Kadınlar şiddete karşı alanlarda: Emine Bulut'un çığlığı hepimizindir

  • kadın
  • 13:52 25 Kasım 2019
  • |
img

HABER MERKEZİ - Kadınlar, 25 Kasım kapsamında şiddete karşı birçok kentte eylem ve basın açıklamaları düzenleyerek, "Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' haykırışı tüm kadınların haykırışıdır" dedi. 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla birçok kentte alanlara çıkan kadınlar, artan şiddet ve hükümetin cinsiyetçi politikalarını protesto etti.
 
DİYARBAKIR
 
Diyarbakır Barosu, Baro Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyeleri, Tahir Elçi Konferans Salonu'nda açıklama yaptı. Merkez üyesi avukat Çiğdem Sevimli yargıya intikal eden kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve cinsel saldırı dosyalarında etkili soruşturmaların yürütülmediğini, çok sayıda dosyanın yargı eliyle sürüncemede bırakıldığını, artan kadın cinayeti davalarında halen haksız tahrik ya da iyi hal indirimlerinin failleri cesaretlendirici şekilde uygulandığını söyledi.
 
Sevimli, İstanbul Sözleşmesinin iç hukuktaki yansıması olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Engellenmesine Dair Kanunun uygulanması bakımından sorunları çözemediğine dikkati çekti. Sevimli, "Kadınların nafaka hakkına sınırlama getirmenin Türkiye’de giderek artan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştireceğini biliyoruz. İktidar, kadın kazanımlarına saldırıları, kayyum, savaş politikalarıyla da desteklemektedir. Kadına yaşam alanı tanımayan irade gaspına zemin hazırlayan bu uygulamalar kabul edilemezdir" dedi.
 
ŞENGAL JENOSİDİ
 
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu yaptığı yazılı açıklamada, 4 Ağustos 2014’teki Şengal jenosidi ve kadın kırımına değinerek, kadın ve toplum düşmanı zihniyetin karması olan DAİŞ’in Şengal’deki Êzidî ve diğer kadınlara yönelik gerçekleşen kırımın, 21'inci yüzyılın cins kırımı olduğu ifade edildi. Kadınlar şahsında her türlü insanlık suçlarının işlendiği ve halen sayıları üç bini bulan kadınların akıbetinin bilinmediğinin hatırlatıldığı açıklamada, “İnsanlığın gerçek bir yüzleşme sağlayabilmesi için insanlık suçunun failleri ve azmettiricileri yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Dünyanın her bir tarafına dağılmış olan Êzidî kadınların adalet arayışı, kendilerine o karanlıkta bir el uzatan kadınlar ile birlikte hakikatin elbette yüzleşilmesine sağlayacağına inanıyoruz. Soykırım faillerinin ve arkasındaki güçlerin adalet önünde hesap verecekleri güne kadar mücadele kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak isteriz” ifadelerine yer verildi.  
 
İHD: KADINA YÖNELİK ŞİDDET POLİTİKTİR
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Kadın Komisyonu da yaptığı yazılı açımlamada, kadına yönelik şiddetin politik olduğuna işaret ederek, kadınların siyasete katılımı erkeklerle eşit oranda mümkün olmadığı belirtildi. Meclis’te 600 milletvekilin sadece 102’sinin kadın olduğu hatırlatmasına yer verilerek, “Ülkenin Parlamentosu aslında bu hali ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en çarpıcı göstergesidir. Kadın politikalarına erkekler karar veriyor. Siyasette yer alabilme imkanı bulabilmiş kadınlar etkili alanlarda değil daha tali alanlarda görev alabiliyor. Siyasete katılımdaki bu düşük oran yalnızca milletvekilliği olma şeklinde değildir, bugün siyasi partilerin içindeki temsiliyette kadınlar yok denecek kadar azdır” denildi.
 
Şule Çet davası ve Nadira Kadirova’nın ölümüne değinilerek, İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerine uyulmadığı belirtilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Kadına şiddete karşı 6284 sayılı yasadaki maddeler dahi uygulanmıyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretmelidir. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmedir. İHD’li kadınlar olarak, kadına karşı şiddetle mücadeleye tüm gücümüzle devam edeceğiz.”
 
URFA 
 
Urfa Kadın Platformu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Binası önünde açıklama yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada, "Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız" yazılı pankart açılarak, “Jin jiyan azadî", "Jin jiyane, jiyan berxwedane" ve "Kadın cinayetleri ideolojik, politiktir" yazılı dövizler taşındı.
 
‘İKİ AYDA 86 KADIN KATLEDİLDİ’
 
Platform adına açıklama yapan HDP İl Eşbaşkanı Emine Çetiner, iktidarın politikaları sonucunda kadına yönelik şiddetin arttığını belirterek, savaşın kadınlar için ölüm, şiddet, tecavüz, yoksulluk olduğunu söyledi. Çetiner, “Neredeyse her gün iki kadın, en yakınındaki erkek tarafından öldürülmekte. Son 17 yılda bu rakam 15 bin üzerine çıktı. Sadece Eylül ve Ekim ayında 86 kadın katledildi. Kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' haykırışı tüm kadınların haykırışıdır" diye konuştu. 
 
'ŞİDDETE SES ÇIKARMAYAN TOPLUM YOK OLUR'
 
Urfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu da Baro binasında basın açıklaması yaptı. Baro Başkanı Abdullah Öncel'in de katıldığı Baro Kadın Komisyonu'nun açıklamasını komisyon başkanı Avukat Serap Polat yaptı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine yer veren Polat, "Açıklama yaptığımız şu saatlerde dahi dünya üzerinde her iki dakikada bir kadın fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Urfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak 'Kadına yönelik şiddete ses çıkarmayan, önlemeyen, gerekli yaptırımları uygulamayan bir toplum yok olmaya mahkumdur' diyerek 25 kasım Kadına Yönelik şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne dikkat çekmek istiyoruz" dedi.
 
İSTANBUL : ÖZGÜRCE YAŞAMAK İSTİYORUZ
 
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkizin’de düzenlediği basın toplantısı ile kadına yönelik şiddeti tartıştı. Çok sayıda kadının katıldığı toplantının yapıldığı salona “Kürtajı değil, cinayetleri durdurun”, “Şiddette inat yaşasın hayat” ve  “Nafaka gaspına istismarın affına hayır İstanbul sözleşmesi yaşatır, uygulayın” yazılı mor bayraklar asıldı. 
 
Etkinlikte ayrıca Mor Dayanışma, LGBTİ,  Nar kadın dayanışması gibi örgütlerin kadın emeğine destek vermek üzere el işi ürünlerini sattıkları standa büyük ilgi gösterildi.
 
Kent Konseyi Başkanı ve  İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, artarak devam eden kadın katliamlarına dikkat çekti. “Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek. Ne zaman bitecek? Ne zaman ki biz kadınlar güçleneceğiz, örgütleneceğiz, ‘yeter artık’ deyip isyan edeceğiz işte o gün bitecek” diyen Eroğlu, “Ben bugün konuşmak istemiyorum. Bugün haykırmak istiyorum. Çünkü bugün haykırma günü. Bugün meydanlara çıkmak, şiddete dur demek ve bir kişi daha eksilmeyeceğiz diye ses yükseltme günü bugün. Bugün 25 Kasım. Yüreğimiz kan ağlıyor. Şuan bu toplantıyı yaparken erkekler hala kadınları katlediyor, şiddete maruz kalıyor. Şiddeti uygulayan kimler diye baktığımızda kimleri görüyoruz? En yakınlarımızı, en güvendiklerimizi! Bu nedenle diyoruz ki, kadın cinayetleri politiktir. Çünkü bir cinsin diğer bir cinse karşı planlanmış, sistematik bir şiddeti var. Her gün neredeyse 6 kadının öldürüldüğü ülkede biz kadınlar artık haykırıyoruz. Diyoruz ki, biz okulda, evde, işte ve siyasette yani hayatın her alanında eşitlik istiyoruz. Özgürce yaşamak istiyoruz. Saygı görmek istiyoruz, birey olarak kabul edilmek istiyoruz .Şiddete uğramamak, ölmemek istiyoruz. Sadece yaşamak istiyoruz. İnsan haklarının öncelikli hakkı yaşam hakkıdır. Bizler yaşamak, yaşamak istiyoruz” dedi. 
 
Etkinlik alanında uzman kadınların deneyimlerini aktarması ile devam etti. 
 
HATAY
 
İskenderun Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Boyacılar Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Platformun çağrısı üzerine etkinliğe katılan çok sayıda kadın, artan şiddete tepki gösterdi. Kadınlara, bir erkek tarafından yüzü kezzapla yakılan Berfin Özek ve Hatay Barosu Başkanvekili Avukat Sevinç Çakıcı da destek verdi. Kadınlar, katledilen hemcinsleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. 
 
İskenderun Kadın Platformu Sözcüsü Medine Yayman, "Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız. Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede" dedi. 
 
ADANA : BOLİVYA'DAN BEYRUT'A...
 
Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında ilk olarak Adana Adliyesi içerisinde Mahmut Esat Bozkurt Salonu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Merve Gündoğdu, basın metnini okudu. “Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir” diyen Av. Gündoğdu, dünyanın her yerinde kadınların hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıya maruz kalıp sömürüye uğradığını dile getirdi.  
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) Adana Şubesi,  25 Kasım etkinlikleri kapsamında DİSK Çukurova Temsilcilik binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Sendika adına konuşan Zeliha Divarcı, "Bizler DİSK Emekli Sen’li kadınlar olarak tüm bu kadın düşmanı politikaların karşısında duruyor; tüm emekli kadın yoldaşlarımızı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi. 
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Kadın Kolları, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Adana Büyükşehir Belediyesi Taş Binası önünde kadın buluşması gerçekleştirdi. “Kadın cinayetleri politiktir. Çözüm sokaktan Meclis’e” pankartını ve Adana ile Mersin’de öldüren kadınları anlatan dövizlerin taşındı. Kadınların saçlarına mor kurdele takması renkli görüntüler oluşturdu.CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Yasemin Yılmaz, “25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz. ‘Ölmek istemiyorum.’ Gücümüzü Bolivya’dan, Şili’den, Beyrut’tan ve Türkiye’nin 81 ilinden alarak haykırıyoruz: Biz kadınlar, içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız" dedi. 
 
İZMİR: CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNE İSYANIMIZ VAR
 
İzmir Barosu, 25 Kasım kapsamında baro önünden Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne yürüyüş düzenledi. Erkekler tarafından katledilen kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınlar  “Boşanmayı değil, kadın cinayetlerini engelle” sloganı haykırdı. 
 
Yürüyüş ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yapan İzmir Barosu Genel Sekreteri Perihan Dağdelen, kadın kazanımlarının, cinsiyet eşitsizliğini ve ayrımcılığı görmezden gelindiğini belirterek, “Kadınların erkek şiddeti ve cinsiyet eşitsizliğinin yanı sıra bütün ayrımcılığa isyanımız var ! Biz kadınlar, sokakları, iş yerlerini, özgürlük alanlarımızı terk etmeyeceğiz. Kazanımlarımızın geriye götürülmesine izin vermeyeceğiz, yasaları uygulatacak, daha iyilerini yapacağız. Hem mesleğimiz gereği hak savunucusu, hem de bu ayrımcılığa uğrayan kadınlar olarak, sokakta, adliyelerde, karakollarda, yükümlülüklerinizi, yasaları hatırlatacak, haklarımızı için mücadeleyi bırakmayacağız” dedi.
 
'YASALARI UYGULAYIN'
 
İzmir'de kadın örgütleri Konak Meydanı'nda bir araya geldi. İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisleri Başkanı Kızbes Seyhan Aydın, Çiğli’de geçtiğimiz aylarda Habibe Çevik ve kardeşi Fatma Akdağ’ın öldürülmesini hatırlatarak, İstanbul Sözleşmesi'nin imzacısı olan Türkiye'nin kadını koruyacak yasaları uygulaması gerektiğini söyledi. 
 
Ege Kadın Buluşması Platformu İzmir Sekreteri Şengül Baysak, son 10 yılda 20 bin 867 kadının öldürüldüğünü söyledi. Cinayetlere karşı mücadelelerinin devam ettiğini dile getiren Baysak, yerel yönetimlerden şiddete karşı adımlar atmalarını beklediklerini ifade etti. 
 
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, kadına yönelik şiddetin bir hak ihlali olduğunu belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik her türlü saldırının karşısında durmasından ve kadının tüm haklarını korumasından dolayı çok önemli olduğunu vurgulayan Serter, “Maalesef 1990 yılında bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden biri olan Türkiye’de uygulandığı söylenemez. Biran evvel uygulamaya sokulmazsa kadın cinayetleri başta olmak üzere her türlü şiddet ve hak gaspı önlenemeyecek şekilde sorun olmaya devam edecektir” diye konuştu. 
 
Eylem, katledilen kadınları temsilen yere ayakkabıların bırakılmasıyla sona erdi. 
 

25 Kasım dolayısıyla Bornova Meydanı'nda basın açıklaması düzenleyen Bornova Kadın Platformu da, “Yaşamak istiyoruz" pankartı açtı. Kadınlar sık sık, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" , "Yaşasın kadın dayanışması" , "Krizin yükü patronlara" sloganları attı. 

Basın açıklamasını platform adına Juliana Gözen okudu.

Her gün ülkenin dört bir yanından onlarca şiddet haberinin geldiğini söyleyen Gözen, 2019’un ilk 10 ayında 4’ü trans, 10’u yabancı uyruklu 302 kadının öldürüldüğünü aktardı. Kadınların yanı sıra çocuklara yönelik suçların da arttığını vurgulayan Gözen, 2017 yılında 18 bin 628 çocuğun cinsel istismara uğradığını, 2019 verilerinin ise devlet kurumları tarafından açıklanmadığını, ayrıca yeni yargı reform paketi kapsamında meclise sunulan önergede çocuğun istismarcıyla evlendirilmesi durumunda cezasızlığın öngörüleceğine dikkat çekti.

‘KRİZ KADINLARIN HAYATINI DAHA DA ZORLAŞTIRIYOR’

Ekonomik krizin emekçi kadınların hayatını her gün daha da zorlaştırdığını ifade eden Gözen, kadınların yoksulluk nedeniyle güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerine daha çok maruz kalarak işten atılma tehdidi ile daha çok sömürü, baskı ve mobinge uğradığını belirtti. Gözen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanlara öfkeliyiz. Krizin, şiddetin, eşitsizliğin yükünü taşımak istemiyoruz. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Barış içerisinde eşit ve özgür bir ülke için ülkenin dört bir yanında sokaktayız. Irak'ta, Ekvador'da, Şili'de, Lübnan'da işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, şiddete karşı sokaktayız.”

BATMAN 

 
HDP Batman Kadın Meclisi, Atatürk Parkı'nda bir araya gelerek yürüyüş düzenlemek istedi. Parkın çevresi ve HDP il binası önü polis ablukasına alınırken, HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve HDP'li il ve ilçe eş başkanlarının da aralarında bulunduğu kadınların yürüyüş yapmasına valilik yasağa gerekçe gösteriler izin verilmeyeceği belirtildi. Kadınlar ile polis arasında yarım saat süren görüşmede, 150 metrelik mesafede, slogansız, dövizsiz ve pankartsız yürüyüşe izin verilebileceği belirtildi. HDP’li vekil Başaran, duruma tepki göstererek "Jin jiyan azadi" sloganının evrensel slogan olduğunu ve bu sloganı atacaklarını ifade etti. Görüşmenin ardından kadınlar, park önünde önce kısa bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklama yapan HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, kadınların her gün dört duvar arasına hapsedilmeye çalışıldığını belirterek, kadın cinayetlerine ve şiddete karşı mücadele edeceklerini söyledi. 
 
Kadınlar, açıklamanın ardından katledilen kadınların isimlerinin yer aldığı dövizler ile Öğretmen Evi önüne kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Yürüyüş sonunda kadınlar alkış ve zılgıtlar ile eylemlerine son verdi.  
 
 
VAN
 
25 Kasım kapsamında Van'da düzenlenen bölge yürüyüşüne birçok kentten kadınlar katıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İpekyolu ilçe binasının önünde yapılan basın açıklamasına Barış Anneleri Meclisi, Ağrı Milletvekili ve HDP Kadın Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Muş Milletvekili Şevin Coşkun, Van Milletvekili Muazzez Orhan, Belediye eşbaşkanları, HDP il eşbaşkanları ile bölge kentlerinden gelen çok sayıda kadın katıldı. "Jin jiyan azadî", "Özsavunma haktır", "Erkek, devlet şiddetine karşı isyandayız", "Li hemberê zilmê jin dirabin ser piya" dövizlerinin açıldığı açıklamada kadınlar; "Jin dimeşin er û ezmen diheje", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları attı. 
 
‘MÜCADELEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ’
 
Kadınlar adına açıklama yapan Taşdemir, insanlık tarihinden bu yana kadınların zulüm gördüğünü ve tecavüze uğradığını belirtti. Taşdemir, “Kadınlar olarak hiçbir zaman alanları bırakmayacağız. Bugün baskılara karşı mücadele veren kadınlar ne yazık ki devlet ve AKP tarafından yok edilmeye çalışılıyor. Bugün bu zihniyete karşı çıkan kadın kurumları onlar üzerinde baskı ve yok etme politikalarıyla karşılaşıyoruz. Biz de biliyoruz ki AKP iktidarı baskı ve şiddet uygulayarak ayakta durmaya çalışıyor. Kayyum ve erkek zihniyeti kadın kurumlarına yönelip kapatıyorlar. Belediyeler içinde kadınların kendisine ait oluşturduğu sisteme el koydular” dedi.
 
‘İKTİDARIN TEMELİNİ KADINLAR SARSACAK’
 
Kuzey ve Doğu Suriye'de kadın kazanımlarına IŞİD zihniyetiyle saldırıldığını dile getiren Taşdemir, “Orada olan özgürlüğü ortadan kaldırıp IŞİD zihniyetini yaşamsallaştırmaya çalışıyorlar. Yine her yerde kadın kazanımlarına el uzatıp baskı altına almaya çalışıyorlar. İstanbul Sözleşmesi ile nafakayı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kadın mücadelesi özgürlük, eşitlik mücadelesidir. O yüzden de kadınları kendilerine engel olarak görüyorlar. 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’ne karşı başkaldırmış kadınlar, bugün dünyanın dört bir yanında Lübnan’da, Şili’de, Latin Amerika’da, Rojava Kürdistan’ına kadar ayaktadırlar. Dominik Cumhuriyeti’ndeki kadınların şahsında, bugün Sara, Sevê, Hevrin Xelef’lere kadar kadın ayaklanması büyümeye devam ediyor. Kadınlar hiçbir zaman erkek tarafından ve devlet politikası karşısında boyun eğmedi. Bu iktidarın temelini de kadınlar sarsacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 
POLİS ABLUKASI ALTINDA YÜRÜYÜŞ
 
Basına açıklamasının ardından yürüyüşe geçmek isteyen kadınlara polis izin vermedi. Kısa süreli yaşanan gerginliğin ardından polisin bir kadını gözaltına almak istemesi gerginliği daha da arttırdı. Gerginlik ve polis ablukasına direnen kadınlar sloganlarla HDP il binası önüne kadar yürüdü. İl binasına varan kadınlar burada uzun bir süre halay çekerek eylemlerini sonlandırdı.