ADANA - HDP Kadın Meclisi'nin kadın avukatlarla bir araya geldiği toplantıda konuşan Meral Danış Beştaş, ATK'nin bilimden uzak siyasi gözlüklerle bakarak hasta tutuklulara ilişkin karar verdiğini ifade etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi üyeleri, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta tutukluların durumuna ilişkin kentteki bir otelde avukatlarla bir araya geldi. Salona, “Cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı hukukçularla buluşuyoruz" pankartı asıldı.
Buluşmanın açılış konuşmasını yapan HDP PM Üyesi Seher Kadiroğlu, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı mücadele etmek için kadın avukatlarla bir araya geldiklerini söyledi.
GARİBE GEZER
Kadiroğlu sonrası konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, sistematik işkence ve tecavüze maruz kaldığı Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulduğu hücrede yaşamını yitiren Garibe Gezer’in durumuna değindi. Gezer'in yaşadıklarına dair HDP'li vekiller olarak toplu önerge verdiklerini ancak Adalet Bakanlığı cevap vermeden Gezer'in hayatını kaybettiğini aktaran Beştaş, "Şimdi de var olan tanık susturulmaya çalışılıyor. Çünkü ona yaşatılanlar çok büyük bir suç. Bu suç cezasız bırakıldı. Şimdi de ölümüne dair sürecin üstü kapatılmak isteniliyor. Azmettirenler aklanmak isteniliyor. Garibe Gezer sadece bir örnek" dedi.
GÖZALTINDA TACİZ-TECAVÜZ
Kadınların cezaevlerinde yaşadıklarını en çok avukatlarına aktardığını belirten Beştaş, 90'lı yıllarda gözaltı merkezlerinde kadınlara yönelik sistematik işkence ve tecavüzü boyutlarını örneklerinde dehşete düştüklerini, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile birkaç avukatla birlikte o dönem gözaltında cinsel taciz ve tecavüze karşı hukuki yardım projesini yürüttüklerini anlattı. Kadınların yaşadıkları travmanın hayatları boyunca sürdüğünü ve konuşmaktan çekindiklerini belirten Beştaş, ilk olarak gözaltında tecavüze uğrayan Mardinli Şükran Aydın'ın yaşadıklarına dair bir başvuruyu aldıklarını, iç hukukun tükenmesiyle gittikleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye'nin mahkum edildiğini ifade etti.
KOĞUŞLARA TAKILAN KAMERALAR
Cezaevlerinde kadınların yaşadığı hak ihlallerine değinen Beştaş, koğuşlara takılan kameralarla kadınların tüm yaşam alanlarının izlediğini, 3 ay tutulduğu Silivri Cezaevi'nde bu uygulamalara tanık olduğunu söyledi. Kameralara dair defalarca şikayette bulunduklarını belirten Beştaş, başvuru yaptıkları Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ihlal kararı verildiğini söyledi. Beştaş, bu toplantının amaçlarından birinin de "Hapishanelerde kadınlar neler yaşıyor?" sorusuna yanıt bulup, buna göre mücadele etmek olduğunu dile getirdi.
TUĞLUK'UN DURUMU
Tuğluk'un ciddi sağlık sorunlarıyla boğuştuğuna dikkati çeken Beştaş, "Aysel Tuğluk ciddi hafıza sorun yaşamaktadır. Cezaevi koşullarında bu hastalığın iyileşmesi olanaksız" dedi. "Yemek yemeyi unutan bir arkadaşımız var" diyen Beştaş, Tuğluk'un durumunu özetledi.
ATK'nin aldığı kararlara ilişkin konuşan Beştaş, "Adli Tıp Kurumu kendi uzmanlık alanı dışında tamamen siyasi gözlüklerle meseleye yaklaşıyor. O gidenin kimliğine bakıyor. Tıp bilime kesinlikle uygun bir tutum sergilemiyor. Biz kadınlar, tutuklu iken de eşit değiliz, gözaltındayken de eşit değiliz" diyerek, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı ortak mücadele çağrısında bulundu.
Beştaş'ın konuşması ardından toplantı basına kapalı devam etti.