Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) organize ettiği 3. Kürt Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Cezayir Toplantı Salonunda “Üç Diasporada Kürt Edebiyatı” isimli söyleşi düzenledi. KHK ile ihraç edilen akademisyen ve yazar Selim Temo'nun konuşmacı olduğu söyleşiye çok sayıda sanatçı, eğitimci ve yurttaş katıldı.

 

İstanbul’u da diaspora olarak tanımlayan Temo, diasporadaki Kürtlerin “Üç diasporada Kürt Edebiyatı'nı konuşmalarının önemli bir ayrıntı olduğunu söyledi. Temo, Horasan bölgesini anlatarak başladığı konuşmasında, İslamiyet’ten önce Kürtlerin “Gece ve gündüzün tanrısı” adına yemin ettiklerini aktardı. Kürt Edebiyatını Mart yağmuruna benzeten Temo, “19. yüzyılda Kürt edebiyatçılarını İstanbul’da görüyoruz. Pîremêrd, Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil’in arkadaşıdır. Hatta Musavverün Muhit ve Serveti Fünun dergilerinde kendi parası da var. Pîremêrd, yeni Türk edebiyatının patronluğunu da yapmış 1913-1914 yıllarına kadar. Kendilerinde farkındalık oluştuğu vakit yavaş yavaş Türk edebiyatçılarından kopuyorlar. Fakat yeni dünya edebiyatı üzerinde iletişimleri Türkçe üzerinedir” dedi.

 

‘AVRUPALI KÜRDOLOGLAR KÜRTÇE BİLMİYOR’

 

Diasporadaki insanın kültüründen, kökünden, ruhundan, toprağından ve dilinden koptuğunu ifade eden Temo, “Seni koparıyorlar. Bir yere gidiyorsun ve hep eksik kalıyorsun. Kimsesiz olarak insanların eline bakıyorsun. Sürgünle diaspora meydana geliyor. Avrupa sürgün değil, kaçıştır. Eğer sürgün olsaydı, devletler bir değer verirdi Kürt aydınlarına. Ama 1980’den sonra giden aydınlara hiçbir kıymet bile vermedi” diye konuştu. Avrupalı çoğu Kürdologun Kürtçe bilmediğini savunan Temo, “Ya Türkologlar, ya da doktora ve mastır burslarını Kürdistan'ı bölen devletlerden almıştır. Avrupa'da akademisyenlik, sponsorluk işidir. Kim sponsor olmuşsa ona çalışıyorlar” şeklinde eleştirdi.