Aryen’den yeni bir kitap: Masumiyet Utandı Kendinden

img

HABER MERKEZİ - Aryen Yayınları, cezaevinde bulunan Fecriye Benek'in “Masumiyet Utandı Kendinden” romanını okuyucuyla buluşturdu. Roman, DAİŞ'in Şengal'e saldırısını ve daha büyük bir kırımın önüne geçen 7 kişilik grubun unutulmaz mücadelesini konu alıyor.

Aryen Yayınları, yeni bir kitapla okuyucuların karşısına çıktı. DAİŞ'in 3 Ağustos 2014'te Şengal'e saldırısını ve daha büyük bir kırımın önüne geçen 7 kişilik grubun unutulmaz mücadelesi ve taktiklerini konu alan Fecriye Benek'in "Masumiyet Utandı Kendinden" romanı, yaklaşık 5 yıllık çalışmanın sonunda tamamlanarak, kitapevlerinin raflarında yerini aldı. 
 
Romanı cezaevinde büyük zorluklara rağmen kaleme alan ve halen tutuklu bulunan Fecriye Benek, “Çalışmaya başlarken zindanda olmanın tüm olanaksızlığı anı anına suratıma çarptı. Çarpmanın ruh ve bilincimde yarattığı sarsıntı ve acı beni her defasında pes etmenin sınırına sürükledi. Bana dönüş yaptıran kudretli kuvvet, 7 kişilik imge ve yaşanan büyük trajedinin illaki görünür olmasına duyduğum istekti” diyor. 
 
GERÇEĞİN ÖZ RENGİNİ VERMEK 
 
Yazar Benek, devamında şöyle diyor: “Roman, kitap yazma deneyimim hiç olmamasına rağmen girişim cüretkârlığında bulunmamın yegane etkisi gerçekliğin büyük yakıcılığıydı. Bu çalışmaya gerçeğin öz rengini vermek esasım oldu. Fakat ne yazık ki çok sınırlı bilgiyle çalıştım. Hakikatin özünü aramak zamanın hiçbir kesitinde kolay olmamıştır. Hele ki bir kadın özü ise adeta sır çözen gibi hassas olmayı gerektiriyor. Bu hassasiyet ile Êzidî Kürtlerin hayat hakikatinin tarihinde gezinirken insan olma vasıflarından utanır oldum... Acılarını, umutlarını, ruh iklimimde duyumsayarak satırları dizdim. Duyumsamadığım ve hissiyatından pay almadığım tek bir satıra yaşam hakkını sunmadım. Bütün acemiliğime rağmen beni bu çalışmaya tutkulu bir aşkla çeken nadide ve cezp edici imge; tarihe ak bir yaprak düşüren 7 kişilik özgürlük gerillasının mucizevi çıkışıydı. Tüm cihanın bile baş etme iradesini göstermediği siyah ruhlu İŞİD illetine karşı 200 bin savunmasız insanı nasıl kurtardılar sorusu beni böyle bir çalışmaya kilitledi.”
 
DÜNYA SEYİR POZİSYONUNDA 
 
Benek, dünyanın soykırım karşısındaki sessizliğine de şu sözlerle dikkat çekiyor: “3 Ağustos 2014 tarihinde çağımızın en büyük ve ürkütücü illeti olan İŞİD'in eliyle 74'üncü kez Êzidî Kürtleri toplum kırım cenderesinden geçirildi. Cümle cihan vicdanını askıya alarak ahlakını ayağa düşürerek seyir pozisyonunda kalmayı tercih etti.”
 
'SEVDİKLERİNİZİN ÖLÜM RİTÜELİNİ İZLEDİNİZ Mİ HİÇ?'
 
Benek, kitabın henüz başında “Söz Hakikatin” başlığıyla okuyucuya sorular sorarak, kendini sorgulamasını şu satırlarla sağlıyor: “Söyleyin bana! Gecenin karanlığında, ansızın acıya giyinmek ve bedenin bile dar geldiği ruhu duyumsamak nedir bilir misiniz? Ya da bir avuç rüzgarın atom zehrine dönüştüğü ve 'ebedi kayboluştur' dediğiniz anları yaşadınız mı hiç?
 
Söyleyin bana! Aydınlık son kırıntısını kadim Laleş'in saçlarından toplayıp göçüyorken, hayatın acı tutanaklarını, kurnazlar kralı güncel Enki'lerin kıyım iddianamesinden okumak nedir bilir misiniz? Ya da kırk-elli derece cehennemin çöl sıcağında minik bedenlerin kuruyup kaldığını gördünüz mü? Ya da yitirmenin sinik ruhunu sığınarak yaşamak nedir bilir misiniz?
 
Söyleyin bana! Kardeş, anne, baba, sevgili, çocuk veyahut cümle sevdiklerinizin ölüm ritüelini izlediniz mi hiç?”
 
OKUYUCUYU ŞENGAL’DE DOLAŞTIRIYOR!
 
“Masumiyet Utandı Kendinden” romanının her bir sayfasında okuyucuyu Şengal Dağı'na sığınan halkın arasında dolaştıran, stratejik noktalarda günlerce aç susuz nöbet tutarak büyük bir katliamın önüne geçen savaşçıların mevzileri başına götüren, çöl sıcağında bir damla suyun hayatiliğine rağmen herkesin vecd ile kuyu başında bir birine yardımcı olan örgütlülüğüne tanıklık ettiren Yazar Fecriye Benek, "Bu çalışma güzel yürekli insanların katık ettiği manevi ruhla beslendi. Acıydı... Ama acı olduğu kadar anlamyıdı benim için. Çünkü yazmak insan ruhunun melodisidir. yazmak hakikatin peşine düşmektir... Acılarında gözyaşı oldum, umutlarında tebessüm oldum. Dilba oldum, Salman oldum, yaşlı Zinarî oldum, minik hadi oldum. Yedi Melek'in imgesinde Mordem'in nadide bedeninin gerçeği oldum. Demhat oldum... Onlarla ağladım, onlarla coştum, onlarla acılandım, onlarla güldüm. Ben ordaydım...” sözleriyle romanını okuyucuya sunuyor.