40 yıldır 'Berxwedan jiyane' diyerek yürüyor

  • kadın
  • 09:03 2 Aralık 2021
  • |
img

DİYARBAKIR - Ömrü mücadeleyle geçen ve her yorulduğunda "Berxwedan jiyane" diyen 71 yaşındaki Fevziye Kolakan, çocukları için Adalet Nöbeti'nde yer aldı.

Diyarbakır’da hasta ve infazı yakılan tutuklular için başlatılan Adalet Nöbeti 17’nci gününe girdi. Adalet Nöbeti anneler öncülüğünde devam ederken, nöbette yer alan annelerin, en az tutuklu çocukları kadar ağır hikayeleri var. Bu annelerden biri olan 71 yaşındaki Fevziye Kolakan’ın 47 yaşındaki oğlu Ahmet Kolakan 28 yıldır, 28 yaşındaki oğlu Mahsun Kolakan da 8 yıldır tutuklu bulunuyor. Her iki oğlunun sağlık durumuna dikkat çekmek için 17 gündür Diyarbakır Barosu’nda başlatılan eylemdeki yerini alan Kolakan, her gün Bağlar ilçesinde bulunan evinden Diyarbakır Barosu’na gelerek, tüm tutuklular için adalet talep ediyor. 
 
'YAŞAMAK DİRENMEKTİR'
 
Hem yaşı hem de hastalıkları nedeniyle yürümekte güçlük çeken Kolakan, nöbet eylemine gelirken çıktığı merdivenler onu zorlasa da, mücadele etmeden güzel günlerin gelmeyeceğine inanarak, “Berxwedan jiyane (yaşamak direnmektir)” sözünü dilinden düşürmüyor. Çocuklarının cezaevi fotoğraflarından oluşan albümleri yanından eksik etmeyen Kolakan’ın verdiği adalet mücadelesi yeni değil, 30 yıldır devlet baskısına karşı direniyor. Kolakan, şimdi de cezaevinde tutulan oğulları için direniyor. 
 
Kolakan’ın direniş mücadelesi çocukluğuna dayanıyor. Yoksul bir ailede dünyaya gelen Kolakan, 10 yaşına gelince babasını kaybeder, Kolakan’ın annesi akrabalarının zoru ile yeniden evlendirilir.  Çocukluğunda zor bir yaşam süren Kolakan, kimi zaman ayağında ayakkabı olmadan çobanlık yapar, kimi zaman tarlada çalışır. Bir kardeşini yoksulluktan kaybeder, bir kardeşi ise başka bir aileye evlatlık verilir. 
 
EVLERİ YIKILDI 
 
13 yaşına geldiğinde kendisinden 25 yaş büyük biriyle evlendirilen Kolakan’ın 14 çocuğu olur. 1980 yılına gelince Kolakan ve ailesi artık devlet baskısıyla tanışır. Baskılar nedeniyle Silvan’ın Sêdeqnê (Bayrambaşı) köyünden Bismil ilçesine göç etmek zorunda bırakılan Kolakan’ın devlet baskısı peşini bırakmaz. Bismil’de yaşarken korucu ve asker şiddetiyle karşı karşıya kalan Kolakan, o süreci şöyle anlattı: “Her gün evimize baskın oluyordu. Askerler evimizi basıp, hepimizi yere yatırıyordu. Hatta bir keresinde en küçük çocuğumu panzerin tekerleğinin altına götürüp, ‘ezeyim mi i…başını’ diyerek hakaret ve tehdit ettiler. Bana ve çocuklarıma her türlü işkenceyi yaptılar. Evimizi yaktılar, yıktılar, karakola çevirdiler.”
 
6 ÇOCUĞU CEZAEVİNE GİRDİ
 
Baskılar nedeniyle Bismil’de kalamayan Kolakan, bu kez Bağlar ilçesine göç etmek zorunda bırakılır. Bağlar’da da yaşadıkları ev birçok kez basılır ve her baskında çocukları ile birlikte şiddet görür. Baskılar sonucunda Kolakan’ın 6 çocuğu çeşitli tarihlerde cezaevine girer. Kolakan’ın oğlu Ahmet Kolakan 28 yıldır tutuklu ve sayısız cezaevi gezmek zorunda bırakıldı. Ahmet Kolakan şuan Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyorken, 8 yıldır tutuklu olan diğer oğlu Mahsun ise Siverek Cezaevi’nde tutuluyor. İki oğlu ve diğer hasta tutuklular için nöbette olduğunu belirten Kolakan, çocuklarının ömrünün yarısının cezaevinde, kendisinin ise ömrünün tamamının cezaevi kapılarında geçtiğini anlattı. 
 
OĞULLARIMI GÖREBİLECEK MİYİM?
 
Kalp, göz ve astım hastalıklarına rağmen Adalet Nöbeti’ni bırakmayacağını söyleyen Kolakan, “Yaşım ilerledi ve hastayım, kalbimde pil var. Çocuğumu görebilecek miyim bilmiyorum? Ben mi önce göçüp gideceğim, çocuğum mu bilmiyorum? Yıllardır cezaevinde olan oğlum Ahmet’in de kalbi rahatsız, kansızlık sorunu var, midesinden parça alınmış, gözlerinden rahatsız” dedi.
 
'DİRENECEĞİM'
 
Tüm yaşadıklarına rağmen “Bu zulmü kabul etmeyeceğim” diyen Kolakan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu nöbet bizler için umut oldu ve bugünden sonra onurlu ve güzel bir yaşam için bu nöbette yer alacağız. Hasta tutukluların serbest bırakılmasını istiyoruz. Bütün hasta tutuklular serbest bırakılsın. 90’lı yıllardan bugüne bu kadar çok zulüm gördük. Canımda bir damla kan kalana dek bu zulmü kabul etmeyeceğim ve mücadele edeceğim. Ömrüm yetene ve çocuklarımız çıkana kadar mücadele edeceğiz.” 
 
MA / Eylem Akdağ