SKM: 15-16 Haziran ruhuyla mücadeleyi büyüteceğiz

  • kadın
  • 20:26 11 Haziran 2020
  • |
img

İZMİR- Sosyalist Kadın Meclisleri’nin 15-16 Haziran direnişinin 50’nci yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, “15-16 Haziran ruhuyla mücadeleyi büyüteceğiz” dedi.

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), 15-16 Haziran işçi direnişinin 50’nci yılı nedeniyle Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Açıklamaya, SF Trade işçileri de destek verdi. “15-16 Haziran Ruhuyla İsyandayız” pankartının açıldığı açıklamada, “Sendika haktır engellenemez”, “Yaşasın kadın mücadelesi” ve “Vardık, varız, var olacağız” sloganları atıldı. Açıklamayı Sosyalist Kadın Meclisleri Meryem Yıldırım okudu.

Yıldırım, 15-16 Haziran direnişinin, 1970 yılında hükümetin hazırladığı yasa taslağı ile sendikal örgütlenmenin ve grev hakkının kısıtlanmasına yönelik başlatıldığını hatırlattı. İstanbul, Gebze, İzmit, İzmir ve Ankara’da işçilerin, işçi sınıfını savunmasız bırakan bu yasaya karşı direnişe geçtiğini dile getiren Yıldırım, hükümetin 16 Haziran günü İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan ettiğini belirtti. Direnişin yayılmasını önlemek isteyen devletin, 21 DİSK yöneticisini gözaltına alındığını, 5 binin üzerinde işçi önderini ise işten attığını dile getiren Yıldırım, “Bu baskı ve gözaltı terörüne karşı işçilerin cevabı üretimi durmak oldu” dedi.

‘DİRENİŞİN GELENEĞİ DEVAM EDİYOR’

İşçilerin direnişi karşısında hükümetin geri adım atmak zorunda kaldığını ve yasa teklifini geri çektiğini aktaran Yıldırım, “Yaşanan direniş bir kez daha tarihi direnenlerin yazdığını gösterdi. Kadın işçiler, direnişin en önünde yer alırken birçok fabrikada iş bıraktı. Bu direniş geleneği Novamed’den Flormar’a büyüyerek devam ediyor. İşçi ve emekçi kadınlar, bir taraftan kadın özgürlük mücadelesinin en önünde yer alırken sınıf mücadelesini de büyütüyor. Salgında bir kez daha açığa çıkan kapitalizmin açlık, yoksulluk, sömürü ve ölüm düzenine karşı cins özgürlükçü ve eşit bir dünya yaratmak için kapitalizmin mezar kazıcıları olduğunu ilan ediyor” diye konuştu.

‘KAPİTALİZM İŞÇİLERE YAŞAM HAKKI TANIMIYOR’

Yıldırım, koronavirüs salgınının erkek egemen kapitalist sistem yıkılmadan başta kadınlar olmak üzere işçi ve emekçilere yaşam hakkı tanınmayacağını bir kere daha gösterdiğini ifade etti. Yıldırım, “Salgın koşullarında ölümle burun buruna çalışmanın dayatılması, ücretsiz fazla mesaiye kalma mecburiyeti, ücretsiz izin ile işsizliğe mahkûm etme, açlık-yoksulluk ve ölüm arasında seçim yapma dayatması karşısında 15-16 Haziran direnişi; bu tekerleği tersine çevirecek gücün işçi sınıfının elinde olduğunu gösteriyor. Erkek egemen kapitalizmin bize dayattığı açlık, erkek şiddeti, yoksulluk ve işsizliğe mahkûm değiliz” dedi.

‘BARBARLIĞA KARŞI MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ’

Kapitalizmin en ilkel ve en vahşi düzeninin işçilere dayatıldığını söyleyen Yıldırım son olarak, “Bizde işçi sınıfının fiili meşru mücadele ile yarattığı sınıf mücadelesini onlara hatırlatıyor ve bir kez daha 15-16 Haziran’ı yaratan işçi sınıfının önder kadın ve erkek işçilerini anıyoruz. Rosa Lüksemburg’un “Ya sosyalizm ya barbarlık” şiarı ile mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.