Kawa Mazlum Doğan'ın ve diğer tüm şehitlerimizin iyi bir öğrencisi olabilmek için, Zekiye gibi yanmak, Rahşan gibi Newrozlaşmak istiyorum. Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran, bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan'ın dokuyucusu olacaktır” sözleriyle anlattığı özgürlük tutkusu halen kadınlara ilham veriyor.  
 
 
YÜCE’NİN YAŞAMI
 
Ölümünün üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen kızına olan özlemi bir nebze olsun eksilmeyen anne Zennure Yüce, kızının çevresiyle uyumlu ve sessiz bir çocukluk geçirdiğini anlattı. Anne Yüce, "Sema farklı bir çocuktu. Tüm herkesle ilişkileri çok iyiydi. Sema’nın okuduğu dönemlerde kızlar okula gönderilmiyordu. Babası çok iyi bir insandı ve asla kırmıyordu. Sema 2 yıl Ankara’da kaldıktan sonra beni de yanına çağırdı. Ev tuttuk ve onunla yaşamaya başladım” dedi. 
 
Kızının PKK’ye katılma sürecine de değinen anne Yüce, şunları söyledi: “Bir gün Newroz günüydü.  Mahalle polislerle dolmuştu. Sema odaya giderek bana ‘eğer polisler beni sorarsa burada değil de’ dedi. O zaman tabi şüphelenmeye başlamıştım. Bir arkadaşı bana Beritan’ın fotoğrafını göstererek, ‘Anne Sema da bir gün böyle olabilir mi?’ diye sordu. ‘Beritan nerede Sema nerede’ diyerek cevap verdim. Sema gitti, 3 gün aradık, en son gelen bir telefonla PKK’ye katıldığını öğrendik” dedi. 
 
‘HER ZAMAN GURUR DUYDUM’
 
Kızının dönmesi için evlerine gelen askerlerin “yardım” taleplerini “Kızıma ihanet edemem” diyerek reddettiğini söyleyen Yüce, kızının eylemini ise televizyonda öğrendiklerini dile getirdi. Hastaneye gittiğinde kızının kendisine ilk olarak, “Anne Başkan (PKK Lideri Abdullah Öcalan) benim eylemim için ne dedi? Kızdı mı?” sorusunu sorduğunu kaydeden  Yüce, “Bir gün de ‘Ne mutlu ki benim annem sensin senden güç alıyorum’ dedi. Yaptığı eylemden her zaman gurur duydum. Bu mücadele içerisinde Beritanları, Zilanları ve Rewşanları tanıdık, onlardan güç aldık. Şu an bile ‘Keşke Sema gibi 3 çocuğum daha olsaydı da halklarının özgürlüğü için çalışsalardı’ diyorum. Yıllarca kızıma layık olmak için üzerime düşen her ne varsa yapmaya devam ettim” şeklinde konuştu. 
 
ÖCALAN’A ŞİİR
 
Anne Yüce, kızının, mücadelesinde önder olarak kabul ettiği Öcalan’a verdiği değeri de anlatarak, “Onurlu bir ölüm onursuz bir ölümden her zaman çok daha iyidir. Benim çağrım tüm cezaevlerine ve halkadır; Öcalan tek başına Kürtleri tüm dünyaya gösterdi. Ancak şu an tecrit altında. Buna karşı kimse sessiz kalmamalı” dedi.  
 
Anne Yüce, son olarak kızının Öcalan için kaleme aldığı şu şiiri paylaştı: 
 
“Dedim ki Halfeti varlıklı ve havalıdır (Min go Xelfeti text u paye ye)
 
İçinde değerli bir Kürt yaşıyor (Kurdekî hêja tê de dijî)
 
Adı da Abdullah’tır (Navê wî Evdilla ye)
 
O Kürt halkının Önderidir ( Ev serokê Kurda ye)
 
Şêx Said ona ders verdi (Şêx Said dersa da ye wî)
 
Seid Rıza mührünü vurdu (Seid Riza mora xwe lê da)
 
O Kürt halkının tarihidir (Ew dîroka Kurda ye)”
 
MA / Dindar Karataş