Asya Abdullah: Rojava Ortadoğu'ya ilham oldu

  • kadın
  • 09:59 16 Ağustos 2021
  • |
img
İSTANBUL - Ortadoğu ve Kuzey Afrika 2. Kadın Konferansı’na Rojava Kadın Devrimi’nin damga vurduğunu belirten Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon üyesi Asya Abdullah, krizlerin çözümünde başarılı bir örnek olan Özerk Yönetim'in tecrübelerini dünya kadınlarına aktaracaklarını söyledi. 
 
Savaş, mezhep çatışması, göç ve istikrarsızlığın merkezi haline gelen Ortadoğu’da, yaşanan krizlerden en çok kadınlar etkileniyor. Bu krizlerin yanı sıra kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ise sistematik bir şekilde devam ediyor, kadın cinayetleri “kadın kırımı” boyutuna ulaştı. Tüm bu yaşananlar karşısında Ortadoğu’da emperyalist hegemonya, dinci-milliyetçi, cinsiyetçi rejimlere karşı da yine kadınlar direniyor.
 
Mücadelelerinin Ortadoğu’da ivme kazandığı kadınlar, 30-31 Temmuz’da Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Ortadoğu ve Kuzey Afrika 2. Kadın Konferansı zemininde bir araya geldi. “Kadın birliği ile demokratik devrimi gerçekleştireceğiz” şiarıyla düzenlenen konferansa, 18 ülkeden 100 kadın katıldı, 30 kadın da online olarak bağlandı. Konferans, birçok önemli kararın alındığı sonuç bildirgesiyle sona erdi. Bu kararlardan biri de vizyon, hedefler, çalışma stratejisinin belirlenmesi ve yol haritasının oluşturulmasıyla ilgili ulusal düzeyde temsilcilerin yer aldığı bölgesel bir kadın komitesinin altı aylık bir süre içinde oluşturulması oldu. 
 
Yine, Ortadoğu ve Kuzey Afrika düzeyinde bölgesel bir kadın ittifakının kurulduğunu ilan etmek, kapsamlı bir stratejik kadın vizyonunu benimsemek, insan hakları için evrensel referansa dayalı ve özgürlük, demokrasi, eşitlik temelli bir toplum inşa etmeyi hedefleme kararı da alındı. Kadına yönelik şiddet, kadın katliamlarına karşı mücadele ile cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik, savaşa karşı güçlü ve ortak bir mücadelenin oluşturulması da açığa çıkan sonuçlar arasında yer aldı. Muhafazakar kadınların dinin araçsallaştırılmasıyla karşı karşıya kaldığı kadın karşıtı politikaların derinleştirilmesine karşı çözümler de öne çıktı. Konferansta alınan en önemli kararlardan biri ise “Demokratik Kadın İttifakı”nın gerçekleştirilmesi oldu. 
 
Özsavunma, siyasal alanda eşit temsiliyet, toplumun her alanındaki kadın örgütlenmeleriyle radikal mücadelenin öncülüğünü yapan Kuzey ve Doğu Suriye’den konferansa katılan Kadın Meclisi Koordinasyon üyesi Asya Abdullah ile konferansın önemini, saldırıların arttığı bir dönemde kadınların bir araya gelmesini, “Demokratik Kadın İttifakı” ve “Demokratik Kadın Devrimi”ne giden yolu konuştuk.
 
 8 yıl aradan sonra Kuzey Afrika’nın da eklendiği “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın Konferansı”nın ikincisi düzenlendi. Konferansın sizler açısından önemi nedir, neler tartışıldı?
 
Ortadoğu’da pek çok önemli sorun var. Ekonomik, siyasi, sistem krizi ve bunların kadınlar üzerindeki etkileri söz konusu. Konferansta, kadınlara yönelik katliamlar, bütün kadın sorunlarını çözmek için ortak tartışma ortamı oluşturmak ve var olan krizlerin kadınlar üzerindeki etkisine karşı nasıl mücadele edeceğimizi tartıştık. Bölgede ağır bir savaş yürütülüyor. Hem DAİŞ hem de bölge devletleri tarafından yapılan katliamlar ve bunlara bağlı olarak gelişen göç durumu söz konusu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika kadınlarının bir araya gelip, tüm bu sorunları tartışması için önemli ve stratejik bir konferanstı. İmkansızlıklar nedeniyle tüm kadın kurumları katılamadı ama diyebiliriz ki mevcut katılım bile önemliydi. Kadın özgürlük mücadelesi açısından bu konferansı stratejik bir adım olarak görüyoruz.  Kendini geleceğe hazırlama, neler yapılabileceğini tartışma, ortak mücadelenin nasıl yürütüleceği, krizlere, katliamlara karşı neler yapılabileceği, bunların önünün nasıl alınacağı gibi konular konferansın önemli konuları arasındaydı. 
 
DAİŞ’e karşı mücadelesiyle ilham kaynağı olan Kuzey ve Doğu Suriye’den katılımın konferansa ne tür katkıları oldu? 
 
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi farklı kesimlerin kendi kimliklerini koruyabilecekleri, örgütlü güçlerini koruyabilecekleri bir sisteme sahip. Bölgede devam eden tüm kriz ve sorunların çözümü için başarılı bir örnek.
 
Biz konferansta Rojava Devrimi’ni ve tecrübelerimizi aktardık. Bunları yorumladığımız zaman, Suriye krizi başladığında, başlangıçta kadınların devrime hazırlanması, Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşan tecrübeler tüm kadınların tecrübeleridir. YPJ’nin direnişi de tüm kadınların direnişidir. Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen demokratik sistem, sorunların çözümü için iyi bir örnek olarak görülüyor. Tüm sorunlar kökenini iktidardan, erkek egemen zihniyetten alıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimi farklı kesimlerin kendi kimliklerini koruyabilecekleri, örgütlü güçlerini koruyabilecekleri bir sisteme sahip. Kadın bakış açısıyla orada önemli çalışmalar yürütülüyor. Bölgede devam eden tüm kriz ve sorunların çözümü için özerk yönetimin tecrübeleri başarılı bir örnektir. Kadınlar bu sistemin içinde olabildiğince güçlü bir şekilde yer alıyor. Hem kadın özgürlük mücadelesine hem de bölgemizde yaşanan sorunlar konusunda devrimimiz ulaştığı her yere birikim ve derinlik sunuyor. Ancak bölgenin içinde bulunduğu durum dikkate alındığında daha büyük mücadelelerin verilmesi gerektiği ortadadır. Halen Özerk Yönetimi yok etmek isteyen gerici güçler var. Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın tecrübesini, tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika kadınlarıyla paylaşmak istiyoruz. Böylece onların da daha güçlenmesine destek olmak istiyoruz. Rojava Kadın Devrimi Ortadoğu’da ilham kaynağı oldu. Onlar da Rojava Kadın Devrimi’ni kendilerine esas alabilecekleri bir ilham kaynağı olarak görebilir ve daha da güçlenebilirler. Konferansta tüm bu kazanımlara ilişkin değerlendirmeler yapıldı, tartışmalar yürütüldü. Farklı kesimler de daha fazla tartışmak, daha fazla ilişki kurmak, tecrübelerden faydalanmak istediklerini belirttiler.
 
Kuzey ve Doğu Suriye’yi konuşalım. Kadınların siyasetteki temsiliyeti nasıl, modeli biraz anlatabilir misiniz? 
 
Özerk Yönetim’de eş başkanlık var. Tüm kararlar ortak alınıyor. İdari olarak yönetimde bir kadın ile erkeğin yetkisi ve iradesi eşit. Pek çok kadın örgütü siyasi partiler içerisinde yer alıyor. Partiler içinde de örgütleniyor. Siyasi parti boyutunda istendiği kadar olmasa da belli bir örgütlenme düzeyi var. Daha fazla katılım ve etki ve partilerde öncü rol oynamak için çalışmalar sürüyor. Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi var. Hem özerk yönetimin hem de Suriye genelinin sorunlarını çözmek için çabalıyor. Bu Meclis’te 57 kadın örgütü var. İçinde hem siyasi parti bulunuyor hem de sivil toplum örgütleri bulunuyor. Kişisel düzeyde katılımlar var. Biz Kongra-Star Meclisi’nde yer alıyoruz. Meclis’in görevlerinden biri, tüm Suriye’de kadınların siyasi katılımını artırmak, Suriye sorununu çözmek, kadın kazanımlarını garanti altına almak, hem kadın kanunları hem Suriye’nin geleceği hem de kadınların siyasi karar ve çözümde yer almasını sağlamak. Bu çerçevede komisyonlar bulunuyor. Bir komisyon Rojava özelinde çalışıyordu daha sonra bunu tüm Suriye’ye yaymak için çalışıyor. Bir komisyon da Suriye yasaları ve tüm Suriye kadın örgütlerini katma çalışmaları yürütüyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de önemli bir kadın mücadelesi, tecrübesi oluşmuş durumda ancak bu istenilen bir düzey değil. Bunu büyütmek için çabalıyoruz. Kadınların özerk örgütlenmeleri var. Bu nedenle kadın devrimi zihniyet olarak değişim ve dönüşümler yaratıyor. Kadınlar özgün çalışmalar yapma, irade sahibi olma, kadın sorunlarını çözme, demokratik-alternatif sistem için mücadele de öncülük etme gibi çalışmalar yürütüyor. Öte yandan burada öz savunma güçleri var.
 
  Özsavunmayı nasıl geliştirdiniz? Nasıl ele alıyorsunuz ve konferansta bu tartışıldı mı?
 
 
Nerede bir savaş varsa, orada kadınlara yönelik katliamın olduğunu görüyoruz. Kadın katliamları ve şiddetin önünü almak, kadınları korumak, kadınları kendilerini koruyabilecek düzeye getirmek için en önemli husus özsavunma gücüdür. 
 
Konferansın tamamında dikkat çekilen önemli bir konu vardı. Mevcut kriz ortamında kadınlara yönelik katliamlar. Nerede bir savaş varsa, orada kadınlara yönelik katliamın olduğunu görüyoruz. Göç en fazla kadın ve çocuklar üzerinden gelişiyor. Bölgede yaşanan ekonomik krizin bedelini de kadınlar ve çocuklar ödüyor. Kadın katliamları ve şiddetin önünü almak, kadınları korumak, kadınları kendilerini koruyabilecek düzeye getirmek için en önemli husus özsavunma gücüdür. Nerede olursa olsun, kadınlar korunmasız ise korunması, eğer eğitimsiz ise eğitimine katkı sunmak… Bunun için savunmayı geniş anlamda zihniyet açısından, örgütlülük açısından, kişilik oluşturma, iradeleştirme, öz iradesiyle mücadele yürütebilecek düzeye getirmek olarak ele alıyoruz. Büyük bir direniş var ama aynı zamanda büyük bir katliam da var. Şengal’de büyük bir kadın katliamı yaşandı. Kuzey ve Doğu Suriye’de işgal edilmiş alanlara bakın, Türk devleti ve çeteleri tarafından kadınlara yönelik ciddi saldırlar ve katliamlar var. Farklı ülkelerde farklı örnekler var. Bu nedenle bütün kadınların örgütlenmesi için biz sorumluyuz. Kadın bilimi yani Jineoloji üzerinden değerlendirmeler yapıldı. Kadın örgütlülüğü ile kadın tarihine, kültürüne, kimliğine yaslanabiliriz. Saldırılara karşı daha güçlü bir şekilde kendimizi koruyabiliriz. 
 
 Kuzey ve Doğu Suriye’de “Toplumsal Sözleşme”nin yeniden yazılma çalışmaları başladı. Nasıl bir süreç işliyor? 
 
Geniş bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyonda 150 üye var ve 75’i kadın. Bu bana göre dünya örneklerine göre iyi bir durum. Bu bir başarıdır. Hem eşitlik açısından hem kadın temsiliyeti açısından önemlidir. Öte yandan 30 kişilik bir komisyon da var. Burada da 15 erkek 15 kadın yer alıyor. Bu kadınlar da Kuzey ve Doğu Suriye kadınlarını temsil ediyor. Bunun için umuyoruz ki toplumsal sözleşme başarılı bir şekilde yazılır. Kadın bakış açısı, kadının geleceği, kadın hakları toplumsal sözleşmenin önemli bir parçası olacak.
 
Konferansa katılan kadınların Rojava Kadın Devrimi’ne ve inşa modeline nasıl bakıyor?
 
Genel olarak iyi bir bakış olduğunu söyleyebilirim. Birçok örgütün ilgisi vardı, Rojava’daki gelişmeleri takip ediyorlardı. Ancak ilişki geliştirme boyutunda eksiklik gördük. Her iki tarafında yaşadığı bir eksiklik idi bu. Devrimi tanıtma ve buna denk düşen ilişki ağı oluşturma konusunda biz de eksik kaldık. Mesela ilk defa Ortadoğu’da kadın savunma gücü var. Kadın örgütlerinin tamamı bunu kendilerine ait görmeli. Yüzlerce kadın kendini feda etti. Bu nedenle genel olarak iyi bir bakış açısı vardı. Tartışmalarda herkesin daha fazla diyalog geliştirme talebi dikkat çekiciydi. Diyaloğu geliştirmek ve mevcut imkanlardan daha fazla nasıl yararlanılabilir diye pek çok öneri yapıldı. Karşılıklı olarak deneyimlerimizden fayda sağlamak istiyorsak, bu diyaloğu büyütmeliyiz. Fiziki birliktelik için de diyalog büyütülmeli.
 
 Mücadele tecrübeleriyle bilinen Kürt kadınlarının önemli düzeyde bir katılımını dikkat çekti. Konferansa katkısı neler oldu? 
 
 
Biz hem ulusal özgürlük mücadelesi yürütüyoruz hem de kadın özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Kürt kadınının felsefe ve paradigmaya dayalı örgütlenme, kararlılık ve iradeleşme tecrübeleri çok önemli.
 
Kürt kadınlarının önemli düzeyde katılımı oldu. Kürt kadınlarının tecrübeleri uzun yıllara dayanıyor. Birçok farklı örgütün de uzun yıllara dayanan tecrübeleri var. Ancak Kürt kadınlarının mücadele tecrübesinin biraz da farklı özellikleri var. Biz hem ulusal özgürlük mücadelesi yürütüyoruz hem de kadın özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Bu nedenle Kürt kadın mücadelesinin yükü daha ağır. Kürt kadınları, pek çok saldırı ve soykırım, tutuklama benzeri saldırılara maruz kalıyor. Neticede Kürdistan’da uzun zamandır süren savaş var, bunun kadınlar üzerindeki etkisi, Kürt kadınlarının işgale karşı mücadelesi var. Kürt kadınının felsefe ve paradigmaya dayalı örgütlenme, kararlılık ve iradeleşme tecrübeleri çok önemli. Kürdistan’da böyle zengin bir tecrübe var.  Önceki dönemlerde feminist, sol-sosyalist pek çok kadın yapısıyla da Kürt kadınlarının ortak çalışmaları oldu. Bu da bir tecrübe doğurdu. Amed’de gerçekleşen konferansta, Kürt kadınlarının öncü rolü vardı. Kürt kadınlarının deneyimlerini paylaşmak istiyoruz.  Farklı kadın örgütleriyle ortak çalışmalara bizim de ihtiyacımız var. Siyasi sistem, kadınların rahat hareket etmelerine, farklı kadın örgütleriyle buluşmalarına pek imkan tanımıyor. Ancak şimdi bu imkanlar daha çok. Leyla Güven’in açıklaması büyük etki yarattı. Kürdistan’da, zindanlarda, dışarıda süren kadın duruşunu anlatmıştı. Binlerce kadın bugün cezaevlerinde büyük bir iradeyle ulusal ve kadın özgürlük mücadelesi yürütüyor. Kadınların umutlarını konferansta yansıtmaya çalıştık. Gerçekten de büyük bir etki yarattı.
 
Konferansın bir diğer gündemi ise Ortadoğu’da kültürel zenginlikler ve kadınların öncülüğü oldu. Kadınların bu noktada nasıl bir rolü var, kültür neden önemli? 
 
Bireysel özgürlükler adı altında pek çok şeyin altını boşalttılar. Kültürden ve özden koparılış birer tehlike olarak ele alındı. Kadın bir yerde örgütsüz ise bu sistem etkili oluyor. Kadının kendi gerçekliğinden kopuşu, düşünsel zayıflıktan kaynaklanıyor. Biliyoruz ki tarihe öncülük eden kadınlardır, üretim yapan kadın, kültürü geliştiren kadındır. Bugün eğer bazı kadınlar bunları kendilerine ait görmüyorsa, bu kadının fizik ve beyni üzerinden geliştirilen fiziki ve zihni katliamdır. Konferansta bunlara dikkat çekildi. Kültürel çalışmaların geliştirilmesi için neler yapılabileceği konusunda öneriler yapıldı. Kendi kültürümüzü tanımak için kadın festivalleri yapma önerileri yapıldı. Ortadoğu kültürel olarak çok zengin bir coğrafya ve kadınların kültürün öncü, taşıyıcısı. Hem kadın öncülüğünde kültürümüzü canlandırmak hem de kapitalist kültüre karşı mücadele etmek konferansın önemli gündemlerindendi.
 
Konferansın sonuçlarına gelelim, “Demokratik Kadın İttifakı” oluşturulması kararı alındı. Bu ittifak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kadın mücadelesine nasıl bir katkı sunacak? 
 
 
 Bu nedenle konferanstaki tüm örgüt ve kişiler, ortak örgütlenme ihtiyacı konusunda fikir birliğine vardı. Stratejik ortak çalışmaya ihtiyaç var. 
 
Bu ittifak bir kazanım ve gelişimdir. Bu nedenle konferanstaki tüm örgüt ve kişiler, ortak örgütlenme ihtiyacı konusunda fikir birliğine vardı. Stratejik ortak çalışmaya ihtiyaç var. Hem stratejik ortak hedefler doğrultusunda mücadele etmek hem de tehlikelere karşı durmak için. Bölgesel ve genel ilişkileri nasıl geliştirileceği ve sonuçları tartışıldı. Birçok örgüt belki kendi ülkelerinde çalışmalar yürütecek ama bu çalışmaların ve kazanımlarını nasıl genele mal edeceği de önemli. Bu nedenle oluşacak ilişki ve örgütlülük büyük imkanları yaratacaktır. Böylece siyasi, hukuki, ekonomik, toplumsal olsun, daha stratejik çalışmalar yürütebileceğiz. Bunun için 6 ay içinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika İttifakını oluşturmak stratejik bir karardı.
 
Delegasyon bundan sonraki süreçte nasıl ortaklaşacak?
 
Alınan karara göre, ortak örgütlenme 6 ay içinde tamamlanmalı. Bunun çalışmalarını yürütmek için ülkelerin temsilcilerinden bir komisyon oluşması, yol haritalarının, hedeflerin ve olası durumların tartışılacağı bir süreç olacak. Ortaya çıkan tasarılar, kadın örgütlerine sunulacak. En geniş açıdan kadınların fikirlerini almak istiyoruz. Hatta konferansa katılmayan pek çok kadın örgütüyle de alınan kararları, çalışmaları ve hedefleri paylaşacağız. Eğer hazır olurlarsa onları da örgütlenme içerisine almak istiyoruz. Bu çalışmayı 6 ayda tamamlamayı planlıyoruz. Öte yandan tüm delegelerin ilişki içerisinde olacağı, ortak tavırlar, fikirler, tecrübe paylaşımlarının olacağı bir mekanizma da kuruldu.
 
Yarın - Fatma Ünsal: Kadınlar dinin araçsallaştırılmasına karşı tavır almalı
 
MA / Diren Yurtsever