Baskılara Taliban benzetmesi: Müzik özgür olsun

img

ANKARA - Sokak müzisyenlerine yönelik baskıları Taliban’ın enstrümanları yakmasına benzeten müzisyenler, müziğin özgür olması için bir araya gelme çağrısı yaptı.

Koronavirüs salgınıyla getirilen kısıtlamalar kalksa da sokak müzisyenlerine sokak yasakları sürüyor. Yıllardır Ankara sokaklarının yasaklandığı müzisyenler, sürekli zabıta ya da polisin müdahalesiyle engelleniyor, enstrümanlarına el konuluyor, gözaltına alınıyor. Kentte uzun yıllardır sokakta müzik yapan ve baskılara maruz kalan Burak Yalçın (23) ve Ali Çınar (27), yaşadıklarını ve taleplerini anlattı. 
 
VALİLİK, POLİS, ZABITA ÜÇGENİ
 
Darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte müzik yapamaz hale geldiklerini belirten Çınar, “Ankara Valiliği’nin bizzat polis memurlarına, sokak müziği yaptırmayacaksınız, gördüğünüz an müdahale edeceksiniz emri var” diye konuştu. Polisin yanı sıra zabıtalar tarafından da engellendiklerini dile getiren Çınar, “Sürekli tetikteyiz” diyerek, sokakta müzik yapamadıklarını söyledi. 
 
POLİS: DEVLETİN KENDİSİYİM! 
 
Çınar, üç kez gözaltına alındığını ve para ceza kesildiğini söyledi. “Dilencilik yapmak” gerekçesiyle hakkında işlem yapılan Çınar, polisle diyaloglarını şöyle anlattı: “Rencide ettiler. Bir başka gün de polis ceza yazarken kameraya çekmek istedim. ‘Kapat’ dedi polisler ama hakkım olduğunu söyledim. Elime vurup, kamerayı düşürmek istediler. Arkadaşlarıma dönüp, ‘Bununla müzik yapmayın, bu çocuk yüzünden size ceza yazacağım, başınız belaya girecek’ dedi. ‘Devletin memurusun, devlet değilsin, Allah değilsin, bu kadar kendine güvenli olma’ dedim. ‘Ben devletin kendisiyim. Hükümetler gider, ben kalırım’ dedi.” 
 
Çınar, gözaltına alındığında sokak müziği yapması nedeniyle “polise mukavemet” ve çene üstünde olan maske için kendisine Esat Polis Karakolu'nda 3 ayrı ceza kesildiğini, o günden sonra da sokakta müzik yapmadığını anlattı. 
 
SOKAĞIN ÖZGÜRLÜĞÜ
 
Şu anda bir mekanda Çınar ile müzik yaptıklarını belirten Yalçın, sokakta müzik yapmakta neden ısrar ettiklerini şöyle ifade etti: “Kendimizi özgür hissettiğimiz mekanlar sınırlı. O sınırdan bu sınıra koşarken, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sokakta özgür olsak, sokağı tercih ederiz. İstediğimiz şarkıyı çalıyoruz, destek olmak isteyen oluyor.” Yalçın, aynı zamanda metro istasyonlarında da müzik yaptıklarını ancak özel güvenlik görevlilerinin kendilerini engellemeye çalıştığını ifade etti. 
 
MÜZİK YASAKLARI
 
Çınar ve Yalçın, herkesin kendi kültüründe müziğini yapması gerektiğini belirterek, İstanbul’da Kürtçe müzik yapan sokak müzisyenlerine yönelik polis baskısına değindi. Yalçın, Irak, İran ve Afganistan gibi coğrafyalarda da bu tür baskılar olduğunu dile getirerek, “Bizler varız ama karşıdaki tek tip kafa yapısı, düşünce tarzı. Bunun sebebi sadece sokak müziği değil, politik problemlerin bize yansıyan kısımları olduğunu düşünüyorum. Biz orada seyyar para kazanan ya da Kürtçe müzik yapan biri oluyoruz. Daha büyük problemlerin yansımalarını biz de yaşıyoruz” diye konuştu.
 
Çınar ise, “Biz bir manifesto yayınlamıyoruz, çıkıp birilerine hakaret, küfretmiyoruz. Kendi dilinde müzik yapmak istiyorlar. Ya da ben kendi kültürümün müziğini yapmak istiyorum. Biri rahatsız oluyorsa eğer, yürümeye devam edebilir” dedi.
 
‘SİYASİ BİR KARAR’ 
 
Sokak yasaklarının yanı sıra eğlence mekanlarında saat 00.00 sonrası yasaklarının da müziği engellediğini ifade eden Çınar, bu yasağın ise “siyasi bir karar” olduğunu belirtti. Çınar, “İnsanlar eğlenmesin diye mi yapılıyor! Müziğe ne garezleri var. Biz türkü söylüyoruz. Aşık Veysel, Aşık Mahzuni söylüyoruz. Sadece müzik değil, bütün eğlence sektörüne karşı insanların eğlendiği ne varsa baskı var” dedi.
 
‘ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?’
 
Yalçın ve Çınar, müzisyenlerin gözaltına alınması, enstrümanlarına el konulması ve anadilinde müziğe engel olunması gibi baskılara, Afganistan’da Taliban’ın müzisyenlerin enstrümanlarını yakmasını hatırlattı. Aşık Dertli’nin “Telli sazdır bunun adı/Ne ayet dinler ne de kadı/Bunu çalan anlar kendi/Şeytan bunun neresinde” sözlerini okuyan Yalçın, “Aynı zihniyet, aynı problem. İnsanlar sanatta kendilerini özgür ifade ediyorlar. Burada da özgürlüğe karşı saldırı var” şeklinde konuştu.
 
Çınar ise son olarak şunları söyledi: “Burada enstrümanları yakıp, bayrak gibi sallandırmıyorlar ama daha kötüsünü yapıyorlar, kimse görmeden, gizli bir şekilde, savaş gibi... Neden korkuyorlar anlamıyorum ama bizden korkuyor olmaları hoşuma gidiyor. Müziğin özgür olmasını istiyoruz. Bu konuda yetkili birileri elini taşın altına koymayacak. Onun için kamuoyu oluşturalım, müzisyenler olarak toplanalım ve sesimizi bir şekilde duyuralım.”