Kadınlar Birlikte Güçlü’den cezaevindeki kadınlar için kampanya

img

İSTANBUL - Cezaevindeki kadın tutuklularla dayanışmak için kampanya başlatan Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi kadınlar, yaşananlara sessiz kalmayacaklarını belirtti. 

 
Kadınlar Birlikte Güçlü, cezaevlerinde kadın tutukluların yaşadığı hak ihlallerine ve hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için başlattıkları “Hapishanede erkek devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü” kampanyasının startını Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde yaptıkları açıklamayla verdi. "Hapishanelerde erkek devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü" pankartını açan kadınlar, "Yaşasın kadın dayanışması", "Hasta tutsaklara özgürlük", "Aysel Tuğluk serbest bırakılsın", "Hapishanelerde erkek devlet şiddetine son" dövizlerini taşıdı. 
 
Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP)  İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Barış Anneleri ve çok sayıda kadın katıldı. Kadınlar cezaevi önünde  "Erkek adalet değil gerçek adalet ", "Adli Tıp Kurumu suç ortağıdır", "Hasta tutsaklar yalnız değildir", "Jin Jiyan Azadi" sloganları attı. 
 
KADIN DÜŞMANI POLİTİKALAR
 
Kadınlar adına açıklama yapan Çağla Akdere, kadın dayanışmasını bu kez cezaevlerinde olan tutuklu kadın için büyüttüklerini söyledi. Akdere, iktidarın cezasızlık ve kadın düşmanı politikalarının erkekleri cesaretlendirdiğini dile getirdi. Akdere, mücadele eden kadınların ise cezaevine atılarak sindirmeye çalışıldığını kaydetti. 8 Mart’ı örgütledikleri, 25 Kasım’da şiddete dur dedikleri için mahkemelerde kadınlardan savunma istendiğini hatırlatan Akdere, en temel hak olan yaşam hakkını korumak için, erkeğe karşı hayatını savunan kadınların en ağır cezalara çarptırıldığını vurguladı. 
 
SERBEST BIRAKIN
 
Cezaevlerinde tutulan kadınların bu kez de orada şiddete maruz kaldığını aktaran, Akdere, "Sağlık ve yaşam hakkı engellenen, tahliye edilmesi gerekirken cezaevinde tutulan onlarca ağır hasta tutsaklar, ATK’nin iktidarın hapishane politikasına göre karar vermesinden kaynaklı tutukluluk halleri devam etmekte ve tahliyeleri engellenmektedir. Her yerde seslendiğimiz gibi bir kez daha Bakırköy Cezaevi’nin önünden sesleniyoruz. Hasta tutsak olan yol arkadaşımız Aysel Tuğluk şahsında hasta kadın ve LGBTİ+ tutsakları özgür bırakın” çağrısında bulundu. 
 
DİSİPLİN CEZALARI 
 
Akdere, “Tutuklular cezaevlerinde yoğun olarak ölüm, sürgün, infaz erteleme, infaz yakma, işkence, kötü muamele, tecrit ve izolasyona maruz kalıyor. Ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi, çıplak arama, kelepçeli muayene, ayakta tekmil vererek sayım uygulamaları, disiplin soruşturmaları gibi çok sayıda hak ihlali yaşanmaktadır. Özellikle son süreçte başta Bakırköy Cezaevi olmak üzere birçok kadın hapishanesinde disiplin soruşturmaları ve cezaları artmış durumda. Bakırköy cezaevinde açık görüşlerde tokalaşma ve sarılma gerekçe gösterilerek disiplin soruşturması açılmıştır” dedi.
 
TECRİT ARTIYOR
 
Akdere, “Tecrit ve ceza politikası giderek artmış durumda dün sorun olmayan her şey bugün disiplin soruşturması hâline getiriliyor. Açıkça yaşanan bu hak ihlallerine karşı sessiz kalmıyoruz. Kadınları her yerde nefessiz bırakmaya çalışan iktidar, koğuş içerisinde ve mahrem alanları görecek şekilde kameralar bulundurarak, özel yaşam ve mahremiyet hakkını da ihlal ediyor. Ama aynı kameralar Garibe Gezer’e yapılan cinsel işkenceyi görmüyor ve soruşturmayı açmaya delil üretmiyor. Garibe Gezer’in katledilmesine sessiz kalmayacağız" diye belirtti.  
 
8 MARTLARI KUTLANDI
 
Akdere, cezaevlerinde de kadınların yoksullaştırıldığını belirterek şunları söyledi: “Kantinlerde temel ihtiyaçların alınamayacak kadar zamlanması, hijyen ürünlerinin alınamaması zaten kötü olan koşulları daha da kötü hale getiriyor. Kadınlar yoksulluğu içerde ya da dışarıda her yerde yaşamaya devam ediyor. Krizin bedelini bizler ödemeyeceğiz. Cezalar ve tutuklamalarla sinmeyecek, mücadele etmeye devam edeceğiz.  Bizler biliyoruz ki kadın dayanışmasının aşamayacağı duvarlar yoktur. Buradan içeride mücadele eden tüm kadınları sevgiyle selamlıyoruz, 8 Mart’larını kutluyoruz, mücadele arkadaşlarımızın direnişi, direnişimizle buluşacaktır. Özgür, eşit bir yaşamda mutlaka buluşacağız.”