Kadınlar Anayasa değişikliği teklifine neden karşı?

img
İSTANBUL - Meclis’e sunulan Anayasa değişikliği teklifinde muhalefetin de iktidar gibi “sağcı” bir pozisyon aldığını belirten kadın avukatlar, “İnsan hak ve hürriyetleri siyasi malzeme yapılamaz” diyerek, teklifin barındırdığı birçok tehlikeye dikkat çekti 
 
AKP, MHP ve Büyük Birlik Partisi (BBP), "başörtüsüne anayasal güvence" getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı Anayasa değişikliği teklifini 9 Aralık 2022 tarihinde 336 milletvekili imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sundu. Anayasa’nın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24’üncü ile “ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddelerine ilişkin değişiklik önerisi, ilk günden başta kadın örgütleri olmak üzere birçok kesimin tepkisine neden oldu. 
 
171 kadın ve LGBTİ+ örgütü, 27 Aralık’ta yayımladıkları açıklamayla muhalefet partilerini, Anayasa değişikliği teklifine “hayır” demeye çağırdı. Bu çağrıdaki örgüt ve kurum sayısı ise daha sonra emek ve meslek örgütlerinin de katılımıyla 500’ü aştı. Kadınlar Birlikte Güçlü’den avukat Esma Çağlak ve Kadının İnsan Hakları- Yeni Çözümler Derneği’nde savunuculuk danışmanlığı yapan avukat Ezel Buse Sönmezocak, teklife dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
AKP’NİN ‘MAKUL KADIN’ SİYASETİ
 
AKP iktidarının son 20 yıldır yürüttüğü kadın düşmanı politikalarla “makul kadın” yaratmaya çalıştığını belirten Esma Çağlak, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasasının bundan kaynaklı uygulanmadığını söyledi. Son olarak Meclis’e sunulan Anayasa değişikliği talebin doğrudan kadınların yaşam alanlarına yönelik bir girişim olduğunu vurgulayan Çağlak, özellikle 41’inci maddenin bu doğrultuda hazırlandığının altını çizdi. Her iki maddede de kadının, aile içinde tanımlandırılmak istendiğini belirten Çağlak, “Bu kanun değişikliği aslında çok eşliliğin ve çocuk yaşta evliliklerin önünü açacak olan bir uygulama. Bu açında çok tehlikeli” dedi.
 
KADINLARA SORULMADAN ONAY VERİLİYOR
 
Meclis’te kendini muhalefet olarak nitelendiren bugün ki 6’lı Masa’nın da bu öneriye karşı iktidar gibi “sağcı” bir pozisyon adlığını kaydeden Çağlak, bu partilere yaklaşan seçimleri hatırlatarak kadınların sandıktaki gücüne işaret etti. Çağlak, “Muhalefet, kadın örgütleriyle, kadın mücadelesinin kazanımlarıyla hareket etmek zorunda. CHP bu önergeyi verirken herhangi bir kadın örgütüyle temas kurmadı. Kadınların onayı alınmadan yaşamımız hakkında karar verilmiş oluyor” diye belirtti.  
 
MEDENİ KANUNU HEDEF ALIYOR
 
Söz konusu değişikliğin LGBTİ+ları doğrudan hedef alan ve nefret suçunu güvence altına alan bir değişiklik olduğuna işaret eden Çağlak, “Bu Anayasa değişikliğiyle beraber Medeni Kanun ve diğer kanunlarda yasal haklarımıza yönelik dini düzenlemelerin önünü açılabilecek. Mücadele ilkemiz laikliğin savunulmasıdır. Çünkü hem bedenimiz hem emeğimiz üzerindeki dini tahakküme, bunun yarattığı erkek şiddetine karşı yüzyıllardır mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
AMAÇ KUTUPLAŞTIRMAK VE AYRIŞTIRMAK 
 
Avukat Ezel Buse Sönmezocak ise, erkeklerin kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalıştığını belirterek, 41’inci maddenin içeriğinin evrensel insan hakları normlarına ve Anayasaya açıkça aykırı olduğunun altını çizdi. Yine 24’üncü maddenin kadınlar arasında “başörtülü-açık” gibi bir ayrıma yol açacağına dikkat çeken Sönmezocak, bununla birlikte kadınlar arasında kutuplaşmanın yaşanacağını kaydederek, “Bu durum ise son derece tehlikelidir” dedi. 
 
Ülkedeki kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının bu önergeye karşı olduğunu hatırlatan Sönmezocak, şöyle devam etti: “Her fırsatta toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadınların kazanılmış haklarına saldırıldığı, LGBTİ+’lara yönelik her gün nefret suçunun işlendiği bir siyasi ortamda Anayasa değişikliği yapılamaz. Kadınların bedenleri, LGBTİ+ların onurları, insan hak ve hürriyetleri siyasi malzeme yapılamaz. Dolayısıyla bu Anayasa değişikliği teklifini temelden reddediyoruz.”
 
MA / Esra Solin Dal