Süryani ve Ermeni mirası bakırcılık tarih oluyor

img

ADIYAMAN - Süryani ve Ermenilerin en gözde mesleklerinden bakırcılık ve kalaycılığın Adıyaman’daki son iki ustasından biri olan Mehmet Yiğit, “1960’lı yıllarda bakırcılar çarşısında 150’ye yakın bakırcı ve kalaycı vardı” diyor. 

Adıyaman’ın Oturakçı Pazarı’nda bakır ve kalay işi yapan Mehmet Yiğit (62), 1960’lı yıllarda pazarda 150’ye yakın bakırcı ve kalaycının bulunduğunu, şimdilerde 2 usta kaldıklarını, işin ustalarının Süryani ve Ermeniler olduğunu söyledi. Elinde çekiciyle mesleğin son simalarından olan Yiğit, çırak bulamadıkları için son nesil olduklarını kaydetti.
 
Adıyaman’da 8 yaşından itibaren ailesinin yönlendirmesiyle Oturakçı Pazarı’ndaki Süryani ustaların yanında çıraklığa başladığını ve yarım asırdan fazla bir süredir bakırcılık yaptığını ifade eden 8 çocuk babası Yiğit, mesleğinin teknolojiye yenilmesinin hüznünü yaşıyor.
 
SÜRYANİ VE ERMENİLERDEN ÖĞRENDİ
 
1960 yılından bu yana emek veren kalay ve bakır ustası Yiğit, “Adıyaman’da 60’lı yılların en büyük ustaları Süryaniler ve Ermenilerdi. Biz mesleği onlardan öğrendik. İşe başladığım o dönemde burada Süryanilerin onlarca dükkânları vardı. Hem kalaycılık hem de bakırcılık yapıyorlardı. O dönem buralarda yoğunluk vardı. İş yapabiliyorduk ama bugün akşama kadar bir kişi ancak geliyor. Şu an burada bu işi yapan iki kişiyiz. Hep sıkıntılar içinde bu mesleği yapmaya çalıştık. Devlet bu meslekleri yaşatmak için bir şey yapmıyor, sahip çıkmıyor. Bu mesleğe ilgi olmadığı için bizden sonra bitecek” dedi.
 
BAKIR TABAK DAHA SAĞLIKLI
 
“Adıyaman’da 70’li yılların en güzide mesleklerinden biri bakırcılıktı” diyen Yiğit, şöyle devam etti: “O dönemler bu mesleğe büyük rağbet vardı. Herkesin evinde tabağı, tenceresi, kaşığı bile bakırdandı. Bakır tabaklarda yemek daha lezzetli ve sağlıklı olur. O dönemler kansere yakalanan insan sayısı günümüze göre çok azdı. Alüminyum ve teflonların çıkmasının ardından ve bakır fiyatının yüksek olmasından dolayı bakıra olan rağbet azaldı. Bugün insanlar bakırın ne olduğunu bilmiyor. Faydasını bilseler bakırcılık bu durumda olmazdı.” 
 
BAKIR VE KALAYCILIK BİTİYOR
 
İşlerin durgunluğundan ve müşteri olmamasından yakınan Yiğit, “Atatürk Barajı ile birlikte onlarca köy ve bir ilçe su altında kaldı. Eskiden köylere gidip aylarca bakır kalaylıyorduk. Oturakçı Pazarı’na yakın köy garajı vardı, ondan dolayı buralarda yoğunluk olurdu. Ama artık buralara kimse uğramıyor. Kahveye gitmemek için sabah dükkânı açıp akşam kapatıyorum. Ufak tefek tamirat işleri geliyor, onları yapıyoruz. Bir de çiğ köfte leğenlerine ilgi var ama o da çok az. 60’lı yıllarda bakırcılar çarşısında 150’nin üzerinde bu işi yapan bakırcı ve kalaycı varken bugün kimse kalmadı. Esnaf Sanatkâr Odaları Birliği başta olmak üzere yetkililer bizlere gereken desteği vermedi. Kalfa ve çırak yetişmediği için bu meslek artık tarihe karışıyor” diye konuştu.