Kültürün hafızası kadınların yeni adresi: KASED

img

DİYARBAKIR - Kadınları kültürün gizli hafızası olarak ele alan KASED, kadınların rengiyle, sesiyle, sözüyle yer alacağı yeni bir alan açıyor. Derneği anlatan Devrim Demir, kadınları bu hafızaya geri dönerek kendine ait olana sahip çıkmaya çağırdı.

Tarih boyunca kadının sesi kapılar ardında gizli tutuldu. Kadınların dillendirdiği kilamlar, hikayeler erkeklerin diliyle topluma aktarıldı. Kadınlar, sanatlarını, öykülerini, kültürlerini kendi sesleri ve dilleriyle anlatmak üzere yola çıktı. Bir grup kadın sanatçı ve aydın, kadının sesinin gök kubbede daha yüksek yankılanması, rengini bu coğrafyada belirginleştirmek için Kadın Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği'ni (KASED) kurdu. 
 
DÜNYADA BİR İLK 
 
Yüzyıllarca kadının eliyle bugüne taşırılan kültürü, müziği, edebiyatı daha görünür kılmak adına yola çıkan dernek, özgün örgütlenmesi nedeniyle de dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. Kültür, sanat ve edebiyata dair tüm alanlarda eğitim çalışmaları yapacak. Müzikten, tiyatro, sinema, resim ve edebiyata dair kadının görünmeyen adını tarih sayfalarına kazıyacak. Dernek tüm alanlarda vereceği eğitimin yanı sıra yapacağı çalışmalarla da kadın eserlerini derleyerek yeniden toplumla buluşturacak. 
 
"Sanat herkes içindir" diyerek yola çıkan KASED, kadınların yanı sıra 2-14 yaş aralığındaki çocuklara da eğitim verecek. Sanat ve edebiyatı bir zümreye sunulan bir hizmet olmaktan çıkarmayı da hedefleyen KASED, toplumun sınıfsal ayrım yapılmadan herkesin ulaşabileceği, üretebileceği ve ürünlerini sergileyebileceği bir alana dönüştürecek. Dernek, 5 Eylül akşamı KASED ve Jin Ma'nın ortak hazırladıkları bir konserle açılışını gerçekleştirecek.  
 
Derneğin kuruluş amacını, yürütülecek çalışmalarını KASED Başkanı ve müzik eğitmeni Devrim Demir ile konuştuk. 
18 yaşında eline aldığı bağlamayla müzik çalışmalarına başlayan Demir, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) ve kayyım eliyle kapatılan Aram Tigran Konservatuarı’nda Kürt müziğiyle buluşan isimlerden biri. 1990'lı yıllarda asimilasyon politikalarına karşı Kürt kültürünü yaşatmak adına bir nefes olan MKM gibi bir yapı içerisinde yetişen Demir, konservatuarın kapatılmasının ardından kimseye bağlı kalmadan kültürü yaşatabilecekleri bir alan yaratan Ma Müzik'in kurucuları içerisinde yer aldı. 
 
KADIN VE SANAT
 
Kadın sanatçı ve aydınlar olarak yürüttükleri tartışmalar ışığında KASED'i kurduklarını belirten Demir, derneğin kuruluş amacına dair şunları dile getirdi: "Tarihten bu yana kadın sanatın içerisinde var ve her dönemde yaratıcı, üreten olmuştur. Ancak 1970'lere kadar sanat içinde kadın pek görünmüyor. Her ne kadar üreten olduysa da kendi adıyla ürünlerini ortaya koyamamıştır. Sanata konu olabilen kadın, sanatçı kimliğiyle kabul görmemiştir. Üretim alanında kendini kabul ettiren kadın, çoğu zaman üretimlerini topluma üretme noktasında ciddi zorluklarla karşılaşmıştır. 1970'lerle birlikte kadın hareketlerinin, örgütlenmelerinin güçlenmesiyle kadınlar, 'Biz neden yokuz, üretim, yaratım sürecinde varız ancak bunun sunumunda görünmüyoruz' dediler. Bu soruyla birlikte kadının görünürlüğü artmaya başladı. Lakin günümüze kadar da sanatta kadın emeğinin yüzde 100 görünür olduğunu söyleyemeyiz. Günümüzde yapılan özgün çalışmalar da daha çok genelin gölgesinde kalıyor ve yüzde yüz kendi özgün rengiyle toplumla buluşmuyor. Bu da kadın emeğinin en az yarısının yok sayıldığı anlamına geliyor. Bu nedenle özgün anlayışa ihtiyaç var. Özgün bir örgütlenmeye ihtiyaç var ki kadınlar burada üretimlerini özgün kimlikleriyle hayata geçirebilsinler." 
 
ÖZGÜN ÖRGÜTLENME
 
Güçlü bir anlayış değişimi yaşanmaması durumunda kadınların üretimlerine ve emeğine sahip çıkma noktasında eksik kalabileceğine işaret eden Demir, tam da bu nedenle özgün bir örgütlenmeye ihtiyaç duyduklarını belirtti. Kürt halkının özgürlük mücadelesine paralel olarak 30 yılı aşkındır Kürt kültürünü yaşatmak, büyütmek adına çalışmalar yürütülse de kadının sesinin de renginin de genelin gölgesinde kaldığını söyleyen Demir, bu duruma dair de şunları belirtiyor: "Toplum tarafından kadına biçilen roller nedeniyle bu tarz alanlarda görünür olmaları hala eksik. Kadınlar tam da bu nedenle kolay kolay kendilerini kültür-sanat faaliyetleri içerisine dahil etmiyor. Yıllardır yürütülen mücadeleye rağmen hala istenilen düzeyde bir özgün sanatsal kimliğin inşa edildiğini söyleyemiyoruz. Hala gelenekçi toplumun kadına yüklediği toplumsal rollerle kadının sanatsal anlamda yolculuğu engellenmek isteniyor. Onlarca dengbêj kadın, yazan kadın, çizen kadın var ama bunlar toplumda görünür değiller, tanınmıyorlar. Kadınlar her zaman sanatsal anlamda üreten bir pozisyonda olmuş. Kimi zaman bebeğine ninniler söylemiş, kimi zaman aşkını kilamlarla ifade etmiş, kısacası acısını, neşesini kilamlarla ifade etmiştir. Ancak bu hep kapalı perdeler ardında gizli tutulmuş. Çünkü önlerinde hep engel konulmuş, baskı uygulanmış. Kürt mücadelesinin etkisiyle bu baskı ve görünmezlik hali aşılmış olsa da hala yeterli düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Bunu oradan kaldırmak için daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor. Biz kendine, sanatına ve hafızasına sahip çıkan bir zihniyet inşa etmek istiyoruz.” 
 
GİZLİ KÜLTÜREL HAFIZA
 
Tarihten bu yana kadın tarafından üretilmiş eserleri de köyleri, mahalleri gezerek derlemenin temel hedeflerinden biri olduğu söyleyen Demir, bu toplumda kadının gizli bir kültürel hafızası olduğunu ifade etti. Demir, "Kadınların hafızasına geri dönerek, kendine ait olana sahip çıkması gerekiyor. Sesiyle, rengiyle bunu topluma sunması lazım. Dernek olarak çalışmalarımızdan biri de araştırma ve derleme çalışmaları olacak. Zaman zaman köylerde, sahada derleme çalışmaları yürüteceğiz. Tarihte, edebiyatta, sanatta kadının yerine dair araştırmalar yapacağız ve ürünleri bir araya getireceğiz. Yol yürüyebilmek için heybemizi doldurmamız lazım, bunu da ancak araştırma ve derleme çalışmalarıyla yapabiliriz. Bir bilinç oluşturmak istiyoruz. Bir deniz var, Kürt kültürü bir deniz kadar büyük. Ne kadar yüzersen yüz, sonu yok. Öğrenmemiz gereken tek şey, bu denizde nasıl yüzebileceğimizi öğrenmek" dedi.  
 
KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
 
Demir, KASED ile çalışmalarının duvarları aşarark topluma ulaştıracaklarını kaydetti. Kültür ve sanatın edebiyatla direkt bağlantılı olduğuna işaret eden Demir, kurulacak bağı da şöyle özetledi: "Genellikle edebiyat çalışmaları sanat ve kültürden ayrı ele alınıyor ama her biri birbirini besleyen bir pozisyonda. Kültür yoksa, sanat yoksa, o noktada edebiyatın da ilerlemesinin çok imkanı yok. Kültür ve sanat kendini edebiyatsız büyütemez. Biz de hepsini birlikte ele almak istedik. Edebiyat eksik ve ayrı tutulduğu için bu üretimlerde ciddi bir düşüşe neden oluyor. Stranlar, müzik, sinema, tiyatro çalışmalarında bu noktaya ağırlık vermeliyiz. Şüphesiz imkanlarımız sınırlı ancak böyle bir denizde daha iyi bir noktada olabiliriz. Önce bir bilinç, çerçeve oluşturacağız ve üretimi arttıracağız." 
 
KASED MİRAS ÜZERİNE KURULDU
 
KASED'in sıfırdan, yoktan var edilmediğini, 30 yılı aşkındır süren kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarının mirası üzerine kurulduğunu dile getiren Demir, MKM'nin kurulduğu süreçte Kürt kültürüne yönelik yok sayan anlayışın bugün de değişmediğini belirterek, o gün ortaya konulan ruhla mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. 
 
Derneğin tıpkı MKM, Ma Müzik gibi bir okul misyonu da olduğunu vurgulayan Demir, sadece kurs vermek değil aynı zamanda burada Kürt kültür, sanat ve edebiyatını sonraki nesillere aktaracak eğitmenler yetiştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
 
MA / Dicle Müftüoğlu- Özgür Paksoy