'Hayret' dolu bir kitap

img

ANKARA - Yazar Hacı Çevik'in Orta Anadolu’da yaşayan Kürtleri konu alan “Konya’da Kürt mü Var?” kitabı raflarda yerini aldı. Yazar, Kürtlerin yaşamını, politikleşme süreçlerini, Avrupa'ya göç ve bölgeye yansımasına ışık tutuyor.

Yazar Hacı Çevik'in Orta Anadolu’da yaşayan Kürtleri konu alan “Konya’da Kürt mü Var?” adlı kitabı Nisan ayında raflardaki yerini aldı. İletişim Yayınları'ndan çıkan kitapta, kademe kademe göçlerle oluşan Orta Anadolu Kürt topluluklarının toplumsal şekillenme süreci, Avrupa’ya göç ve bunun siyasal etkilerine bakılıyor. 
 
Kendisi de Orta Anadolu Kürtlerinden olan yazar Çevik ile kitabın çıkış serüvenini konuştuk. 
 
'NERELİSİN' SORUSU 
 
Hayatı boyunca “Memleketin neresi” ve “Nerelisin” gibi sorular ile karşılaştığını anlatan Çevik, “Bu soruya ‘Konya’ diyerek cevap verdiğinizde otomatik olarak üzerine etiketler yapıştırılır. Bu etiketler, o bölgenin siyasal yapısıyla paralel şekildedir. Politik olan bir Konyalı Kürt bu etiketlerin yapıştırılmaması için bir şekilde Kürt olduğunu belirtme ihtiyacı hisseder. Ardından da hayret dolu ‘Konya’da Kürt mü Var?’ sorusu ile karşılaşır. Bazen daha kolay kabul edileceğimi düşünerek ya da karşımdaki kişilerin siyasal duruşum hakkındaki etiketlerini doğrudan yönlendirmek için ‘Nerelisin’ sorusuna Kürt Hareketi’nin güçlü olduğu Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır gibi illeri söylerdim" dedi. 
 
Çevik, politik olmanın farklı boyutları olduğunu kavramaya başladığı vakit ise, ‘Nerelisin?’ sorusuna verdiği cevabın değiştiğini ifade etti. Çevik, "Konya cevabını vermenin ve o bölgede uzun yıllardır Kürtlerin yaşadığını ve kayda değer toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik yapılara sahip olduğunu vurgulamanın öneminin farkına vardım. Ve bunun peşinden gittim” diye kaydetti. 
 
KUŞAKLARARASI FARKLILIKLAR
 
Araştırmasında Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan genel seçim sonuçlarından yararlandığını aktaran Çevik, "Yaptığım görüşmelerde en çok öne çıkan unsur, Kürdi politikleşmeye bakış açısında kuşaklararası bir farklılığın olduğudur. Yaşı daha ileride olan Konyalı Kürtler, Kürt kimliğini daha geri planda tutup, bölgenin ortak dini kimliğine vurgu yapıyor. Siyasallaşmış orta ve genç kuşaklar ise Kürt kimliğini daha bilinçli bir şekilde öne çıkarıyor. Bununla beraber Kulu ve Cihanbeyli bölgesinde Kürt ve Türk toplulukları arasında 300 yıla yaklaşan ortak yaşam hikayelerinde tespit edilmiş ciddi bir çatışma yoktur. Çatışmanın olmamasının nedeni ise, kaynaşmış ve bütünleşmiş bir toplumsal yapının varlığını göstermemektedir” ifadelerini kullandı. 
 
GÖÇLERİN ETKİSİ
 
Çevik, 1960’lı yıllarda başlayan ve 1980’lerde farklı bir boyuta evrilen Avrupa'ya göçlerin Konya Kürtlerini derinden etkilediğine işaret ederek, bu etkilerin başında ise ekonominin geldiğini ifade etti. Çevik, "Avrupa ülkelerine yapılan göçler sayesinde Kulu ve Cihanbeyli’nin Kürt köylerinde sermaye birikimi ile gelişen ekonomik yapı, toplumsal zeminde birçok değişikliğe neden olmuştur. Diğer etnik gruplardan ekonomik olarak daha ileri bir konuma ulaşan Kürtlerin, bölge üzerindeki etkisi artmıştır. Yaz aylarında Kulu ve Cihanbeyli bölgesindeki nüfus, Avrupa’dan gelen gurbetçiler sayesinde neredeyse on kat artmaktadır” diye kaydetti. 
 
EKONOMİNİN DEĞİŞTİRDİĞİ İLİŞKİLER
 
Çevik, ekonomiye bağlı gelişen değişim ile birlikte bölgede yaşayan Türklerin, kazanç elde etmelerinden kaynaklı Kürtlerin siyasal tutumlarını göz ardı etmesini beraberinde getirdiğini ifade etti. Çevik, "Bu yaklaşıma paralel olarak, her ne kadar milliyetçi duygu ve düşüncelerle bölgede Kürt siyasi hareketinin varlığından ve çalışmalarından rahatsızlık duyulsa da bunun çatışma boyutuna taşınmamasına özen gösterilir. Yani sermaye birikimi özellikle Kulu ve Cihanbeyli bölgesindeki Kürt ve Türk toplulukları arasındaki ilişkileri de etkilemiştir. Etnik ve siyasal farklılıklara rağmen ekonomik hareketlilik bölgenin toplumsal ilişkilerinde önemli bir paya sahiptir” şeklinde konuştu. 
 
'KURDÎ TAVIRIN' OLUŞUMU 
 
Avrupaya yapılan göçlerin Kürtlerde siyasi açıdan da önemli değişimlere neden olduğunu ifade eden Çevik, Avrupa ülkelerindeki Kürtler ile yaptığı görüşmelere dair ise şunları söyledi: "Avrupa ülkelerine yapılan göç dolayısıyla Kürt etnik kimliği bağlamında siyasallaşmanın arttığını gözledim. Fakat artan bu siyasallaşmanın, kitabımda da altını çizdiğim gibi popüler düzlemde kaldığını ve entelektüel bir bilinç oluşturmadığını not etmek gerekmekte. 1980’lerden önce Kürdistan’daki Kürt toplulukları ve Kurdî tavır hakkında sadece duyumlara dayanan bilgilere sahip olan Konya Kürtleri, Avrupa ülkelerinde bir şekilde ilişkilendiği Kürt hareketleri aracılığıyla politik bilincin farkına varmışlardır.”
 
 
Konya Kürtlerinin aynı zamanda Kürt coğrafyasında yaşanan acılar ve verilen mücadelelerin de bilincine vardığını söyleyen Çevik, "Avrupa’ya gelince diğer Kürtleri tanımışlar ve kolektif Kürt kimliği mücadelesinin bilincine varmışlar. Bu ilişkilenme Konya Kürtlerinin, 1990’lı yılların başından itibaren Kurdî siyaset ile yakın bir ilişki içerisinde olmasına neden olmuştur. Avrupa ülkelerinde çeşitli yollardan ve çoğunlukla milliyetçilik düzleminde edinilen Kurdî siyasallaşma, tatil dönemlerinde gelinen Kulu ve Cihanbeyli ilçelerinde aile, arkadaş ve tanıdıklar aracılığıyla aktarılabilir. Bu etkileme ve etkilenme biçimleri günümüzde Konya’daki Kurdî siyasallaşmanın önemli nedenlerinden birisidir” dedi. 
 
DİĞER FAKTÖRLER
 
Konya Kürtlerinin politikleşmesindeki tek etkinin göçler olmadığına dikkati çeken Çevik, diğer nedenleri ise şöyle sıraladı: “İletişim ve ulaşım olanaklarının artması, Kürt siyasi hareketinin legalleşme mücadelesinin genişlemesi, Kulu ve Cihanbeyli’de çeşitli nedenlere bağlı olarak Türkiye’nin değişik büyükşehirlerine yapılan göçler ve üniversite eğitiminin bölgesel olarak artmış olması da Kürt etnik kimliği eksenli siyasallaşmanın diğer önemli faktörleridir. Bu nedenle Orta Anadolu bölgesindeki tüm Kürt topluluklarını anlatan ve Avrupa’ya göçün tek faktör olduğunu iddia eden bir çalışma olmadığını belirtmek istiyorum."
 
Çevik, son olarak kitabının Orta Anadolu Kürtlerinin görünürlüğüne katkı sunmasını ve bölgedeki Kürtler hakkında daha fazla akademik çalışmaların üretilmesinin yolunu açmasını umduğunu ifade etti .
 
MA / Berna Kişin