URFA - Barış kültürünü inşa etmek için feminist kadınların oluşturduğu “Demir Leblebi” grubunun Urfa eğitmeni Ayşe Eriş, “Kadının anlattığı barış ile erkek egemen sistemin anlattığı barış arasında çok fark var” dedi.
“Şiddetsiz toplum ve eşitlik ilkeleri temelinde Türkiye’de barış” şiarıyla feminist kadınlar tarafından 2016 yılında kurulan Demir Leblebi Kadın Grubu, şimdiye kadar yürüttüğü “Barışa ses var”, “Nasıl barışacağız”, “Barış kültürü kampanyası”, “Yerel barış girişimlerinin inşası” ve “Hepimiz için barış ve güvenlik’ projeleriyle dikkati çekiyor.
BARIŞ ATÖLYELERİ
Grubun Urfa eğitmenlerinden Ayşe Eriş, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Barış üzerine atölye çalışmaları, Türkiye’nin ihtiyacı olan eşitliğe ve adalete dayalı çalışmalar ile eşitsizliği ortadan kaldırmaya yönelik atölyeler düzenlediklerini belirten Eriş, “Kadınlarla genelde toplumsal cinsiyet ve şiddetsiz toplum konulu, yine kadın bilincini güçlendirecek atölyeler düzenliyoruz. En son olarak barış atölyesini gerçekleştirdik” dedi.
‘KADININ KONUŞMAYA İHTİYACI VAR’
Düzenledikleri çalışmalara kadın katılımcıların iştirak ettiğini dile getiren Eriş, “Barış atölyesi çerçevesinde çok fazla kadına ulaştık. Çünkü kadının kendisine ve barışa dair konuşmaya çok ihtiyacı var. Kadın nefes alabileceği, yine kendi cinsi ile bir araya gelebileceği bir alan bulamıyor. Bu konuda atölye çalışmalarına katılım yüksek oluyor. En çok katılımın sağlandığı atölyelerimiz ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ ve ‘şiddetsiz toplum atölye çalışmaları’” diye belirtti.
‘MÜCADELE ETMEDİĞİ ALAN YOK!’
Urfa’da yürüttükleri atölye çalışması çerçevesinde, sınır kenti olmaktan kaynaklı, dezavantajları kendi içinde barındırdığını ve çok kimlikli bir yer olarak zengin yelpazeye sahip olduğunu sözlerine ekleyen Eriş, “Ama Urfa savaş dilinin en çok kullanıldığı bir yer. Kadınlar Urfa’da yaşamın her alanında mücadele yürütüyor. Sistemle, erkek egemen zihniyet ile yani birçok alanda mücadele ediyor. Kısacası kadının mücadele etmediği hiçbir alan yok. Kadın mücadelesine karşılık savaş dili kullanılıyor. Aslında bu savaş dilini ortadan kaldırmak gerekiyor. Yaptığımız 2’nci atölye çalışmasında kadına yönelik eril zihniyetin yine ataerkil sistemin ne kadar çok şiddet dilini kullandığını ve kadına ne kadar çok yöneldiğinin üzerinde durduk. Kadının anlattığı barış ile erkek egemen sistemin anlattığı barış arasında fark var” diye konuştu.