İZMİR - Baskı ve gözaltılara rağmen ömrünün 28 yılını barış mücadelesinde geçiren Barış Annesi Hediye Korkut, "Bu topraklarda hala kan akıyor. Barışı istemek suçsa bu suçu işlemeye devam edeceğim” dedi.
Cumhuriyet tarihi boyunca Kurdistan’da uygulamada olan baskı politikaları nedeniyle milyonlarca kişi batı kentlerine göç etmek zorunda kaldı. Kurdistan kentleri işsizlik istatistiklerinde hep ilk sıralarda yer alırken, göçün ilk adresi ise İstanbul ve İzmir oldu. Ancak Kürtlerin göç ettikleri kentlerde de politik mücadelesi sürdü. Özellikle savaşa karşı barış mücadelesi yürüten Kürt anneleri, 1996 yılında kurdukları Barış Anneleri İnisiyatifi’nin çatısı altında mücadeleyi büyüttü.
İzmir'de de kurulan bu inisiyatif içinde yer alan annelerden biri de 1963 yılında Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesine bağlı Dibikê köyünde dünyaya gelen Hediye Korkut. Ekonomik nedenlerden dolayı henüz 15 yaşındayken ailesi ile İzmir’e göç etmek zorunda kalan Korkut, 7 Haziran 1990 yılında kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) ile siyasal mücadelesine başladı. Savaşın durması için yaşamın her alanında mücadelesini sürdüren Korkut, Kürdistan’da şiddeti artan savaşta can kayıplarının artmasına karşı 1996 yılında kurulan Barış Anneleri İnisiyatifi’nde yer aldı.
3 KEZ GÖZALTINA ALINDI
Korkut, 1990 yıllardan bu yana barış mücadelesi yürütürken 3 defa gözaltına alındı. İlk olarak 1994 yılında eşi Ömer Korkut ile beraber gözaltına alınan Korkut, serbest bırakılırken, eşi ise 11 ay boyunca tutuklu kaldı. Korkut’un evine, 16 Mart 2023'te katıldığı eylem ve etkinlikler gerekçe gösterilerek baskın yapıldı.
Gözaltının ardından serbest kalan Korkut, yine 6 Kasım 2023'te İstanbul Taksim’de de gerçekleşen, “Kimyasal Silah Kullanımına Karşı İnsanlık Yürüyüşü” sırasında gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
SİYASİ FAALİYETLER
Barış Anneleri İnisiyatifi içinde mücadelesini yürüten Korkut, aktif siyasette de yer aldı. 2021 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il yöneticiliği görevinde bulunan Korkut, Mayıs 2023 seçimlerinde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İzmir Milletvekili adayı oldu. Korkut, şu anda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir il yöneticiliği görevine devam ediyor.
‘AĞLAYARAK MEMLEKETE GİDİYORUM’
Barış ve siyasi mücadelesine ilişkin konuşan Korkut, kendi topraklarında doğmasına rağmen başka topraklarda yaşamanın hüzünlü olduğunu söyledi. Memleketinden uzakta ölmek istemediğini belirten Korkut, “Kendi topraklarımızda doğru dürüst yaşayamadık. İçimizde sürekli kendi topraklarımızda yaşama hasreti var. Bazen yılda bir iki ay memlekete gidiyorum. Onda da ağlayarak gidip, geliyorum” dedi.
BEYAZ TÜLBENT MÜCADELESİ
İzmir’e ilk geldiklerinde beyaz tülbent taktıkları için sürekli dışlandıklarını anımsatan Korkut, “Ben beyaz tülbentimi çok seviyordum. Dışarda bir yere gittiğimizde beyaz tülbent takmaya korkuyorduk. Taktığımızda insanlar bizimle dalga geçiyordu. Türkçe bilmiyorduk ama mimiklerinden bizimle dalga geçtiklerini anlıyorduk. İzmir’e ilk geldiğimizde çok Kürt yoktu. Öğrenciler, gençler vardı. Bize partinin kurulduğunu söylediler. O zaman HEP kuruldu. Bende o tarihten bu yana siyasal çalışmalarımı sürdürüyorum" diye belirtti.
‘BARIŞI ANNELER GETİREBİLİR’
Ardından "İnsanlar ölmesin, savaş bitsin" diye Barış Annesi olma kararı verdiğini belirten Korkut, süreci şöyle anlattı: “O dönemde annelerin çocukları tutuklanıyor, öldürülüyordu. Ben de akan kanın durması için barış annesi olma kararı verdim. Hiç kimse annelerin döktüğü gözyaşından başarı sağlayamaz. Kan akmasın diye barış annesi olduk ama bu topraklarda hala kan akıyor. Barışı istemek, kan dökülmemesini, insanların ölmemesini istemek suçsa, ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Keşke asker anneleri de gelse bize el uzatsa. Annelerin derdini anneler anlar. El ele verip yürüsek belki bu savaşı durdurabilirdik. Bu şekilde gençlerimiz ölmezdi. Kan kanla yıkanmaz. Kimin üzerinde zulüm olursa olsun karşında durmak gerekiyor."
‘KALAN ÖMRÜMÜ BARIŞ İÇİN MÜCADELEDE GEÇİRECEĞİM’
Barış annesi olduktan sonra kendisini tanıdığını kaydeden Korkut, “Kürt kadınları kendini tanıdı. Zulme baş eğmiyorlar. Kadınların zulme, zora karşı durup boyun eğmemelerini istiyorum. Barış için neresi olursa olsun, ne olursa olsun ben giderim. Bir Kürt annesi olarak her yerde bu duruşumuzu göstereceğiz. Bu yaşıma kadar bu mücadeleyi verdim. Kalan ömrümü de barış için mücadele ederek geçireceğim” diye konuştu.
MA / Delal Akyüz